Akın

1.3K 75 4
                                    


Mehpare

İki haftadır evdeydim kapıda da Celasun ve Meke duruyorlardı arada gidiyorlar onlar yerine başka iki genç duruyordu.
İki hafta önce işe gitmediğim için kovulmuştum,yani işsizdim biraz birikmiş param vardı şimdilik onunla idare ediyordum bitince iş aramaya başlamam gerekecekti.
Arada dışarı çıkıyordum peşimde takılıyorlardı.
Bugün markete gidicektim evde bir şey kalmamıştı. Üstümü giydikten sonra çantamı aldım.

Kapıyı açtığımda bana döndüler,merdivenlerden inip dış kapıdan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kapıyı açtığımda bana döndüler,merdivenlerden inip dış kapıdan çıktım. Yaz ayına girmiştik hava sıcaktı, ilerdeki markete girdim araba alıp içini doldurmaya başladım. Celasun ve Meke'ye baktım.

"İstediğiniz bir şey var mı?"
İkisi şaşırmış gözüküyorlardı ,sormamı beklemiyorlardı herhalde.
"Yok yenge,sağol."
Arabayı sürmeye devam etmiştim.
"İsterseniz söyleyin oğlum çekinmeyin."
"Yenge? Ben senden büyüğüm biliyor musun?"
Meke yanıma gelip söylemişti.
"Yani küçüğüm diye alamaz mıyım? Öyle bir kural mı var?"
"Yani yokta gerek de yok."
Celasun diğer yanıma gelip söylemişti.
"İyi tamam."

Alışverişimi bitirdiğimde kasaya ilerlerken Celasun elindeki sıkma çikolatayla geliyordu.
"Yenge?"
Masumca konuştuğunda gülerek sepetimi göstermiştim arabanın içine attığında gülerek kasaya gittim. Meke'nin de Celasun'a güldüğünü gördüm.

Poşetleri alıp eve yürümeye başladık. Eve geldiğimizde içeri mutfağa gidip poşetleri bırakıp kapıya çıktılar.
Aldıklarımı yerleştirip çay koydum çocuklara çaylarını verip salona geçtim. Koltuğa oturduğumda elimdeki çayı ortadaki sehpaya bıraktım ,gözüm sehpanın ortasında duran beyaz kağıt ilişti ,kaşlarımı çattım kağıdı alıp açtım.

Biraz geç oldu ama geçmiş olsun dileklerimi iletmek istedim. Bir dahaki sefere karşılıklı konuşmak üzere Ay parçası.

Ç.E

Ellerim titrediğinde ne yapacağımı bilememiştim. Akın'a söylersem bir dakika beni bu evde tutmazdı. Elimde notla ne kadar bekledim bilmiyorum ama çayımın üzerindeki tüten buhar artık yoktu. Telefonum çaldığında korkuyla sıçramıştım. Akın'ın aradığını gördüğümde yutkundum.

"Efendim civciv?"
"Ay parçası ne yapıyorsun? Ne yaptın bugün?"
"Akın ya sanki çocuklardan haber almadın?"
"Senden de  duymak istiyorum."
"Şey Akın aslında eve gelebilir misin?"
"Gelemem güzelin işim var ,burada söyle?"
"Yok telefonda olmaz."
"Yarın gelmeye çalışırım."
"Tamam,öpüyorum."
"Bende öpüyorum."

Telefonu kapattığımda elimdeki notu alarak odama gittim çekmeceye koyduktan sonra yemek yapmaya gittim.

Üç gün olmuştu ama Akın hala gelmemişti bu yüzden söylemedim. Şimdi dışarı çıkacaktım arkadaşlarımla buluşmaya.

Pâyidar - Akın KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin