twenty

1.1K 148 433
                                    


satır arası yorum🥺🥺

Zorlukla uyuyabildiğim birkaç saatin sonunda gözlerimi açmıştım. Bedenim ne kadar yorgun olursa olsun Yoongi'nin bana yaptığını düşünmekten gözüme uyku girmiyordu. En son çareyi annemin kollarına sığınmakta bulmuştum o da kalkıp kahvaltı hazırlamaya başladığı için huzurum tekrar kaçmıştı.

Telefonuma yüzlerce mesaj ve çağrı bırakmıştı, hiçbirini cevaplamamıştım. Kendime kızıyordum, bu kadar salak olup hayatımın merkezine girmesine izin vermiştim. Ona karşı elimde bir koz yoktu, asla onun canını benim canımı acıttığı gibi acıtamazdım.

Sadece hayatıma devam etmeye çalışacaktım işte. Seokjin'le konuşup dans ettiğim günleri arttıracaktım, böylece barmenlikte kazandığımdan çok daha fazla para kazanacaktım.

Liseyi bitiremeyeceğimi anneme söylemeliydim. Kadın 19 yıldır benden tek bir şey istemişti ve ben onu yapamıyordum. Eğer Yoongi'ye karşı bir şeyler hissetmesiydim, duygusuzca seks yapardım ve mezun olabilirdim. Kalbimi söküp atmak istiyordum.

Annemin yatağından kalktım ve odadan çıkıp banyoda küçük bir duş aldım. Odama gidip üstüme birkaç parça geçirdim ve mutfaktaki annemin yanına gittim. Beni görünce gülümsedi.

"Bebeğim, dün gece çalışacağını neden haber vermedin? Merak ettim seni."

Gergince gülümsemesine karşılık verdim ve elinden tutarak sandalyeye oturttum.

"Anne, bana kızma lütfen." kalkan kaşına bakarak devam ettim. "Okuldan ayrıldım
ben."

Bakışlarımı önüme indirdim.

"Hoseok, neden?"

"Okulda benimle çok uğraşıyorlar anne, artık katlanamıyorum."

Aslında müdürümle seks yaptım ve o da görüntülerimizi çekip okula yayacaktı neredeyse anne. Oğlunun masum olmadığını sen de biliyorsun ama bu kadarını beklemiyorsundur, söyleyip seni şoka sokmak istemiyorum.

Oturttuğum yerden kalkan anneme baktım, yüzünde hayal kırıklığı vardı. Hiçbir şey demeden mutfaktan çıktı.

Güzel, çok güzel. Bu gidişle etrafımda kimse kalmayacaktı.

İkimiz için hazırladığı masaya kısaca bakış atıp mutfaktan ve ardından evden çıktım. Jackson'a akşam bara gelmesi için mesaj attım, gönlünü alacaktım.

Metroya doğru yürürken yanımda bir araba durdu. Küçük bir bakışla orospu çocuğu Min Yoongi'ye ait olduğunu anlamıştım.

Arabadan inip büyük adımlarla peşimden gelmeye başladı. Onu önemsemeden yoluma devam ettim. Adımlarını hızlandırarak önüme geçti. Umursamaz bakışlarımı gönderdim. Nefes nefese konuştu.

"Anlatmama izin ver."

Sakin kalmak adına elimi enseme götürüp saçlarımı çekiştirdim. Onun benim üzerimde etkisi olduğunu görmesine izin vermeyecektim.

"Anlatacağın hiçbir şey umrumda değil. Yolumdan çekil."

Söylediğimi umursamadan konuşmaya başladı.

"Evet, bizi okulda ifşalamayı ben düşünmüştüm."

İçimde onun ağzından çıkacak şeyi umutla bekleyen, dokunuşlarıyla açtırdığı çiçek bir saniyede soldu.

Arkamı dönüp ters yönde ilerlemeye başladım. Tanrım, gerçekten umrumda değilmiş gibi davranmak çok zordu. Ağlamak istiyordum.

Bana yetişip tekrar önüme geçti.

finder | sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin