Multiplayer : Christian ve Ana
(Zaten başka karakter tanıtmadım daha, ehi).
-Kendimi inanılmaz derecede yorgun hissederek uyandım, canım acıyordu.
Yatağın sol tarafını elimle yokladım ama Christian yoktu.
Esneyerek yataktan doğruldum ve dolabından özenerek seçtiğim bir boxerinı ve bana olabilecek bir esofman takımını yanıma alarak dusa girdim.
-
Sanırım artık evine birkaç kıyafetimi getirmeliydim. Yok yada yok, belki yanlış anlayabilir çörekleniyor gibi.
Esofman takımı bana olmayınca mecburen beyaz gömleklerinden birini üzerime geçirdim.
Tekrar lavaboya dönüp Grey'in diş fırçasıyla dişlerimi fırçalayıp aşağıya yanına doğru ilerledim.
Parmak uçlarımda merdivenlerden inip, evin hangi tarafından ses geliyorsa o tarafa doğru ilerledim. O kadar büyük bir ev ki, ev demek gerçektende küçümsemek olur.
-Günaydın Ana.
"Günaydın."diye mırıldanıp kendime bir kahve koymak için tezgaha yöneldim.
"Ana yanıma gel." Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
Gömleğini giydiğim için kızdığını düşünüp utandım,"Şey ben çıkartayım istersen."
Dudağı yukarı doğru kıvrıldı.
"Çıkarmanı tabi ki isterim ama kahvaltı ettikten sonra Bayan Steele."
Gözleri tekrar bulutlandı,"Bacaklarındaki morluklar için üzgünüm. Böyle birşey bir daha olmayacak Ana."
Gözlerimi kırpıştırıp bacaklarıma baktığımda morluklar vardı gerçektende. Neden acı içinde uyandığım belli oldu.
"Önemli birşey değil. Sonuçta hak etmiştim değil mi?"deyip kahvemle yanına oturdum.
Dudağıma bir öpücük kondurup "İşe gitmem lazım bugün bir toplantı var. Akşam görüşeceğiz." dedi.
Onayladım. Zaten onaylamama gibi bir lüksüm olmuyordu. O istiyordu ben yapıyordum.
Mutfağa hızlı adımlarla Thomas girdi. Grey'in şoförü.
Bizi görmemiş olacaktı ki nasıl çıkacağını şaşırdı, bir yandan özür dileyip bir yandan mutfaktan ayrılmaya çalışıyordu.
Sonuçta beni tanıyordu diyecektim ki, Cristianın gömleğiyle oturduğumu unutmuşum.Üzerimde sinirli bakışları hissedebiliyordum. Beni şoförunden mi kıskanmıştı yani?
"Birdaha Ana, bir daha böyle birşey olursa seni amuda kaldırıp beceririm."
Yutkundum, o arada Grey evden çıkmıştı bile.
***
Eve geldiğimde ev arkadaşım şehirdışından erken dönmüş onu görünce çok sevinmiştim. İsmi Bella çok tatlı bir kız bi o kadarda tuhaf tabi.
Yinede Christianla onun sayesinde tanışmıştım. Bella ülkenin sektöründe en başarılı şirketi GREY de Christian Grey ile röportaj için anlaşmıştı, üniversite için vermesi gereken önemli bir tezdi bu. Gideceği gün hasta olunca onun yerine zorla ben gitmiştim röportajı yapmaya, şimdi düşünüyorumda iyi ki gitmişim.
Christian çok tutkulu biri. Ona karşı koyabilecek bir kadın olduğunu zannetmiyorum. Daha birkaç aydır tanışıyoruz, yine de kısa zamanda çok çabuk bağlandım ona.
Yakışıklı erkek görünce ağzının suyu akan kızlardan değildim, o kendine çekmişti beni.
Belkide beni istemesinin sebebide buydu kim bilir.
Hiçbir zaman duygularımı tam yansıtmadım ona, kıskançlığımı veya sahiplenme içgüdümü yakından tanımadı.
"Valla bi haftasonu aileme gideyim dedim eve uğramaz olmuşsun Ana, nerdeydin bakiyim senn?" Gözlerini parlatmış hayranı olduğu Grey için birşeyler anlatmamı bekliyordu.
Uzun uzun sohbet ettik. Beni birkaç kere aramıştı ama geri dönmeyi ihmal etmiştim. Onu özlemişim.
Christian: Bayan Steele?
Ana: Buyrun efendim?
Christian: Efendim demen beni tahrik ediyor..
Ne cevap yazacağımı düşünüyorken bir mail daha geldi,
Christian: Akşam bir açılışa gideceğiz. Bugün sana bir elbise göndereceğim. Onu giy.
Ama fazlaydı bu kadarıda. Ben seçemiyor muyum ne giyeceğimi?
Özürlü müyüm?
Tartışmayı mesajlaşma üzerinden sürdürmemek adına birşey demedim.
Kuaföre gidip saçıma doğal bir maşa yaptırayım dedim, vazgeçtim. Param azalmış , annemlerden istemek istemiyorum bir iş bulmam şart artık.
****
Okunma sayısına göre devam edeceğim :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARBE (+18)
RomanceE.L James 'Grinin Elli Tonu' kitabından esinlenmiştir. "Herkesin içinde sekse karşı merak vardır." Bazıları ilk deneyiminin hazzını arar, bazıları ise bambaşka hazlar. Keyifli okumalar !