thirteen

1.3K 153 300
                                    


satır arası yorum🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺



+010**********
kaydet numaramı
uygulamayı sildiğini varsayıyorum

küçük
bay min?

bay min
akşam 8'de hazır ol hoseok
akşam yemeği yiyeceğiz

küçük
sizi görmek istediğimi sanmıyorum

bay min
üzgünsün anlıyorum
özür gibi düşün bu yemeği

küçük
gelmek istemiyorum

bay min
seçenek sunmadım
geliyorsun

küçük
çalışıyorum bu akşam
gelemem istesem de

bay min
ne işi?

küçük
orospu değilim onu soruyorsanız
olsam da sizi ilgilendirmezdi

bay min
ne işi dedim küçük
tek seferde cevapla sorularımı

küçük
barmenlik yapıyorum

bay min
bu gece çalışmıyorsun
izin al

küçük
alamam

bay min
patronun kim
numarasını at
halledeceğim

küçük
tamam gerek yok
yerime birini ayarlarım
görüldü*

***

Yemek için hazırlanırken son günlerde yaşadıklarımı düşünüyordum. Bay Min bana karşı o kadar ikili oynuyordu ki kafam allak bullak olmuştu. Önce dizlerinde oturup yemek yedirecek kadar sevgi gösteriyor sonra azdırıcı içirerek onun kollarına gitmemi sağlıyordu. Özellikle dünü anmak bile istemiyordum, önce canımı yakıyor sonra sanki başkası yapmış gibi beni rahatlatmaya çalışıyordu.

Siktiğimin lisesini bitirmek falan istemiyordum, zaten bitirsem de bir bok olamayacaktım. En azından kendimce barmenlik yapıyordum. Ayın birkaç günü de sahne alıp dans ediyordum. Ama annem istemişti işte.

Bu hayatta beni tek karşılık beklemeden seven kişi oydu. Beni tek başına yetiştirirken ne kadar zorlandığına şahit olmuştum, bu yüzden erken yaşta çalışmaya ve eve yardımcı olmaya başlamıştım.

Zaten çok iyi bir evlat sayılmazdım, bir de annemin benden tek isteği olan liseyi bitiremezsem kendimi affetmezdim.

Bay Min geldiğine dair mesaj atınca anneme iyi akşamlar dileyip evden çıktım. Gözlerim siyah arabayı bulunca ilerleyip ön kapıyı açıp oturdum.

"Sana da selam küçük."

Başımla selam verip kemerimi taktım. Arabayı çalıştırdı ve hızlı bir şekilde sürmeye başladı.

Yol boyunca konuşmamıştık, suratım sirke satıyordu ama sanki randevuya çıkmışız gibi oluşumuz da hoşuma gitmişti. Sadece bir anlığına Min Yoongi'nin benim bedenimi değil de beni sevdiğini hayal ettim.

Arabadan inip Bay Min'in yönlendirmesiyle restoranta ilerlemiştik. Görevli masamıza kadar bize eşlik etmişti. Oturacağımız masaya baktığımda boş olması gereken sandalyelerden birinin yaşlı bir adam tarafından doldurulduğunu gördüm.

Bay Min her şey normalmiş gibi oturmam için sandalyelerden birini çekti. Kendi de yanımdaki sandalyeye oturdu ve karşısındaki adama bakarak konuşmaya başladı.

"Baba bu sana bahsettiğim sevgilim Jung Hoseok."

Bana dönerek en sahici gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.

"Sevgilim bu da sabırsızlıkla tanışmayı beklediğin sevgili babam Min Cheong Yeol."

Adam babasına bu kadar sevecen davranmasına şaşırmış gibi davranıyordu, anlamıştım çünkü aynı ifade bende de vardı. Tabii benimkinin içinde tekrar kandırılmış olmanın verdiği aptal ifade de vardı. Min Yoongi benim için tek güzel bir şey yapmayacak mıydı?

Zorlukla gülümseyip oyuna dahil olmaya çalıştım.

"Yoongi, sevgilinin bir erkek olduğundan neden bahsetmedin? Erkeklerin erkeklerle sadece arkadaş olduğunu sanıyordum."

Yoongi sarkastik bir kahkaha attı.

"Emin ol erkekler erkeklerle çok farklı şeyler yapıyor, değil mi sevgilim?"

Utanmış gibi yaparak başımı önüme eğdim, aslında babasına sinirlenmiştim. Sikik bir homofobikti muhtemelen.

"Yoongi hayatındaki gelip geçici kişileri benimle tanıştırmana gerek yok, evlenip çocuk sahibi olacağın kadını bulduğunda tanıştırırsın."

Evet, bu adamı dövmemem için elimde hiçbir sebep kalmamıştı.

"Baba, sözlerine dikkat et. Hoseok benim sevgilim ve ileride evleneceğim adam."

Bu sahte sözleri bile kalbimi hızlandırıp hoşuma gidiyordu, kalbimi söküp masada bırakarak restorantı terk etmek istedim.

"Bana gelip baba seni sevgilimle tanıştırmak istiyorum dediğinde ilk defa senin adına içimde bir umut oluşmuştu. Sen hiçbir zaman benim istediğim gibi biri olamadın Yoongi. Şimdi de gelmiş bir erkekle evleneceğini söylüyorsun. Ben gidiyorum, değerli zamanımı size harcayamam."

Bir hışımla giden adamın arkasından bakakalmıştım. Yoongi kafasını önüne eğmiş derin nefesler almaya çalışıyordu. Babası Yoongi'den de beterdi. Ailede genetikti sanırım bu kadar davar olmak.

Muhtemelen kabanını getirmeleri için bekleyen babasına sinirli gözlerle ve suratındaki sırıtmayla bakıp bağırdı. "Baba, buraya bak." Bağırışıyla çoğu göz masamıza dönmüştü.

"Ben bir erkeğe aşık oldum ve bunu değiştirecek hiçbir şey yok."

Söylediklerinin ardından elini enseme koyup beni derince öptü. Yüzündeki sırıtışı silmeden önüne döndü. Göz ucuyla babasına baktığımda sinirden kızarmış yüzüyle kabanını almadan restorantı terk ediyordu.

Keşke söylediklerine samimi olsaydın Min Yoongi, sırf babanı kızdırmak için söylüyor olmasaydın.

Keşke söylediklerine samimi olsaydın Min Yoongi, sırf babanı kızdırmak için söylüyor olmasaydın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

iyi geceler dostlarım, gece yaşayan bi insan olduğum için bölümler de gece geliyor maalesef...

acaba bu ikili bir kere düzgünce yemek yiyecek mi?

finder | sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin