4.Bölüm "Yağmurlar."

8K 1.2K 1.4K
                                    

Merhaba güzel kızlarım ve yakışıklı beylerim. 💙

Yukarıdaki müziği açalım ve kendimizi kitabın satırlarına bırakalım.

"Yağmurlar yağmazsa, temizlenebilir miyiz kirlerimizden?"

İyi okumalar canımsular🍦

Saniyeler içerisinde kapı çaldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Saniyeler içerisinde kapı çaldı. İçimde ki heyecanı size tarif edemem...içimde sanki beni istemeye geliyorlarmış gibi bir heyecan var. Hani hep derler ya aşık olunca karnında kelebekler uçuşurmuş...galiba karnımda kelebekler uçuşuyor.

O şimdi buraya gelicek, bizimle masaya oturucak ve yemek yiyecek, acaba güzel yemek yiyor muydu? Evet kahretsin ki bunu bile düşünüyorum, görebileyim de yemek yerken göreyim fark etmez.



"Hoş geldin oğlum, buyur geç içeri." dedi annem.

Tamam Ezgi, geliyor sakin olmalısın. Derin nefes al, ver, derin nefes...

"Sen şöyle geç, ben de yemeği ocaktan alıp geleyim." dedi annem.

Eve geldi geleli henüz sesini duymamıştım, omzumda hissettiğim elle beraber yerimden sıçradım.

"Sakin ol ufaklık, merhaba." dedi nefesini kulağım da hissedebileceğim bir şekilde.

"Ya-Yağız...hoş geldin, otursana." dedim bende heyecanımı gizleyemeyerek.

"Nasılsın? Sana bir süprizim var, ama yemekten sonra." dediğinde daha da heyecanlanmıştım.

"Yağız söylesene ya, merak ederim ama ben."

"Boşuna sürpriz demedim, biraz sonra görüceksin ne olduğunu." dedi. İstemsizce yüzüm düştü, 'göremeyeceğim Yağız.' dedim kendi kendime.

"Yani...ben...özür dilerim, öğreniceksin demek istemiştim." üzüldüğü onun sesinden de anlaşılıyordu. Bilerek söylemediğini biliyorum, alınmamıştım da sadece...sadece hüzünlenmiştim işte.

"Önemi yok amcacığım, o anlamda söylemediğini biliyorum." dedim neşelendirmek isteyerek. Galiba onun üzülmesi hayatımda en son isteyeceğim şeydi.

"Tekrar hoş geldin oğlum. Çorba içiyorsun değil mi?" dedi annem yanımıza geldiğinde.

"Tabii Efendim, lütfen." dedi yağız kibarlığını bozmayarak. Az önce ki ufaklığa ne olmuştu? Artık takılmıyorum "Ufaklık ve Küçük Hanım." demesine çünkü her cevap verdiğimde daha iyi bir şey söyleyip lafı bana yedirecek.

"Kızım sen içiyor musun?" dediğinde iyice tereddütte kalmıştım. Kendi başıma içemezdim, evet ağzımın yerini bulabiliyorum. Zaten sıkıntı o kaşığın, ağıza gelene kadar olan yolda. Döküp de rezil olmak istemediğim için çorba istemedim.

VİŞNE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin