4 gün sonraGeçen günler arasında dans okuluna alışmış, öğrencilerimle sıcak bir ilişki kurmuştum. Her şeyin önüne eğlencemizi koyuyorduk ve yorulmak kötü bir şeymiş gibi gelmiyordu. Hafta içi çoğu günüm dans ederek geçiyordu.
Geceleri annem laf etmesin diye evde olmaya çalışıyordum. Arta kalan bütün zamanlarımı Yoongi ile geçiriyordum. Tatlı ilerleyen bir ilişkimiz vardı, mutluydum.
Bugün de hafta sonuna girdiğimiz için güzel bir akşam yemeği teklif etmişti Yoongi, geceyi de onda geçirirdim muhtemelen.
Taksi Yoongi'nin söylediği mekana gelince indim. Aslında beni almak istemişti ama zaten işten çıktığı ve yorgun olduğu için kabul etmemiştim. Cidden fazlaca yoruluyordu. Bir de bana ekstra zaman ayırmak için işlerini en kısa sürede bitirmeye çalışıyordu.
Yoongi'ye geldiğimi belirtmek için mesaj atacaktım ki mekanın kapısından bana seslenen bedenini gördüm. Gülümseyerek yanına ilerledim. Kollarını belime sarıp beni kendine çekti. Sosyal alanlarda çok rahat olamıyordum, gerilmiştim.
"Özledim." Benden ayrılmadan mekandan içeri girmemizi sağladı. Görevli yardımıyla cam kenarındaki masamıza geçtik. Oturduğumuzda gelen garsonla sipariş verdik.
"Dans okulu nasıl gidiyor? Jeongguk'la iletişimin nasıl?" Sesindeki imayla sorduğu soruya bıkkınca gülümsedim.
"Arkadaşım işte, arada konuşuyoruz. Okul da iyi, öğrencilerim çok tatlı."
Masada olan elimi elinin arasına aldı. "Öğrencilerinin tatlılığı senden kaynaklanıyordur."
Şımarıkça gülüseyip elimi çektim. O yemekten sonra Namjoon ile ilişkileri nasıl ilerlemişti merak ediyordum. "Namjoon ile aran nasıl?"
"Olması gerektiği gibi, bozuk."
Somurttum. "Benim yüzümden arkadaşınla aranı bozman canımı sıkıyor."
"Bebeğim, senin yüzünden değil. Sana saygı duymuyorsa bana da duymuyor demektir, güzel canını sıkma."
Tam cevap verecekken masaya gelen bedenle yönümü ona çevirdim. Yoongi'ye bakarak konuşmaya başladı.
"Döndüm, senin için."
Anlam vermeye çalışıyordum, bu kimdi?
Yoongi bana zorlukla gülümseyerek çocuğa döndü. "Jaehyung, hoş geldin. Eminim arkadaşların seni çok özlemiştir."
Çocuk bir kere bile bana bakmamıştı. "Bilmem, özledin mi beni, Yoongi hyung?"
Aralarındaki etkileşimi sevmemiştim. Eski arkadaşlar olmak için fazlasıyla gergin davanıyorlardı. Çocuk benden bir iki yaş büyük olmalıydı.
"Jaehyung, nişanlımla yemek yiyeceğiz. İzin verir misin?"
Jaehyung ilk defa bakışlarını bana yönlendirdi ve hiç de hoş değildi. Ona anlamaz gözlerle bakarken gitti. Yoongi'ye döndüm.
"Bu kimdi?"
"Eski bir arkadaşım."
İnanmasam da üstelemedim. Yemeklerimiz geldi ve az az konuşarak yedik. Yemeğimi bitirince lavaboya gitmek için kalktım. Lavaboya girdiğimde musluğa yöneldim ve elimi yıkamaya başladım. Bu sırada kabinlerden biri açılmıştı. Aynadan baktığımda çıkan kişinin Jaehyung olduğunu gördüm.
Gözü elimdeki yüzüğü kaydı ve sırıttı. "Sana da mı yüzük aldı?"
Elimi kurularken arkamı dönüp yüzüne baktım. "Neyden bahsediyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
finder | sope✓
Fanfictionif you wanna go to heaven you should f$ck me tonight |uzun bölümler sekizinci bölümden itibaren başlamaktadır.| güzel bebeğim @imsogifull'a ithaf edilmiştir.