Sende Artık Bir Koçovalı'sın

859 58 1
                                    



Mehpare

Hamile olduğumu öğreneli üç hafta olmuştu. Bebeğim artık bir aylıktı.

Mutluydun ama korkuyordum.

Koçovalı'ların düşmanları çoktu. Bazıları kadınlara,çocuklara saldırmaya çekinmiyorlardı.
Akın'ın bana dediğine göre Yamaç abiyle görüşmüş hamile olduğumu söylediğini Yamaç abini tebrik ettiğini söylemişti. Yamaç abi yavaş yavaş kendini abilerine affettirmeye çalışıyordu.

Evde oturup duruyor bazen aşevine gidiyordum. Şimdi ise aşevine gelmiştik. Yemekleri hazırlayıp insanlara veriyorduk.
Yine o günlerden bir gün annemlerin evde kal demelerine bakmadan bende onlarla gitmiştim.  Sekiz ay boyunca evde oturamazdım. Ben ekmekleri keserken gelen yemek kokusundan midem bulanınca hava akmaya dışarı çıkmıştım. Berber dükkanının oraya giderek oturmuştum.
Kahvenin kapısı açıldığında bakışlarım oraya dönmüştü. Akın yanıma gelerek oturmuştu.

"Ne oldu güzelim?"
" İçerde yemek kokusundan biraz midem bulandı, hava akmaya çıktım."
"Yormasaydın kendini evde dinlenseydin."
"Dinlenecek bir şey yok şimdi ama son aylarda dinlenmem gerekecek sanırım."

Elimi öptüğünde gülümsemiş yanağı okşamıştım.

"Tatlı civcivim."
"Kızım ya kaç defa dedim dışarda deme diye."

Kıkırdayıp omuz silkmiştim.
"Ben kahveye gidiyorum sende dikkat et."

Kafamı salladığımda kahveye doğru yürümeye başladı bende arkasından onu izliyordum.
Kendimi daha iyi hissedince ayağa kalkıp aşevine girdim. Annemlere yardım etmeye başlamıştım ,fazla iş vermiyorlardı daha çok oturuyordum ama burda olmak bana iyi hissettiyordu.

Hava kararmaya yakın aşevi boşalınca etrafı toplamaya başladık. İki poşet çöp çıkınca birini ben diğerini Damla abla alarak dışarı çıktık çöp konteynerinin yanına gidip atmış geri aşevine gitmeye başladık.

Günler böyle geçip giderken Yamaç abi eve gelmiş kendini affettirmişti. Benim bebeğimde dört aylık olmuş cinsiyetini öğrenmek için Akın'la hastaneye gidiyorduk.

"Çok heyecanlıyım."

Gülümseyerek Akın'a baktım.
"Bende sevgilim."

Hastaneye geldiğimizde kadın doğum doktorumun yanına gelmiş, genel bilgileri şikayetleri anlatıp ultrason için uzanmış,şişmiş karnımı açmıştım. Soğuk jel karnıma değdiğinde hafifçe irkilmiştim.  Akın yanımda elimi tutmuş ultrason ekranına bakıyordu sanki anlayacaktıda ,gerçi bende bakıyordum sanki bende anlayacaktım.

"Evet bebeğimiz kendini gösterdi."

Heyecanla Akın'la birbirimize baktık.

"Hayırlı olsun kızınız olacak."

Gözlerim dolduğunda ağlamamak için kapatmıştım. Saçlarımda hissettiğim dudaklarla gözlerimi açtım, Akın'a baktığımda ağladığını gördüm.

"Kızımız olacak Akın."
"Evet bir prensesimiz olacak."

Hastaneden çıktığımızda ikimizinde etrafa  gülücükler saçıyorduk. Karnımı severken aynı zamanda Akın'la da ne isim vereceğimizi konuşuyorduk.

"Bir kere Karaca olmaz!"

Akın ciddi şekilde söylediğinde kahkaha attım.
"Niye Karaca güzel bir isim."
"Koçovalı'lara bir tane Karaca Koçovalı yeter!"
"Tamam. Aslında benim aklımda bir isim var ama."
"Söyle Ay parçam."
"Güneş olsun mu bizim,Çukur'un Güneşi."
Akın gülümseyerek bana baktığında,beklentiyle ona baktım.
"Çok güzel ,bizim Güneşimiz."
"Bizim!"

Evin önünden hızla geçtiğimizde Akın'a döndüm.

"Akın niye durmadın?"
"Sakin ol kemerini tak!"

Eve yaklaştığımız için çıkardığım kemeri geri takmıştım.

"Akın ne oluyor? Söyler misin bana?"
Akın sıkıntıyla iç çekmişti.
"Telefonu al babamı ara."

Dediğini yaptığımda hoparlöre verdim.

"Efendim Akın?"
"Baba! Arabamın freni tutmuyor. Mehpare yanımda. Çukurdayız."
"Tamam oğlum sakin ol bize konum at geliyoruz."

Telefonu kapandığında Selim babaya canlı konum atmıştım.

"Akın? Korkuyorum!"
"Korma bir şey olmuyacak!"

Kendimi koltuğa yapıştırdığımda ağlamaya başlamıştım bile. Akın geniş yola çıktığında babamların arabasını gördüğümde telefon tekrar çaldı.

"Baba!"
"Yamaç önünüze geçecek bizde arkanızdayız. Aramıza alarak durdurmaya çalışacağız tamam mı?"
"Tamam baba."

Karnıma giren ağrı ile öne doğru kapanmıştım.

"Mehpare iyi misin?"
"Karnım!"
Beyaz pantolonumda kırmızı kanı gördüğümde bağırmıştım.

"Akın! Bebeğimiz."
Akın korkuyla bana baktığında direksiyonun hakimiyetini kaçırmıştı.  Araba hızla bariyerlere çarptığında kafamın cama vurduğumu hatırlıyordum.  Sonrası karanlık.

Mutlu olacaktık. Bebeğimi kucağıma alacaktım.

Hepsi hayal de mi kalacaktı?

Karaca'nın bir zamanlar bana dediği gibi.

Sende artık bir Koçovalı'sın mutlu olamazsın.

<•••>

Pâyidar - Akın KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin