BÖLÜM-12

102K 871 24
                                    

"Mükemmel görünüyorsun Anastasia."

Beni utandırmıştı. Dün aldığımız çiçekli elbiseyle krem rengi babetlerimi giymiştim.

"Teşekkür ederim. Küçük bir bavul gibi birşey var mı? Yanıma birkaç kıyafet alacağım."

Yüzümü okşayıp öpücük kondurdu.

"San Francisco'dan alırız. Hiçbir şey taşımaya gerek yok el çantanı al yeter."

Sanki sırtımızda taşıyacaktık. Altı üstü iki parça birşeydi. Yine de itiraz etmedim. İtiraz etmekten yorulmuştum çünkü.
Kabul etmeyecekti.

-Peki.

***

Thomas bırakmak için ısrar etse de Christian "Birkaç saatlik yol , araba lazım olabilir." diyerek reddetti.

Hadi bakalım gidiyoruz işte..

***

"Christian?"

Yoldan gözünü ayırmayıp yanıtladı.

"Bayan Steele?"

"Şey, ımm. Bayan Katty o odadan haberdar mı? Yani sonuçta o evden sorumlu."

-Biliyor.

"Nasıl yani , değişik fantezi aletlerini görüp o evden kaçıp gitmedi mi?"

Şaşırmıştım.

-Anastasia Steele. Eğer çekmeceleri karıştırmadıysa görmemiştir.

Odanın tavanındaki ip asmak için kullandığı, büyük kancalarda mı çekmiyordu dikkatini?

"Temizleme işlerini falan sen yapıyorsun yani?" Birden nefesimi tuttuğumu farkettim, bıraktım.

-Ana, başka kadınlar üzerinde kullandığım şeyi sana sürer miyim? Hepsini değiştirdim. Eskidende tek kullanımlık olurlardı zaten. Yenisini yerine koyuyorum.

-Erotikshop yakın dostun olmalı.

Ukalaca gülümsedi. "Artık istemeden veriyor."

Ciddi olduğundan emindim. Cevap vermedim.

Zilsesi çalan telefonumu çantamdan zar zor bulup kulağıma koydum.

-Ana Rel bebeğim nasılsın?

-Ah, anne. İyiyim seni arayamadım bu ara üzgünüm.

-Önemli değil bebeğim iyi ol yeter .

-Roll nasıl?

-İyi, beyzboll turnuvaları başladı onunda. Onun için aradım aslında seni. Newyork'a geleceğiz tatlım!

-Bu mükemmel anne. Ne zaman geliyorsunuz?

-Birkaç güne bebeğim.Sonra yine konuşuruz şimdi beni çağırıyorlar tamam mı, öptüm.

-Annen miydi?

-Evet haftaya buraya geliyorlar. Onu çok özlüyorum.

"Beni sever mi dersin? " yan profilinden ciddiyetini sezdim, gerçekten tedirgin olmuştu.

"Sen sevilmeyecek biri değilsin Bay Grey."

****

İşte gelmiştik, San Franciscodaydık.

Christian arabayı valeye teslim ederken bakışlarımı koca binaya çevirmiştim.

Grand Hyatt.

Vay canına,müthiş görünüyordu.

Belimden tutarak "Pekala hadi girelim Ana."

Otelin kapısından girdiğimizde kocaman geniş bir hol vardı. Serpiştirilmiş masalarda klasik müzik eşliğinde kahvesini yudumlayan insanlar, büyük heykellerin önünde koşuşturan çocuklarla doluydu. 

Asansöre binip katların  en üst taraflardan birine tıkladı. Yaklaşık 25 tuş vardı.

Kapı kapanır kapanmaz dudaklarıma yapıştı. "Anastasia.." inlemesinin ardından aynayla kaplanmış asansör duvarıyla çelik bedeninin arasında sıkışmıştım.

Çalan ikaz sesiyle Christian bedenini üzerimden çekti , asansörün kapısı açıldığında 3 4 takım elbiseli adam yüzümüze baktı, biraz tereddüt etselerde içeriye girdiler.

"Ana nefes al." fısıltısıyla tuttuğum nefesi bıraktım.

***

Odamız mükemmeldi. Yerler bile cam gibiydi, yatağın başlığı, komidinler, masalar herşey camdandı. Griye dönük cam rengi. Perdeler , herşey abartı güzeldi.

Odayı incelerken beni izleyen Grey "Hoşuna gittiyse evi tekrar dekore edebiliriz."  Boynumdan öpüp arkamdan belime sarıldı.

"Belki bir gün kendi evimi."

Yüzümü kendisine çevirip çenemi tuttu.

"İkimize ait bir ev Ana. Hayal edebileceğin tek ev bununla sınırlı."

DARBE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin