twentynine

883 107 81
                                    


medya: lana del rey - white mustang
you're gonna hit me like a lightnin'

Sırtımı Yoongi'nin göğsüne yaslamış koltukta uzanıyordum. Dünki yemeğin ardından eve gelip yatmıştık, gereksiz uzun sürmüş ve beni yormuştu. İçim hala biraz buruktu.

Bugünse dans kursuna gitmiştim ve küçük bir ders vermiştim, çok keyifliydi. Öğrencilerimle arkadaş gibi olmuştum şimdiden. Dans sayesinde aklım biraz dağılmıştı.

Yoongi'nin belime sardığı kolları sayesinde kucağıma düşen parmaklarıyla oynuyordum. Gözüm sürekli yüzüklerimize kayıyordu. Merakla sordum. "Düğün mü planlayacağız gerçekten?"

Sözlerimi duyunca kıkırdadı, belimdeki kollarını sıkılaştırıp beni daha da kucağına çekti. "Sürekli soracak mısın böyle? Sen iste yarın evleniriz bebeğim, ciddiyim." Saçlarımı öptü. "İster misin?"

Düşündüm, ister miydim? Daha ilişkimizden bile emin değilken böyle bir adım atmak mantıklı olmazdı. Evlenmek için aşırı küçüktüm. Zaten evliliğin gözümde bir anlamı yoktu. Herkese ilan edilmek için yapılan gereksiz bir törendi.

Yoongi'nin kalbinin bana ait olduğunu bilmek her şeye değerdi. Evlenmek gibi bir derdim yoktu. Öyle kalıplara girmemize de gerek yoktu. Birbirimizi sevsek, değer versek, mutlu etsek yeterdi.

Aklıma gelen şeyle konuyu değiştirdim. "Sevgilim, senin benden sakladığın bir şey var mı?"

"Ne gibi?" Kulak mememi dudaklarının arasına aldı.

"Yeni bir dövme yaptırmış olabilir misin mesela?"

Kulağımı rahat bıraktı. "Jaebeom mu söyledi? Evet yaptırdım."

Sırtımı göğsünden kaldırdım. Kucağında ters döndüm. "Bakabilir miyim?"

Sırıttı. "Bilmem, bakabilir misin?"

Üstündeki tişörtü heyecanla yukarı sıyırmaya başladım. Kalbinin üstünde gördüğüm lekeyle durdum. Bir elimle tişörtü tutmaya devam ettim. Diğer elimi dövmenin üzerinde gezdirdim.

Gözlerimin dövmesini yaptırmıştı. Gülümsedim, sırıttım. Aptal bir aşık gibi gülüyordum. Tam kalbinin üzerine yaptırdığı dövmenin her bir noktasını öptüm. Yanağımı dövmeye yaslayıp Yoongi'ye sarıldım. Hemen o da kollarını belime sarmıştı.

O kadar duygu doluydum ki ağlayabilirdim. "Beğendin mi güzel bebeğim?"

Hızla kafamı aşağı yukarı salladım. "Çok güzel olmuş, çok yakışmış sana."

Eğilip başıma tekrar öpücük kondurdu. "Evet, sen bana çok yakışıyorsun."

Gülümsemem daha da büyüdü. "Jaebeom portremi yaptırdığını söylemişti, gözlerim daha anlamlı olmuş."

Yoongi'nin göğsünün kalkıp inmesine sebep olan gülüşü kulaklarıma doldu. "O gerizekalının portrenin ne demek olduğunu bilmemesine şaşırmadım."

Güldüm ve başımı göğsünden kaldırdım ve tişörtünü düzelttim. Dudaklarına minik bir öpücük bırakmak istedim ama çekilmeme izin vermedi. Öpücüğümüzü derinleştirdi.

O üst dudağımı emerken ben de onun alt dudağımı emiyordum. Diliyle ağzımın içine girdi. Dilini emip dudaklarımın arasında ezdim, ağzımın içine doğru inledi. Belimdeki elleri tişörtümün uçlarına gitti. Nefes nefese dudaklarından ayrıldım.

"Odaya gidelim."

Beni ikiletmeden kucakladığı gibi odaya götürdü. Beni yatağa bırakıp üstüme çıktı. Gözlerine bakarak öldürücü bir hızda tişörtünü çıkarmaya başladım. Beni izliyordu.

finder | sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin