twentyeight

836 118 178
                                    


medya: halsey - graveyard
kendimi daha derine kazmaya devam ediyorum,
senin olduğun yere ulaşana dek durmayacağım.

satır arası yorum🥺

Namjoon tekrar konuştu. "Güzel numaraydı dostum, bu masadaki herkes senin gözyaşlarını gerçek sanabilir ama ben Yoongi'nin parasına ulaşabilmek için akıttığını biliyorum."

Namjoon'un sözleriyle yeni kurumuş gözlerim tekrar doldu. Cidden artık üstüne saldırmamak için zor tutuyordum kendimi.

Jaebeom sinirli sesiyle konuştu." Namjoon, daha fazla germe bizi ve özür dile."

Yoongi'ye göz ucuyla baktığımda masadaki çatalı sıkıyordu, parmak boğumları beyazlaşmıştı. Bu kadar tepkisiz kalması beni şaşırtmıştı. Burada kalıp yemek yemek falan istemiyordum. Hatta bir daha Namjoon'la aynı ortamda bulunmak dahi istemiyordum.

Namjoon Jaebeom'a dönerek tekrar konuştu. "Ben Yoongi'yi düşündüğüm için konuşuyorum, Kim Jongin'in metresiyle yüzük taktığını söylüyor." Yoongi'ye dönüp sırıttı. "Arkadaşlar hepiniz gerizekalı mısınız? Yoongi sen benden de zekisindir, nasıl inandın bu çocuğa?"

Yoongi çatalı sıkmaktan başka bir şey yapmazken sandalyemi iterek ayağa kalktım. Parmağımı Namjoon'a doğrultarak konuştum. "Şu an eğer ağzını burnunu dağıtmıyorsam bunun tek nedeni Yoongi'ye olan saygımdır. Sen Yoongi ile olan ilişkime karışacak son kişi bile değilsin, şimdi ya sen git, ya da ben gideceğim."

Sözlerimi alaylı gözlerle izleyen Namjoon sandalyesine daha da yayıldı." Ben hiçbir yere gitmiyorum, sen gidebilirsin."

Cidden, bu çocuğun benimle derdi neydi? Masadaki telefonumu aldım ve ağzından tek bir kelime çıkmayan Yoongi'ye baktım. Elimde olmadan darılmıştım, arkadaşının söylediklerine bir tepki vermesini bekliyordum.

Yoongi'nin yanından geçerek mekandan çıkacaktım ki bileğime dolanan elle durdum. Yoongi kafasıyla kalktığım sandalyeyi işaret ederek konuştu. "Otur." Yoongi ayağa kalktı ve beni ittirerek yönlendirdi. Hemen ardından Namjoon'un kolunu hiç de nazik olmayarak sıktı ve sandalyesinden kaldırdı. Birlikte dışarı çıktılar.

Gerginlikle sandalyeme oturdum ve yerime sindim. Yugyeom havayı dağıtmak için sordu." Hoseok, yüzüne ne kullanıyorsun? Parıl parılsın, nazar değmesin."

Somurtan suratlarımıza küçük bir gülümseme yerleşmişti. Namjoon hariç Yoongi'nin arkadaşları gerçekten çok tatlıydı.

Utangaç bir şekilde gülümsedim. "Aslında pek bir şey kullanmıyorum, basit birkaç temizleyici ve nemlendirici."

Jaebeom şaşkın suratıyla konuşmaya başladı. "Sen bunlara basit mi diyorsun? Benim tek yüz bakımım sabah kalktığımda yüzümü yıkamam."

Yugyeom ve ben sessiz bir kahkaha attık. Yugyeom gülüşlerinin arasında konuştu. "Oğlum o senin öküzlüğün, ben de bir ton şey kullanıyorum."

Gülüyordum ama bir yandan da Yoongi ve Namjoon'un ne yaptığını merak ediyordum.

Jaebeom başkalarının duymasını istemiyormuş gibi bana doğru eğilip kısık sesiyle konuştu. "Benden duymuş olma ama, Yoongi senin portreni dövme yaptırdı. Ben yaptığım için biliyorum, yoksa siksen söylemezdi."

Şaşkınlıkla ağzımın açılmasına engel olmamıştım, az önceki her şeyi unutmuştum, mutluluktan masayı falan kemirebilirdim.

Yugyeom da en az benim kadar şaşkındı, ağzından bir küfür savurdu ve sesinin yüksek çıkmasına engel olamayarak konuştu. "Bir şöyle sevenimiz olmadı be, sürünüyoruz yalnızlıktan."

finder | sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin