Selim Babam!

642 43 1
                                    


Mehpare

Akın'ın bana itirafından sonra sanki biraz daha iyidi. Karnım büyüme başlamıştı ama cinsiyeti daha belli değildi çünkü bebeğim kendini göstermemişti.

Akşam evde otururken kapı çalmış.Sultan anne kalkıp kapıya bakmıştı. İçerden konuşmalar geldiğinde kalkmış gelen  kişiye  baktığımızda Cumali abiyi gördüm başı öndeydi.

Sultan anne "Kim?" Diye sorduğunda birisine bir şey olduğunu anladım. Cumali abinin sesi çıkmadığında Sultan anne Yamaç mı diye sorduğunda Cumali abi kafasını iki yana salladı. Sultan anne bu sefer Selim babanın adını söylediğinde Cumali abi ağlamaya başladığında elim ağzıma gitti gözlerim dolmuştu. Ayşe anne ağlamaya başladığında Karaca annesine dönmüştü.

"Ağlama anne biz acımızı içimizde yaşarız. Ağlayacaksanda git odanda ağla!"

Ayşe anne odaya koştuğunda aklım Akın'daydı.
Cumali abinin yanına yaklaştım.

"Abi Akın?"
"Bilmiyorum kızım,kötüydü baya. Biraz yalnız kalsın."
"Tamam abi bu arada başımız sağ olsun."
"Dostlar sağolsun."

Sultan anne kendisini odaya kapatmıştı aynı evdeki diğer kadınlar gibi. Ayaklarım Ayşe annenin odasına gitmişti. Kapıyı çalıp içeri girdim. Yatağında uzanmış ağlıyordu. Yatağa oturduğumda başını bacağıma koyup ağlamaya devam etti. Dayanamamış bende ağlamaya başlamıştım.

 Dayanamamış bende ağlamaya başlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Salih abide Afganistan'a gitmişti. Haberi yoktu öğrendiğinde yıkılacaktı.
Cenaze olana kadar Akın'ı görmemiştim.
Cenazeden sonra eve gittiğimizde salonda oturuyorduk. Sultan anne ve Cumali abi balkona çıktığında arkalarından Emmi de çıkmıştı,Yamaç abide  kilerde saz çalmaya ve türkü söylemeye başlamıştı. O andan sonra Sultan annenin acı feryadı ardından Akın'ın sinir krizi başlamıştı. Neden diye bağırıyordu. Göz yaşlarım akmaya başlarken yanına gidip sarılmıştım. Sakinleşemeye başladığında saçlarını okşuyordum.

Akşam odaya girdiğimizde Akın bacaklarıma yatmış yaşlı gözlerle bana bakıyordu. Bende saçlarını okşuyordum.

"Babam gitti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Babam gitti."

Bir şey diyememiştim sanki boğazımda bir şey var gibiydi.


Bebeğim biraz daha büyürken  hastaneye Akın ile gelmiştik. Selim babadan sonra intikam almak istiyordu,hakkıydı. Yamaç abilerle Erdenet'leri baya zarara uğratmışlardı. Erdenet'lerden sadece Kulkan kalmış.

Akın'la hastaneye geldiğimizde bebeğimizin cinsiyetine tekrar bakacaktı doktor. Bebeğim neredeyse altı aylık olmuştu. Doktor ultrasona baktığında gülümsemişti.

"Sonunda bebeğimiz kendini gösterdi. Pek nazlı bir kızınız olacak."

Kız olacağını duyduğumda Akın'la ağlamaya başladık. Doğmamış kızım gelmişti aklıma. Hastaneden çıktığımızda arabanın yanında duruyordum. Akın bana bakarken ona bakmıştım bende.

"Noldu Ay parçam?"
"Arabayla gitmesek mi Akın. Ya yine aynı şey olursa."

Akın yanıma geldiğinde yüzümü avuçlamıştı.

"Ben bir daha aynı şeyin olmasına izin verir miyim?"

Bir şey dememiş ağlamaya başlamıştım. Akın göz yaşlarımı silmişti.

"Bak ilerde kim var."

Gösterdiği yere baktığımda Celasun ve Meke'yi gördüm.

"Arkamızdan geldiler biz hastaneye girdiğimizde onlarda burada beklediler, eğer bir şey olsaydı gelir bana söylerlerdi Ay parçam."

Kafamı salladığımda alnımı öpmüş arabaya binmiştik. Arabada Akın elimi tutmuş öpmüştü.

"Sen Ay parçam sen benim yaşama nedenimsin birde şimdilik karnında duran kızımız."

Akın gülümsediğimde elimi tutan elini  öpmüştüm diğer elimlede karnımı okşamıştım.

"Ne olursa olsun Akın ,iyi ki sen!"

<•••>

Pâyidar - Akın KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin