Kör bir kız, kör kütük aşık olabilir mi gerçekten?
Görmeden sevebilir mi? Birinin desteği olmadan hayatını sürdürebilir mi?
Vişneli dondurmayı görmeden sevebildiyse, onuda sevebilir bence.
Satırlarını okurken yüzünüzde gülücükler açacak, bazen d...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
FİNAL. "Ezgi, Yağız'a sarıldı. Yağız ise hem karısına hem de kızına..."
*** O gün alel acele bir gelinlik bile almıştık. Sadece Yağız seçmişti. Annemi, Yaprak'ı falan çağırmaya vakit olmamıştı. Her şeyi Yağız tek başına halletmişti. Siz inanır mıydınız, âşık olduğunuz adamın sizin her derdinize derman olabileceğine? Ben inanmazdım. Ben aslına bakarsanız aşka bile inanmazdım. Ya da güvenmezdim bilemiyorum... Ama her şeyin farkına varıyorsunuz. Her şeyi deneyimliyorsunuz ve çoğu şey düşündüğünüzün tam aksi oluyor. Her şey tersine dönebiliyor bu dünyada. Her şey sandığınızın tersi çıkabiliyor. Doğruları ve yanlışları ayırmak, ayırt etmek sizin elinizde. Bazıları aklını kullanarak bunları çözebilir, bazıları ise deneyimleyerek. Bazı deneyimlerin sonu sizin için kötü olabilir, bu yüzden aklımızı kullanmak zorundayız. İyi şeyler deneyimlenebilir fakat deneyimlemek istemeyeceğiniz o kadar çok şey varki, şu kısacık ömrümüzde... Ama aşk güzel bir şeydi, aşk iyiydi, aşk doğruydu ve iyiki gözlemle değil, deneyimleyerek öğrenmişim. Galiba tek kural doğru kişiye aşık olmak. Doğru kişiyi bulmak. Aslında bulmak için çabalamak değilde, hayatın o doğru kişiyi önüne çıkarmasını beklemek. Belki bir dondurmacının önünde, belki bir hastanede, belki yağmur damlalarıyla üzerimize damlayacak, o doğru insan. Belki de gökyüzünde buluşacağız onunla... Ama er veya geç o doğru kişi karşınıza çıkacak ve siz de bunu anlayacaksınız.
Ben buldum. Sizde bulacaksınız...
"Kızım hadi! Geç kalacağız!"
Evet ne için gittiğimizi biliyorsunuz, neye hazırlandığımızı. Fakat nereye gittiğimizi merak ediyorsunuzdur. Kumsala gidiyoruz. Her şeyin tam anlamıyla başlayacağı o yere. Sadece ben değil, siz de benimle beraber geliyorsunuz. Ben evleniyorum ve sizler... Sizler, her biriniz benim nikah şahidimsiniz. Ben çok mutluyum ve siz buna şahitsiniz, Yağız çok mutlu ve siz buna şahitsiniz, biz çok mutluyuz ve siz buna şahitsiniz. Ben mutluluğumu sizinle paylaşıyorum, şu an bizimle beraber mutlu olanlarla. Hâlâ mutluluğa ulaşamayacağını düşünenler varsa, yanılıyorsunuz... Benden size Ezgi sözü! O gün gelecek ve çok mutlu olacaksınız. O insan gelecek ve o çok mutlu olacaksınız. Bir sabah, güneş perdenin arasından yüzünüze vururken uyanacaksınız. Belki de mutluluğunuz, sevginiz, aşkınız kitaplara konu bile olacak. Bunlar benim hikayemin, bizim hikayemizin son satırları. Artık siz anlatacaksınız ben dinleyeceğim, siz yazacaksınız ben okuyacağım...
