XXV|Takıntı

2.2K 182 42
                                    


Keyifli okumalarrr😭😭

Sizi seviyorum *-*




XXV| Takıntı

Jisung, elindeki cips paketini bilgisayar başındaki çocuğun kucağına attıktan sonra umarsız bir edayla mırıldanmıştı.

"Dökül, velet."

Jeongin,gözlerini böylece çok kısa bir süreliğine oyunundan çekip cipsi yoklamış ve ağzının kenarıyla mırıldanmıştı.

"Bunu sevmiyorum."

Jisung inanmazca gülmeden edememişti. bir veletten ayar yediğine inanamıyordu. Gözlerini irileştirdi. "Umurumda falan değil. Ona kaç won verdiğimden haberin var mı?"demiş ve sakinleşmek adına dişlerini sıkmıştı. Pekala çok fazla ödememişti fakat yine de pahalıydı işte. Jeongin omuzlarını silkti. "Gördüklerimi hafızamdan silmek için,bir cipsten fazlası gerek." Sırıttı devam etmeden önce.

"Ayrıca dökülmem için de."

Jisung merakla başını omzuna eğmişti. Jeongin yine geveliyordu."Ne istiyorsun?"demişti ve kollarını çaprazlamıştı. Jeongin'in sıradan şeyler isteyeceğini düşünmüyordu. Fakat yine de şansını denemek istedi. Sonuçta Felix'i sikse bile neler olduğunu anlatmayacağını biliyordu. Henüz hiçbir açık vermemekte ısrarcıydı. Sadece kızarık yanaklarıyla öylece duruyor ve boynunu gizlemekten başka bir şey yapmıyordu. Bir şeyler olmuştu.

Hwang söylediği gibi ona yaklaşmış olmalıydı.

Jeongin çok düşünmemişti. Ellerini tuşlardan çekti ve kollarını kaldırıp gerinirken Jisung'a döndü. "Black Widow'un filmi çıkacak biliyorsun.." gülümsemişti. Bu filmi iki yıldır bekliyordu ve şimdi bedavaya izleyecek olması kaçınılmaz bir fırsat olacaktı.

"VIP bilet istiyorum."


-

"Diyebileceğim tek şey...amatör bir belgesel çekimi gibiydi."

Salondalardı.

Jeongin biraz zaman önce sevmediğini söylediği cipsi iştahla yerken Jisung dizlerini kendine çekmiş, dikkatle onu dinliyordu. Hayır,bu kadar olamazdı. Sırf bu cümle için haftalığının bir kısmını bilet almak için harcamış olamazdı. Kaşlarını çatarken,"Yardımcı olmayı biraz daha denesene?"diye homurdanmış ve Jeongin'den koca bir öğürtü kazanmıştı. "Daha ne kadar açabilirim?"

"Bilmem.."Alaycıydı Jisung. "Cümleni birkaç yardımcı fiille daha destekleyebilirsin?"

Jeongin bir süre duraksarken dudaklarını araladı. Ne diyebilirdi ki? Bunu tarif ederken zorlanmayacaktı."uhm...öpüşmek,sevişmek...üst üste olmak-"

"Siktir-o kadar ileri gittiler mi?"

Gözlerini kocaman açmış ve Jeongin'in onaylamasıyla suratındaki aptal gülümsemeyi durdurma gereği duymadan geri yerine sinerken,"Buna amatör diyemezsin..." Demişti.
Jeongin parmak uçlarındaki baharatları yalarken mırıldandı. "Profesyonel de diyemem." Düşünceliydi.

"Ama...harekete geçirebilir nitelikte."

Jisung gözlerini kırpıştırdı. "Ne?"

Jeongin elini havada savurmuştu 'boşver' dercesine. O sırada biten cipsi buruşturup kucağına koymuş ve devam etmişti. "Baya yakınlardı işte...Detay isteyen sendin geri zekalı! "

"Onları detay verecek kadar dikizledin mi yani!?"

"Hay sikeyim...siktir git Jisung. " gülmüştü. "Özellikle girmediğimi biliyorsun. Changbin bunu hiçbir zaman sorun etmezdi." Öyleydi. Zili çalma gereği hiçbir zaman duymamıştı. Changbin'in okulda olduğu vakitlerde bile rahatça evine girip çıkabilirken şimdiki değişiklik onu afallatmıştı.

Hyun'la sevgili olduğu zamanlarda ikisini hiç öyle görmemişti.

"Orada yaşayan kişi artık Felix İn-nie...anla şunu."

Jeongin Farkındalıkla dudakları büzüldü.

İrisleri yere dalmışken aklına gelenlerle,"Changbin'le Hyun...bizim sandığımız gibi bir ilişkide değildi değil mi?"demiş ve bakışları en az kendisi kadar düşünceli olan Jisung'u bulmuştu. "Aralarında duygusal bir bağ yoktu. Eğer öyle olsaydı-"Gerisini Jisung getirmişti.

