Size küçük bir sır vereyim mi? uhm, Bay Kang benim sevgilim değil.
Choi Beomgyu ♡ Kang Taehyun
(Acemiliğimi üstümden attığım ilk hikayem. Okumayın aw.)
Kesinlikle mükemmel bir arkadaşlıkları var. Sjjsjsjisjsjsjjs
Önceki bölümü okumayı unutmayın.
Choi Beomgyu;
Bir hafta sonra;
Elimdeki dosya ile bay kang ın odasına ilerledim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Saçlarının siyah olduğunu düşünün)
Bay kang gömlek giymediģim için daha ikinci günümde bana bas bas bağırmıştı.
Odanın kapısını tıklatıp içeri girdim. Bay kang kafasını kaldırma lüksünde bile bulunmamıştı.
Bir dakika ya, ben neden kendi içimde ona bay kang diyorum ki?
Neydi ismi? Uhm.. hah! Taehyung yok pardon taehyun.
Taehyun un masasına ilerleyip imzalayacağı sayfası açıp masaya bıraktım. Kafasını kaldırdı ve dosyayı imzaladı.
Dosyayı kucağıma fırlattı. Yuh ama ya. Kafama atsaydı.
Odadan çıkmak için ilerlerken "sana çıkabilirsin diyen oldu mu?" Diye sordu. Arkamı dönüp yüzüne baktım. Nerdeyse gözlerinden alev çıkacaktı.
"Üzgünüm efendim" dedim. Gözleriyle masanın üstündeki en az bin sayfalık makaleyi gösterdi.
"Şunları sırasına göre düzenle" dedi. İtiraz edersem kovacaģını biliyordum. Dün kendisine itiraz ettiģi için koridorda gözümüzün önünde birisini azarlayıp kovmuştu.
"Peki efendim" dedim. Memnun olmuşcasına sırıttı.
"Al ve çık" dedi kafamı sallayıp masaya ilerledim.
Elime bin sayfalık makaleyi aldım. Ağırdı da. