Suyun altında son nefeslerimi vermeye başlarken elimi cama koydum. Camın arkasındaki Akın göz yaşları içinde bana bakıyor cama vuruyordu. Cama anlımı dayayıp gülümsedim buraya kadarmış demek. Akın arkasındaki amcalarına babasına dönmüş bir şey yapın...
Akın'la kahve içtiğimizde birbirimize numaralarımızı vermiştik ,o günden beri yani neredeyse iki haftaya yakın gün içinde zaman bulduğumuzda yazışıyorduk.
Okuldan çıktığımda direk eve gittim bugün tatildi. Eve girdiğimde kendimi koltuğa attım telefonum çaldığında çantamdan çıkarıp açtım.
"Efendim?" "Mehpare,eve gittin mi?" "Şimdi geldim." "Tamam hazırlanıyorsun ben seni yarım saate almaya geliyorum." "Neden?" "Sürpriz."
Akın telefonu kapattığında odama geçtim üstümü giydikten sonra saçlarımı açmış taradıktan sonra hafifçe maşa yaptım. Yüzüme çeki düzen verdim ,çantamı alarak kapıya gittim, çizmelerimi gitmiş dışarı çıkmıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İtirafı karşısında kızardığımı hissettim,içime kaçan sesimle teşekkürler diye mırıldanmıştım. Arabaya bindiğimizde beni bir restoranda getirdi. Masaya geçip oturmuştuk boğazı gören bir mekandı.
"Güzel manzara." "Çok güzel."
Akın
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bunca zaman gizli gizli izlediğim Mehpare'yi karşımda böyle dururken özgürce izlemek istemiştim.
"Güzel manzara."
Güzelliği karşısında gözlerim başka yeri görmüyordu ayrıca benim manzaram oydu.
"Çok güzel."
Gülümseyip bana dönmüştü siparişlerimizi verdikten sonra okuldan bahsetmeye başlamıştı ve benden beklenmeyecek şekilde her ayrıntısına aklımda tutarak dinlemeye çalışıyordum. Yemeklerimizi yerken bende ona mahalleden bahsetmeye başladım aslında ona ilk konuşmaya başladığımızda anlatmıştım kendi halinde bir mahalle olmadığımızı. Beklemediğim şekilde anlayışla karşılamıştı bu yüzden mutlu olmuştum.
Yemek yedikten sonra oradan kalkmış ,canlı müzik yapan bir yere gitmiştik. İçkilerimizi içiyor konuşuyorduk ,Mehpare müziğin ritmiyle yerinde sallanıyordu bende gülerek onu izliyordum.
"Hadi gel dans edelim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elimi tutarak dans eden insanların arasına çekti. Elimle Mehpare'yi çevirdikten sonra ellerini boynuma dolamıştı yakınlığımızdan dolayı heyecanlanmıştım. Bende ellerimi beline dolayıp kendime çekmiş alnımı alnına koymuştum ,burnuma gelen yasemin kokusuyla alnından öptüm. Biraz dans ettikten sonra yerimize oturmuştuk. Mehpare kulağıma yaklaşmıştı.
"Gidelim mi?"
Kafamı sallamış elinden tutarak mekandan çıkmıştık. Temiz havayı içime çektiğimde hala Mehpare'nin elini tutuyordum,bir şey demediği için bende bırakmadım hatta elimi sıkıca tutmuştu.
"Nereye gitmek istersin?" Sorduğum soruya dudaklarını bükmüş bana bakmıştı. "Eve gidelim mi?" "Sen evde oturmayı seviyorsun değil mi?" Dediğimde gülmüştü. "Çok mu belli ediyorum." Gülerek kafamı sallamıştım,kolumu omzuna atarak kendime çekmiş arabaya kadar böyle yürümüştük.
Eve girdiğimizde kahve yapıp getirmişti ,yan yana oturduğunda sessizce kahvelerimizi içmiştik.
"Akın?"
"Efendim Ay parçam?"
Bana öyle güzel bakıyordu ki nefesim kesilir gibi olmuştu.
"Aklım sende kaldı, yüreğimde. Geri de istediğim yok, varsın kalsın. Ne zaman geri verirsen, alır giderim o zaman."
Nefesim kesilmişti ama bu sefer gerçekten nefes almaya çalıştım ama alamamıştım elim boğazıma giderken Mehpare korku dolu gözlerle ayağa kalkmış bana bakıyordu.
"İlacın nerede?"
Cebimi gösterdiğimde ilacı çıkarıp bana uzattı. Kendime geldiğimde kahkaha atmaya başladım. Ay parçam şaşkın şaşkın bana bakıyordu.Ayağa kalkıp karşısına dikildim, ellerinden tutup ikisine de birer öpücük kondurdum.
"Bir yürek nelere yeterse, bir can bir canı ne kadar severse bir damardan ne kadar çok kan geçerse, yaşam ölüme ne kadar değerse, sen de benim için o kadar değerlisin."
Kafasını eğmiş gülümsemişti ,bana bakmış boynuma kollarını sarmış bana sarılmıştı beline kollarımı sarıp sıkıca sarıldım kafamı saçlarına gömdüm kokusunu içime çektim.Koltukta sarılmış oturuyorduk,o kadar mutluydum ki bozulmasından korkuyordum. Telefonum çaldığında çıkarıp arayan kişiye baktım Yamaç amcamı gördüğümde açtım.
"Efendim amca?"
"Akın kahveye gel."
"Tamam amca geliyorum."
Mehpare baktığımda kafasını yana eğmiş dudaklarını bukmuştu bu haline kahkaha attım.
"Gitmem gerek."
"Peki."
Saçlarından öptükten sonra kalktım.Kapıya kadar geçirdiğinde ayakkabılarımı giyip son defa sarıldıktan sonra arabama binip kahveye gittim.
Mehpare
Kendimi koltuğa bıraktığımda kahkaha attım,ben Akın'ı aşkımı itiraf etmiştim nasıl buralara kadar gelmiştik.Nasıl birdenbire hayatıma girmiş, tam ortasına yerleşmişti. Nefesi kesildiğinde nasıl da korktum bir şey olacak diye.
Son sınavlarım yaklaştığı aklıma gelince kalkıp ders çalışmaya başladım.