Bebeklerim , bugün bir iki yb daha gelebilir biraz boşluktayım.
Bu bölüm, devam bölümü gibi bir şey oldu fakat asıl olaylar ileriki bölümlerde falan başlayacak diyebilirim.
Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar :**
//
Ariana Grande, Stuck with you
VII¦İyi Çocuk
Hayatımda daha önce, Hyunjin'i sorguladığım kadar bir matematik sorusunu bile sorgulamadığımı şimdi fark ediyordum.
Beş bilinmeyenli bir denklemden daha zordu maalesef kendileri ve ona çattığım kaşlarımla bakıp"Sana ne oluyor?"derken beyin sıvım burun deliklerimden fışkırmak üzereydi.
Davranışlarına anlam vermek-hayır hayır, ona anlam vermek cidden zordu.
" Ne demek ne oluyor? "demişti zinciri tam da kaldığım pansiyonun önündeki sokak lambasının direğine, motoruyla beraber bağlarken. Ardından sanki tüm sorunu ben çıkarıyormuşum gibi,omzunun üzerinden gözlerini bana dikmiş," Sakin olsana sen biraz. "diye mırıldanmıştı.
Sakin olmak mı?
Ben mi?
Zemini deşecek kadar sert bir şekilde, çıktığım merdivenlerden inip yanına ulaşırken bedenini en fazla kaç parçaya bölüp lağım çukuruna atabileceğimi düşünüyordum. Kafayı yemek üzereydim. Sarhoştum, bok gibi hissediyordum ve o, daha da bok gibi hissetmeme neden olacak davranışlar sergiliyordu. "Hey?" demiştim kolundan tutup bana dönmesini sağladıktan sonra. Çenem titriyordu ve ben, onu öldürmek istiyordum.
Sikeyim, onu cidden gebertmek istiyordum.
"Kendi evine git." demiştim yavaşça. Bir özürlüye anlatır gibi gözlerimi irileştirip el işaretleriyle evimi gösterip parmaklarımla çarpı yaparken, bana boş gözlerle bakmaya devam ediyordu. Daha nasıl anlatabilirdim?
Kaç dakika boyunca öyle uğraştım bilmiyorum fakat Hyunjin git gide gülümsemiş, en sonunda sadece, "Zaten kendi evimdeyim." diyip yanımdan geçip gitmişti. Omuzlarım çöktü. Aynı şeyi ne diye tekrarlayıp duruyordu ki?
Hayır, altında bir anlam da arayamıyordum.
Gözlerimi yumup parmaklarımı şakaklarıma yaslayıp ovalarken, derin derin nefesler eşliğinde sakinleşmeye çalıştım. Midem kaynıyordu, kanım kızışıyordu ve kalbim duracak gibi atıp nefesimi darlıyordu.
Sanırım, alkoldendi.
-
"Bana bunu söylememiştin."
Kendimi yorgunca evimin kapısından içeri attığımda Hyunjin'in converselerini hole gelişigüzel atılmış bir şekilde bulmamla, "Sikeyim.." demiştim arkamdan kapıyı kapattığım sırada.
O anahtarı ondan almalıydım.
Topuklarımı birbirine sürtüp beyaz spor ayakkabılarımı çıkardıktan sonra, "Hyunjin!" demiştim yine. "Bana bunu söylememiştin!" odama gitmiş, onu yatağımda telefonuyla uğraşırken bulmuştum. Ne dediğim umurunda bile değildi resmen. İnanılmaz derecede vurdumduymazdı.
"Hyunjin." dedim tekrardan. Sesim dünyanın en mızmız tonu olabilirdi. Savsakça Sırtımı duvara yaslayıp gözlerimi artık mikrop kapacağına emin olduğum bir şekilde yeniden ovuşturmuştum. "Burada kalamazsın.." demiştim sonra. Daha çok kendimi buna ikna etmeye çalışıyormuş gibiydim. Burada kalmamalıydı çünkü ne zaman odamda olsa-çevremde - olmaması gereken şeyler oluyordu ve kendime engel olmak dünyanın en zor şeyi haline geliyordu. Eli üzerimde oldu mu, oyuncak bir bebekten farksız konuma geliyordum.
"Aa.. Nedenmiş o?" demişti ve ben yeniden ona bakıp, "Bir nedeni yok, defolup git." demiştim. Çok kabaydım,
Ama o da aşırı yüzsüzdü!
