1.Bölüm: "Vişne."

17.1K 1.8K 2K
                                    

Merhaba güzel kızlarım ve yakışıklı beylerim. 💙

Ben ilk bölüm için gerçekten çok heyecanlıyım, beğeneceğinizi umuyorum. Ben şimdiden Ezgi'ye aşık oldum söyliyeyim.

Yukarıdaki müziği açalım ve kendimizi kitabın satırlarına bırakalım.

"Yağmurlar yağmazsa, temizlenebilir miyiz kirlerimizden?"

İyi okumalar canımsularım 🍦

***

Nefes, nefese yatağımdan sıçradım. Komidinin üzerine akşamdan koyduğum, bir bardak suyu elimle arayarak buldum. Tamamını doldurduğum suyu birazcık üzerime dökerek ağzıma yetiştirdim. Suyu içtikten sonra biraz daha iyi hissediyordum.

3 yıl önce 31 Mart günü yaşadığım olaydan sonra uykularım tamamen bozuldu. İlk beş, altı ay annemin yanında uyudum tek başıma bile yatamıyordum. İnanın berbattı. Saat geceyi bulmuştu Ankara'da ki tek katlı evimiz de odamda telefonumla oynuyordum. Bir an da evin camlarının kırılma sesi duyuldu. Babam annemi önüne alıp vücuduyla siper etmiş bir şekilde koşarak odama girdi. Elinde silahıda vardı.

"Aysel burada bekleyin, sakın ama sakın çıkmayın, ne olursa olsun!" diye bağırdı.

Kapıya doğru geri döndü ve etrafa baktı kafasını duvarın kenarından uzatıp. Sonra son kez arkasını döndü ve bize baktı. En içten şekilde bakmıştı sanki son bakışı olduğu belliydi. Ben onu hiç böyle güzel ama hüzünlü bakarken görmemiştim. O bakış, o gördüğüm yüzü benim son görüşüm oldu. Çünkü bir daha fotoğraflardan bile göremedim. Bu yüzden de aklımdan hiç çıkmıyor.

Sonra kapıyı çekip üzerimize kilitledi ve silah patlama sesleri duyuldu. Neredeyse on dakika boyunca hiç hareket etmeden, o sesleri dinledik. İçimiz parçalana parçalana...

En son odamın camı kırıldı ve içeriye düşen şey etrafı bir anda sisle kapladı...O sis benim hayatımda gördüğüm son şeydi. "Anne göremiyorum, neredesin." diye bağırıp ağladığımı hatırlıyorum.

En son gözümü hastahanede açtım, daha doğrusu açamadım. Çünkü tek gördüğüm bir uzay boşluğu gibiydi. Hareket edebiliyor, nefes alabiliyor, konuşabiliyor ama göremiyordum ve o uzay boşluğunda, benim Yıldızlarım sönmüştü...

Neden mi sönmüştü? Çünkü Yıldızlara ışığını veren, benim günümü aydınlatan Güneş'im ölmüştü...

Suyumu içtikten sonra daha da doğrulup yine komidinin üzerinde olduğunu bildiğim, telefonumu elime aldım. Evet görmeden kullanabiliyordum. Yani...basit bir şekilde. Ekranımın sağ alt köşesinde arama yeri vardı. Bunlar benim için düzenlenmiş ve öğretilmişti. Sol köşesinde ise müzik uygulamam. Zaten başka bir amaçla kullanmıyordum, kullanamazdım da...

Arama yerinin en başında annem, altında teyzem, onun altında ise amcam... böyle on kişilik bir rehberim vardı sıraya konulmuş bir şekilde . Bazen yanlış aramalar yapsamda sonunda doğrusunu buluyordum.

Telefonumun müzik uygulamasına girip, her zaman cebimde taşıdığım kulaklığımı çıkardım.

Bir ucunu telefona takıp, kalanını kulaklarıma yerleştirdikten sonra, rastgele açılan uygulamada ekrana tıkladım ve şarkı çalmaya başladı.

Derin bir nefes çektim ve verdikten sonra arkama yaslandım.

Kulaklarımda "Nil Karaibrahimgil - Kanatlarım Var Ruhumda."çalıyordu.

VİŞNE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin