İntikam Güzel Şey

741 46 1
                                    



Akın

Mehpare hastanede kalırken bizde bunu yapanı bulmuş cezasını vermeye gidiyorduk.

Arık Böke Erdenet.

Evine geldiğimizde koltukta otururken yakalamıştık. Eli silahına giderken bacağına sıkmıştım. İnleyip ayağını tuttuğunda yanına gidip yumruk attım. Yere düşünce karnına tekme atmış yakalarından tutmuştum.

"Bebeğimi öldürdün benim doğmamış kızımı elimden aldın."

Yumruk atmaya devam ettim. Yüzü kan içinde kalmış bide üstüne bayılmıştı. Babam beni tutup geri çekmişti.

"Tamam bayıldı."
"Öldürücem onu."

Cumali amcam yanına gelip ensemi tuttu.

"Bu kadar kolay ölemez. Acı çekmesini istemiyor musun?"

Kafamı sakladığımda amcam gülmüş babam ile Arık'ın kollarından tutarak arabaya bindirmişlerdi.
Bizim mekanlardan birine gelmiş bir sandalyeye bağlamıştık. Cumali amcam kendine ait işkence aletleri getirmiş gözler önüne sermişti.
Soğuk suyu üzerine atıp uyanmasını sağladım.

"Günaydın Arık bey."

Arık baygın gözlerle bize bakıyordu. Elime aldığım bıçakla üzerine doğru ilerledim.

"Ve hoşçakal amına koyduğum Arık'ı!"

•••

Arık'ın ölü bedenini at çiftliğine bırakmıştık. İntikam güzel şeydi ama kızımı geri getirmeyecekti. Sıkıntı ile iç çektiğimde yanımda oturan babam bana döndü.

"Ne oldu Akın?"
"Öldürdüm ama kızımı geri getirmeyecek."

Babam üzüntüyle bana baktığında kolunu bana sarıp sarıldı kafamdan öptüğünde gülümsemiştim.

Hastaneye geri gittiğimizde Mehpare'nin odasına girdiğimde uyuduğunu görüp sessizce yanındaki sandalyeye oturdum.  Uyanana kadar güzelimi izlemiştim

Mehpare

Hastaneden çıktıktan sonra büyük bir eve gelmiştik. Bana kim olduklarınıda söylemişlerdi. Akın benim kocammış. Selim abi babası diğerleride amcaları.
Annem ise ölmüş öğrendiğimde yıkılmıştım ağlama krizine girmiştim. Hatırlamıyordum ama hatırladığımda iki kez annemi kaybettiğimi öğrenmiş olacak iki kez aynı acıyı çekmiş olacaktım.

Kapı açıldığında esmer kız, hızla gelip bana sarılmıştı.
"Mehpare çok korktum iyi misin?"

Cevap vermezken Akın'a baktım.

"Karaca bi içeri geçelim anlatıcam."

İçeri girdiğimizde kapıda Karaca hariç dört kadın bekliyordu.  Salona geçtiğimizde hepimiz bir yerlere oturduk. Yanımda oturan Akın'a doğru kaydım,buradaki insanlar yabancıydı aralarında Akın'a karşı güven duyuyordum.
Akın'ın amcası Yamaç benim durumu anlatınca kadınlar üzülmüştü yüzlerinden belli oluyordu.

Beni üzülecek kadar seviyorlar mıydı? Sevilmek değer gördüğümü görmek güzel hissettirmişti. Yüzümde hafif bir gülümsemeyle kadınlara bakıyordum. Yanımdaki Akın'a eğilmiştim.

"Uyumak istiyorum."

Kafasını salladığında elimden tutarak ayağa kalkmıştı.

"Mehpare biraz dinlesin,odaya götüreyim."

