satır arası yorum🥺🥺Yoongi'nin arabasını kilitleyip taksi çağırmıştım. İkimiz de sürebilecek bir durumda değildik. Taksinin camından dışarıyı izliyordum, Yoongi başını omzuma yaslamıştı.
Eve geldiğimizde titreyen elleriyle kapıyı açtı. İkimiz de içeri süzüldük. Eliyle mutfağı gösterdi.
"Aç mısın? Dolapta bir şeyler olmalı."
Açlık hissetmeyi bırakalı günler olmuştu, midemin varlığından bile şüphe ediyordum artık. Kafamı olumsuz anlamda salladım.
Hoşnutsuz sesiyle mırıldandı. Adımlarını salona yönlendirmişti, takip ettim.
"Hoseok, çok zayıflamışsın. Lütfen kendine dikkat et."
Beni düşünüyormuşsun gibi davranmamalısın Min Yoongi. Benim kalbim güçsüz ve her an sana teslim olabilir.
Salondaki koltuklara bakarak elini titrek hareketlerle ensesine götürdü.
"Hemen uyuyabilir miyiz? Başka bir şey yapabilecek gibi hissetmiyorum."
"Olur." Uzun süredir düzgün uyumayan vücudumu düşünürsek uyumaya benim de çok ihtiyacım vardı.
Onayımla elini bana uzattı ve yönünü merdivenlere döndü. Uzattığı elini tuttum, sıcaklığına ihtiyacım vardı. Merdivenleri sakince çıkıp Yoongi'nin odasına geldik ve ışığı açtık. Dolabından bana ve kendine pijama çıkardı.
Bana pijamayı uzatırken konuştu. "Dolabımda kıyafetlerin var, istersen al... ama kalsa olur mu? Kokunu unutmak istemiyorum."
Buruk gülümsememle pijamayı aldım. "Kalsın, ben senden aldıklarımı geri vermeyeceğim."
Bu sırada o üstündeki gömleği çıkarmaya başlamıştı. İkimiz de soyunup pijamaları giydik. Her şey normalmiş gibi davranmak çok zordu.
Biz ayrıydık, hatta ayrı olmak için arada bir ilişki olması gerekirdi ama bizim aramızda ilişki bile yoktu.
Yatağın ortasına bağdaş kurup oturdum, Yoongi de ışığı kapatıp geldi. Aynı şekilde oturmuş ve sırtını sırtıma yaslamıştı.
"Hoseok, seni seviyorum. Her şey için özür dilerim. Sen hiçbirini hak etmedin. Aptal gibi davrandım ama seni seveceğimi hesaba katmamıştım. Yaptığım şeyleri hatırlamak canımı yakıyor."
Araya girdim. "Sen kötü bir insansın Yoongi, insanları kullanıyorsun. Sana güvenmemi bekleme benden, artık hiçbir sözünün değeri yok."
"Ben kötüyüm çünkü iyi olduğum zaman dünyada bir değerim yok. Annem iyiydi de noldu, dünyada sadece kemikleri kaldı." Burnunu çekti, yine ağlıyordu. "Sen de iyi olma lütfen, kaybetmeni istemiyorum."
Ağlamasına dayanamıyordum ama içimdekileri sakınmayacaktım.
"İyi olacağım ve kaybetmeyeceğim çünkü senin gibileri daha fazla hayatıma almayacağım."
Oturduğu yerde ters dönüp sırtımı göğsüne yasladı ve kollarını bedenime sardı. Başını yasladığı omzumu gözyaşlarıyla ıslatıyordu.
"Ağlama."
Boynuma bir öpücük kondurdu. "Neden?"
"Seni böyle görmek istemiyorum Yoongi." Parmaklarımla oynuyordum.
"Nasıl görünüyorum?" Ense kökümü kokladı ve öpücük kondurdu. "Saçların uzamış."
Alaycı sesimle cevap verdim. "Bok gibi görünüyorsun." Kısık sesli kıkırtısı ense köküme kısık nefesler vermesini sağlamıştı, huylandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
finder | sope✓
Fanfictionif you wanna go to heaven you should f$ck me tonight |uzun bölümler sekizinci bölümden itibaren başlamaktadır.| güzel bebeğim @imsogifull'a ithaf edilmiştir.