Ayrıca hiçbir lafımın kar etmediğini, dediklerime rağmen sırıtarak yatakta yuvarlanmaya devam etmesinden anlamıştım. Kısacası ona böyle davrandığım için vicdanım falan sızlamıyordu. Her şeyi hak ediyordu çünkü.
Kendi kendine yuvarlanışının ardından siyah sweati hafifçe sıyrıldı. Bir an , ne zamandır ona baktığımı anlayamamıştım. Daldığımın bile farkında değildim. "Felix," demişti yatakta kollarını iki yana açıp sıyrılan hiçbir yerini zerre umursamadan.
Bense, belinin ne kadar ince olduğunu düşünüyordum o sırada.
Fakat işte.. Genel itibariyle bir irkilme yaşamıştım. "Uykum var.." diye fısıldadı gözlerini yumup. Göğsümü şişirdim. Yavaştan yavaştan benim de gözlerim de yumuluyordu fakat ben, zebani gibi başında dikilmeye devam ediyordum. Nasıl olsa hava ona göre hoştu, değil mi? Alışkın falan olmalıydı birilerinin yatağına izinsiz girip zıbarmaya.
Dediklerim bir kulağından girip öteki kulağından çıktığından, daha fazla zorlamanın anlamsız olduğuna kanaat getirip en sonunda pes ederek yatağa oturdum. Aralık duran dudaklarına bakmayı es geçip kapalı göz kapaklarına odaklanırken, "Git içeriye bari." demiştim. Pembe saçları çarşafın üzerinde dağılmıştı ve tanrım..
Çok masum duruyordu.
Şu an, tamamıyla savunmasız gözüktüğü nadir bir andı. Sadece komodinde duran civcivli gece lambasının ışığı açıktı ve size itiraf etmeliyim,
Şerefsiz çok güzel uyuyordu.
"Halim yok." demişti sonra ona tepeden bakan bana, dudaklarını birbirine bastırıp yeniden gülümsemişti. "Eğer senin de beni taşımaya halin yoksa, geç yat işte."
Ne diyebilirdim ki?
"Senden nefret ediyorum Hyunjin."
"Teşekkür ederim."
Yattığım yerde en uca kayıp ondan mümkün olduğunca uzaklaşmaya çalışmış,gözlerimi yumup Hyunjin'in burada olmadığını hayal etmeye çalışmıştım. Kendi yatağımda bile rahat değildim.
Şaka gibi.
"Düşmek mi istiyorsun?" dediğini duydum. Sesi alaylıydı. "Evet." demiştim dik dik. Ona sinir oluyordum. Öyle bir raddeye gelmiştim ki,
Varlığı bile beni irite etmeye başlamıştı.
"Tamam." demişti.
Ve kıçından ittirilip yeri boylamıştım.
"Sikeyim.." kafamı ovuşturup sırt üstü yerde yatmaya devam ederken, "Taşak mı geçiyorsun?"demiştim isyanla. Beni itmişti.
Beni bok çuvalı gibi yere itmişti.
Fakat öylesine uyuşuktum ki, doğru dürüst tepki vermeyi geç, bir iki saniye içerisinde uyuklamaya başlamıştım. Bağırıp duruyordum.
Küfredip duruyordum fakat kaçınılmaz sonum, Hyunjin yatağımda mışıl mışıl uyurken benim hemen yanında, yerde zıbarmam olmuştu.
Tabi tam, hayal dünyama uçmamış olacağım ki, yanağımdaki okşanmayı hissetmiş, kulağıma gelen, "Piçsin falan ama.. İyi çocuksun." sözünü işitmiştim.
Fakat bir ihtimal daha vardı ki, tüm bunları hayal dünyamın tam içindeyken de yaşamam olasıydı.
Peki benim istediğim hangisiydi?
İkinci seçenek.
Çünkü Hyunjin'in temaslarını ve laflarını rüyamda bir şekilde aşabilirdim. Uyanırdım ve, ah bu bir rüyaydı altı üstü gerçeğe geri dön, diyebilirdim herhalde.
Fakat gerçekte bunu yapabilir miydim, işte orası muammaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Any | hyunlix
FanfictionWhy'd you only call me when you're high? 070121-hyunlix#2 10,20 04,22