Oy verin lütfen çikolatlar~
------"Hadi ama Minho, uzağa gitmeyeceğim zaten!"
Kahvaltı ettikten sonra bir kitabı okuyup bitirmiş, küçük resimler yapmıştım ve canım çok fazla sıkılıyordu. Telefon veya televizyon yoktu, özel ders almaya henüz başlamamıştım.
Bu yüzden dışarı çıkabilmek için Minho'ya yalvarıyordum. Kendisinin işi olduğu için sonraya ertelemişti, tek başıma çıkmama da izin vermiyordu. Aklıma gelen her türlü ikna yöntemini deniyordum.
"Tamam, öyleyse sizinkilerden biri benimle gelsin. Felix hyungu seçiyorum, diğerlerine henüz ısınamadım."
Bıkması ve izin vermesi için yerden kalemini alacağı zamanı fırsat bilerek sırtına çıkmıştım, şort giydiğim için açıkta olan bacaklarımı soğuk elleriyle tutuyor olması ürpermeme neden oluyordu.
"Peki, ama Felix'in yanından ayrılmayacaksın Jisung. Söz ver bana?"
"Yaşasın! Tamam, çok fazla söz veriyorum."
Düşmemek için boynuna sardığım kollarımdan destek alarak eğilip yanağını öptüm. Bana izin verdiği için ödül.
"Görüşürüz Minnie~"
Koşarak odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. Diğerlerinin odaları bizim bir alt katımızdaydı. İlk geldiğim gün görmüş olduğum, yan yana dizilen odalardı.
Felix ile Seungmin'in odasının önünde durdum, evde sevgilisi olmayan bir tek Minho ve ben vardık. Ayrıca hepsinin sevgilisi de erkekti, nasıl bir araya geldiklerini anlamamıştım. Kan çekiyordu galiba.
Kapıyı tıklattım, içerden onay gelmesini beklesem de hiçbir ses yoktu. Felix hyungun odasında olup olmadığını bilmiyordum, herhangi bir ses de gelmediği için kapının arasından bir baksam zarar gelmezdi diye düşünmüştüm.
"Felix hyung içerd-"
Lafım, Seungmin hyung tarafından duvara yaslanmış sömürülen bir Felix hyung görmemle yarım kalmıştı. Onlar hızla ayrılıp hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışırken ben de ne yapacağımı bilemeden özür mırıldanıp dışarı çıktım.
Birilerini basmak nedense eğlenceli gelmişti.
Odanın dışındaki duvara bir omzumu yaslayıp çıkmalarını bekledim. Kendilerine anca çeki düzen verirlerdi.
İki dakika sonra kapının açılmıştı. Felix hyungun yüzünde salak bir gülümseme vardı, Seungmin hyungun yüzünde ise bir ifade yoktu.
Suratsız adam.
"Beni arıyordun sanırım Jisung?"
Hızla kafamı sallayarak onayladım. "Evet hyung, birlikte biraz dışarı çıkabilir miyiz diye soracaktım. Minho'dan ancak öyle izin alabildim de,"
İçimi ısıtacak gülümsemesini sundu, kısılan gözlerinin yanları kırışmıştı. "Olur Hannie. Beklemeden çıkalım o zaman, hava kararmadan gelmeliyiz."
Tekrar kafamı sallayıp önden gitmesine izin verdim. Evin kapısından geçip bahçeye çıktık. Daha önce sadece Minho ile gittiğim bir yer olan, arabaların bulunduğu garaja doğru yürüyorduk. Felix hyung, girişi sağlayan büyük kapının önünde durup duvardaki panele şifreyi yazdı.
Bu şifre olayı bazen tuhaf geliyordu benim için. Eşyalarının çalınmasını önlemek bir yana, evdeki bazı odaların kapısı da kilitliydi ve kilitli olan her yerde bu şifreli panellerden vardı. Teknolojiyle aram hiç yoktu, ilk defa böylesine üst düzey aletler görüyordum.
"Hadi atla Han, gezelim biraz." Dedi diğerlerine nazaran daha klasik ve şirin duran sarı arabanın kapısını açarak.
---------
Geçiş bölümsü bir şey olsun bu.Kaosa hazır mısınız gençliik
İlk defa böylesine büyük bir kaos ortamı yazmaya çalışacağım, beklentiniz çok yüksek olmasın yani :3
Zaten bu aralar anlatımım bozulmuş gib hissediyorum ama yılmadım guys ✊🏻
Arabalardan çok anlamam bu arada ama bu hoşuma kaçtı
Hadi öptüm <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Killed Someone For You, Minsung ✔︎
FanfictionAilesinden koparılıp tanımadığı bir adamın evinde yaşamaya başlamıştı Jisung. Gün geçtikçe daha da kapıldığı bu adam için her şeyi yapabilecek düzeye gelmişti. -Rahatsız olabileceğiniz kısımlar içerir. Han #2, 02.09.21 Minsung #1, 10.08.22 Lee Minho...