nineteen

1.2K 150 466
                                    


satır arası yorum🥺(geçen bölüm hiç yoktu...)

"Oğlum şu tipine bak, yolda görsem yolumu değiştiririm."

Elimdeki yastığı alıp Jackson'a attım.

"Yolda görsen yolunu değiştirirsin ama odama kadar geliyorsun beyinsiz."

Aramızdaki mesafeyi kapatıp dibime kadar girdi. Gözlerime anlamlı olduğunu düşündüğü bakışlar atmaya başladı, maalesef ki sadece asalak gibi görünüyordu.

"Ben de öyle bir aşığım be Hoseok, senin bu huysuzluğuna bile katlanacak kadar. Gerçi senin gözün başkalarında ama..."

Üzülüyormuş gibi alt dudağını uzattı. Ağzına yumruk atmak istiyordum. Bir haftadır Jackson bulduğu her fırsatta evime geliyordu. Yüzümdeki yaraların ne kadar çirkin göründüğüne dair yergiler düzüyordu. Bugün okula gidecektim ve Jackson'da beraber gitmemiz için evime gelmişti.

"Gözümün birinde olduğu falan yok, kes artık şu muhabbeti."

Jackson ciddileşerek elini omzuma koydu.

"Hoseok, sizi o müdürle öpüşürken gördüm amına koyayım. Anlat diye bekledim ama bir türlü anlatmadın." Omzumdaki elini sıkarak devam etti. "Her şeyi anlat şimdi sikmeyeyim belanı."

Gözlerimi devirdim, ne sanıyordu bu gerizekalı kendini?

"Anlatılacak bir şey yok, takılıyoruz işte."

İnanmayan bakışlar gönderdi.

"Sadece takılıyorsunuz ama sırf seni dövdüler diye Taehyung ve arkadaşlarının bir anasını sikmediği kaldı."

Ben cevap vermezken devam etti.

"Umarım okulda bir vukuat daha çıkarırsan lise mezunu bile olamayacağının farkındasındır. Hem o adam tekin değil, bir kere düzgün birini göreyim yanında Hoseok."

Tamam, biraz haklıydı. Ama ben de çok düzgün biri sayılmazdım.

"Düzgün birini görmen için senin de etrafımda olmaman lazım Jackson."

Omzumdaki elini indirdi ve ayağa kalktı. Kapıyı açıp omzunun ardından bana baktı.

"Senin iyiliğin için konuşuyorum ama sen bana laf sokup duruyorsun. Gerçekten körsün Hoseok, o adamın da seni Jongin gibi kullandığını göremeyecek kadar körsün. Jongin hala sana zarar verebiliyor. Şu haline bir bak, bir hafta geçti hala her yerin yara bere içinde. Senin için endişelendiğim için kendimi sikeyim."

Ardından kapıyı kapattı ve gitti. Kendimi sırt üstü yatağa bırakıp sıkıntılı bir nefes verdim. Haklıydı, haklı olduğu için ona sinirlenmiştim ve çıkışmıştım.

Bay Min ile aramda olanlar çok sağlıksızdı. Beni çok üzmüştü, kırmıştı. Bok gibi davranmıştı. Sırf iki güzel söz söyleyip nazik davranmaya başladı diye kendimi ona teslim etmemeliydim.

Bir yandan da bedenim şefkatli dokunuşlarının sıcaklığı için ölüp bitecek kıvamdaydı. Onu özlüyordum, varlığına çabuk alışmıştım.

Düşüncelerimle boğuşarak ve uyuşuk hareketlerle evden çıkıp okula gittim. Bay Min bugün okula döneceğimi biliyordu.

Okulda ilk defa bedenimde ağrılar ve yorgunluk hissetmeden bulunmanın verdiği enerjiyle dersleri dinlemiştim. Jackson benimle konuşmuyordu ama şu an onun gönlünü alabilecek kıvamda değildim.

Öğlen arasına kadar Bay Min'in benimle iletişime geçmemesine şaşırmıştım. Ayaklarım istemsizce odasının kapısının çaprazına götürmüştü beni. Tam ilerleyecektim ki içeriden okulun bütün ifşalarını yayınlayan çocuk bir elinde flashbellek diğerinde ise bilgisayar çantası ile çıktı.

finder | sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin