Suyun altında son nefeslerimi vermeye başlarken elimi cama koydum. Camın arkasındaki Akın göz yaşları içinde bana bakıyor cama vuruyordu. Cama anlımı dayayıp gülümsedim buraya kadarmış demek. Akın arkasındaki amcalarına babasına dönmüş bir şey yapın...
Bahçede duyduğum kahkahalarla camdan dışarı baktım.
"Akın dikkat et!"
Seslendiğimde iki kafa bana döndü.
"Bir şey olmaz anne."
Aybike tatlı tatlı konuştuğunda gülümsedim. İçerden ağlama sesi geldiğinde ,baba kızı baş başa bırakıp oğlumun yanına gittim.
"Uyandın mı annecim."
Altı aylık olan oğlumu kucağıma alıp boynunu koklamıştım. Yatağa oturup karnını doyurdum. Aşağıya indiğimde oğlumu yere serdiğim örtünün üzerine koydum oyuncaklarıyla oynarken bende kahvaltı hazırlamaya devam ettim. Masa hazır olduğunda camdan oyun oynayan iki çocuğa baktım.
"Hadi gelin kahvaltı hazır!"
İçeri girdiklerinde Akın dudağıma öpücük kondurup oğluna doğru ilerlemeye başlamıştı.
"Akın! Aybike! Önce eller,dışarıdan geldiniz."
Baba kız ellerini yıkamaya gittiklerinde bende çayları doldurmuştum. Akın ellerini yıkadıktan sonra yere doğru eğilmişti oğlumuzu kucağına almıştı.
"Sen uyandın mı aslan oğlum."
Aybike'yi sandalyeye oturtup kahvaltısını yapmasına yardım ettim. Akın kucağında Selim'le masaya oturmuş kahvaltısını yapmaya başlamıştı. Kahvaltıdan sonra Akın işe gitmek için kapıya gitmiş ayakkabılarına giymişti.
"Gelirken bir şey istiyor musun?" "Ekmek ve salça ama gelirken ararsın yine." "Tamam Ay parçam."
Birbirimizi öptükten sonra eve girmiş çocuklarla ilgilenmeye başlamıştım.
Akın
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Amcam iki küçük canavarları sorunca yüzümde hemen bir gülümseme oldu.
"Aybike tam bıcır bıcır yerinde durmuyor. Selim daha sakin." "Dedesine çekmiş ,Selim de küçükken sakindi."
Babamı hatırladığımızda ikimizde hüzünlenmiştik.
"Yamaç amcamdan bir haber var mı?" "Yok, düğün gecesi gitti bir daha da haber yok birde Salih'e attığı mesaj var."
"Asiye nasıl?" " Eşşoğlueşek bana bir şımarıyor bir şımarıyor."
Amcama güldüğümde gelen müşteri ile ilgilenmiştim. Amcam elindeki elmanın çürüklerini bıçakla koparıp poşete atıyordu.
"Akşam yemeğe gelin özledim yeğenlerimi." "Geliriz amcam."
Pazarda işimiz bittikten sonra eve doğru yürümeye başladım. Yolda giderken Mehpare'yi arayıp başka bir ihtiyacı var mı diye sordum. Birkaç şey istediğinde marketten alıp eve öyle geçtim. Kapıyı çaldığımda içerden Mehpare'nin kızgın sesi geldi sonra da sinirden kızarmış yüzüyle kapıyı açtı.
"Noldu Ay parçam?" "Kızın rahat durmuyor,delirtecek bir gün beni."
Gülerek içeriye girdiğimde üstü başı un olmuş kızımı görünce kahkaha attım.
"Prensesim ne yaptın kendine?"
Aybike kollarıma koştuğunda kucağıma aldım.
"Annem kek yapıyordu baba bende yardım ettim."
Mehpare yerleri silerken söyleniyordu.
"Un kek malzemelerin içine girer üzerine,yerlere dökülmez."
"Annen doğru söylüyor güzelim. Hadi seni yıkayalım akşam yemeğine Cumali amcama gidiceğiz."