Odaya geldiğimizde etrafı incelemeye başlamıştım. Çift kişilik yatak,yatağın karşısında dört kapaklı dolap,dolabın yanında bir kapı vardı büyük ihtimalle banyoydu. Dolabın bir diğer yanında da makyaj masası vardı. Yatağın solunda iki pencere vardı. Odanın duvarları açık gri rengindeydi yatak başlığının olduğu yer ise turuncuydu. Eşyalar da beyaz renkti. Gayet güzel odaydı. Sevmiştim.

"Hadi gel Ay parçam."

Akın seslendiğinde bana uzattığı geceliği elinden alıp ona bakmaya başladım.

"Giyin sonra yat güzelim."
"Akın biliyorum kocamsın ama hatırlamadığım için senin yanında giyinemem."

Kafasını sallayıp gülümsedi.

"Tamam ben banyoya gireyim sende giyin."

Akın banyoya girdiğinde bende üstümdekileri çıkarıp geceliğimi giydim,yatağın içine girip uzandım. Akın içeri girdiğinde yanıma geçerek oturdu.

"Sen uyu,ben burdayım."
"Sağol A-"
Kafamın içinde tek bir kelime yankılanmıştı. Ona söylemek istemiştim.

"Civciv."
Akın gülümseyip yanağımı okşadı.

"Önemi yok Ay parçam."

Gözlerimi kapatıp uyumaya başladım.

Birkaç gün geçmişti arada başım ağrıyordu. Rüyalarımla gördüğüm sahneleri Akın'a söylediğimde yaşadığımız şeyler olduğunu söylemişti. Akşam yemeği için masa kurmaya yardım edecekken sen dinlen demişlerdi. Bende evde durmak istemediğim için balkona çıkmıştım. Bahçede oyun oynayan İdris ve Cennet'i gördüğümde gülümseyerek elim karnıma gitti. Hüzünlenmiş,moralim bozulmuştu.

Akşam hep beraber masaya oturmuş yemeklerimizi yiyorduk,benim suratım asıktı, aklım İdris'i gördüğümde karnıma giden elimdeydi. Hamile miydim yada kaybetmiş olabilir miydim bilmiyordum. Elim yine karnıma gittiğinde gözlerim kararmış kendimi masanın üzerine bırakmıştım. Aklımda yankılanan bir kelime;

GÜNEŞ

Akın

Akşam eve geldiğimizden beri Mehpare'nin suratı asıktı. Karaca'ya sorduğumda bir şey bilmediğini söyledi. Yemeğimizi yerken bir gözüm onun üzerindeydi.Yemeğiyle oynuyor bir şey yemiyordu. Bir ara eli karnına gitti sonra yüzü masanın üzerine düştü. Ayağa fırlayıp omuzlarından tutup sandalyeye yasladım, annem yanağına bulaşan yemeği peçeteyle silmişti. Ne yapacağımı bilmeyerek etrafıma bakındım en son hastaneye gitmek aklıma gelmişti.

"Hastaneye mi gidelim?"

Babama baktığımda beni onaylamıştı.
Mehpare'yi kucağıma alıp arabaya bindik. Hastaneye geldiğimizde muayene odasına almış serum takmışlardı. Mehpare'nin yanında kendine gelmesini bekliyordum ,kendine geldiğinde yanına gidip elini tuttum.

"Güzelim iyi misin?"
"Akın?"
"Efendim Ay parçam?"
"Güneşimiz gitti mi?"

Sorduğu soru ile ne diyeceğimi şaşırmıştım. Bebeğimizi hatırlamış mıydı?

"Mehpare-"
"Hatırlıyorum Akın ,her şeyi hatırlıyorum... Kızımız gitti mi?"
"Gitti güzelim."

Göz yaşlarımız akarken alnına alnımı dayamıştım.
"Beraber atlatıcağız Ay parçam."
"Beraber civciv."

Alnında öptükten sonra yanına oturmuş elini tutarak serumunun bitmesini beklemiştik. Bittikten sonra eve gitmiş beraber sarılarak uyumuştuk.

Birbirimizin ilaçı olacaktık.

<•••>

Pâyidar - Akın KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin