İyi okumalar ;***Yorum yapanları istediği yerinden öpüyorumaidlkddsmsj
,
Melanie Martinez, Play Date
XIV¦Şartları eşitlemek
Duygular, dışarıdan bir insanın ne diyeceğine göre mi yaşanırdı?
Bu elimizde miydi?
Kalbimizin kime hızlanacağı, doğruyla yanlışa mı bakıyordu?
Sanmıyorum.
Gönül bu, ota da konar boka da, kimse illa ki istediği kişiye aşık falan olmuyordu. Bazen en nefret ettiğiniz, görmekten bile haz etmediğiniz birine günü geliyordu dünyanın en yakıcı hislerinden birini yaşıyordunuz.
Onu seviyordunuz.
Aşık oluyordunuz.
Ve bu, emin olun kimsenin ne dediğine asla bakmıyordu. Kendinizin bile,
Kalbiniz beyninizi dahi siklemezdi.
Kapanan hatta, dakikalar geçmesine rağmen halen daha bakma sebebim bu olabilirdi. Çünkü kalbim ve beynim yüzyıl savaşlarına girmişti resmen.
Fakat kazanan en başından belliydi işte.
O aptal organ,sadece kan pompalamayı bırakalı çok oluyordu.
Ve ben, her geçen gün ekstra duygusal ve ekstra aptal oluyordum. Canım yanacaktı.
İşin sonunda canım çok pis yanacaktı.
"Felix!" diyen bir çığlık işittim sokakta yankı yapan. Kimin sesi olduğunu direkt anlamam, Sertçe yutkunup nihayet ayılmama neden olduğunda kafamdaki yine bir ton soru işaretiyle birlikte harekete geçmiş, Hyunjin'i bulmaya çalışmıştım.
Her neyse sevgilim,kendi en yakın arkadaşını senin yüzünden az daha öldürüyordu.
Kulaklarımda bu cümle çınlıyordu. Hyunjin'in kapıma dayanması, sadece kaşının yarık olduğunu görmem, sevişmeye kalkışımız,
Ama sevişemememiz.
Gerçekten de çişi mi gelmişti?
Kafayı yemek üzereydim. Kalbim çok hızlıydı fakat bunun bariz Endişe ve korkunun karışımından dolayı olduğunu bilmem, zaten düşük olan moralimi iyice alaşağı ediyordu. Bitmişti.
Bitmiştik.
Hala diretiyor musun gerçekten? Senin yüzünden ikisinin arası şu anda bok gibi ve birbirlerinden nefret ediyorlar. Hyunjin'i kendim de uyardım.
Benim yüzümden miydi?
Hem onun başına bir şey gelmemesi için hem de senin de.
Fakat sanırım ikiniz de laf anlamamakta ısrarcısınız.
Bu kötü oldu.
Başını derde soktun dostum ve artık yapacak bir şeyim kalmadı.
Bol şanslar.
Titrek bir nefes alırken,bu sefer ben de "Hyunjin!" diye bağırmıştım. Onu tanımıyordum. Evini, adresini, bilmiyordum.
Siktir, telefon numarası bile yoktu elimde.
Burnumu çektim, aramızdaki ilişkinin saçma olduğuna dair daha bir ton şey söyleyebilirdim fakat onu bulmuştum.
Rahatlamayla elimi göğsüme götürmüş, bastırırken koşmayı kestim yavaşça. Sahile çıkan yolun sonunda, denize bakan banka oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Any | hyunlix
FanfictionWhy'd you only call me when you're high? 070121-hyunlix#2 10,20 04,22