"Eğer öyle olsaydı Changbin buna göz yummazdı."

Felix'in Hyunjin'le olan yakınlaşmasını neden sakladığını anlıyordu. "Normalde asla susmaz...fakat söz konusu biz olunca,hiç olmadığı kadar hassaslaşıyor."

"Bunu anlamak zor değil." Demişti Jeongin."Sürekli...sikeyim sürekli kavga ediyorlar!" Rahatsızca kıpırdandı. "Düşününce-Felix'in bunu söylememesi çok normal. Hyun ve Changbin , Felix varken çok bok bir şekilde ayrıldılar."

Onaylamıştı onu Jisung. Çoğu şey aslında önceden konuşulmuştu. Hyun ve Changbin'in ayrılacaklarını biliyordu fakat Felix'in önünde böyle bir şey yaşanacağını kimse tahmin etmemişti. Çok da iyi anlaştıkları söylenemezdi. Sadece bir süreliğine birlike olma kararı almışlardı. Ve bu kararlarını sürdürdükleri esnada Hyunjin Felix'i görmüştü.

Changbin en çok bu yüzden buna karşı çıkmıştı zaten. Hyunjin sağlam biri değildi ve Felix'i de bir anlık arzusuyla istediğini düşünmüştü. Buna zemin hazırlayamazdı. Arkadaşının üzülmesine kesinlikle zemin hazırlayamazdı.

Ayrıca Jeongin'in de dediği gibi gözleri önünde yaşanan bir ayrılıkta arkadaşının eski sevgilisiyle birlikte olduğunu söylemek siktirin-bu hiç ama hiç kolay değildi.

"Bilmiyorum.."diye mırıldandı. Kendisi Changbin kadar tepki göstermemişti. Arkadaşının kiminle olduğu tamamen onun tercihiydi. Suratını buruşturdu. "Ama sanırım pek de düşündüğümüz gibi olmayacak."

"Ne demek istiyorsun?"

"Hyunjin'in onu kolay kolay bırakmaya pek de niyeti yokmuş gibi..takıntı mı dersin?"

Jeongin omuzlarını silkmişti. "Felix'in ölü aşk hayatı inan ki sikimde değil." Ardından başını iki yana salladı. Onunla araları hep sürtüşmeli geçmişti ve şimdi en sevdiği seri uğruna da olsa Felix'in hakkındaki dedikodularını daha fazla sürdürme niyetinde değildi. Jisung oyunbozan tavrına karşı gözlerini devirmeden edemezken Jeongin'in sızlanacağını bile bile koluna fiske atmaktan geri durmadı ayağa kalkmadan önce. Tam da tahmin ettiği gibiydi.

Jeongin kolu kopmuş gibi çığlık atmıştı.

Jisung yine de umursamamış ve hızlı adımlarla salondan çıkmıştı.

Aceleciydi. Çünkü Felix'in eve gelmesine az kalmıştı. Onu en azından Jeongin'in evinde görmemeliydi. Zaten tüm bunların dışında Felix'e uğramak için tonlarca bahanesi vardı.

Arkadaşı olması başını çekiyordu zaten.

Bu yüzden ayakkabılarını giydi ve bağcıklarını kenarına bastı. Kapıyı serice açmış,bir hışımla çıkacağı esnada onu görmüştü. Yerinde dikleşti. Jeongin'in çığlıkları arkasından gittikçe yükselirken Minho kucağındaki karton kutuları yere bırakmış ve elinin tersiyle alnını sildiği sırada ,"Hey.."demişti hafif bir gülümsemeyle.

Ah,Jeongin'le cidden...tamamen zıtlardı.

Jisung gergin olmamaya çalışarak elini ensesine atmış ve on katı bir gülümsemeyle,"Naber Minho?"demişti. Neden bu kadar heyecanlandığını bilmiyordu.

Onunla zamanında pek de konuştukları söylenemezdi fakat şimdi ikisi için de ufak bir başlangıç olmak üzereydi.






Ah...umarım tatmin etmiştir demek istiyorum ama dört ay aradan sonra aşırı kısa bir geçiş bölümü attığım için söylemeye götüm yemiyorlaökjakd

Tek diyebileceğim şey Felix'in neden arkadaşlarına söylemekten kaçındığını anlamanız için yazdığım bir bölümdü.
Her neyse wldhajdh

Kitapta düzeltmek istediğim çok kısım var . Ufak mantık hataları dışında zaten çok ciddiye almanız gereken bir kitap değilaiksal

O yüzden sadece onları düzelteceğim :3

Sizi seviyorummm

Any | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin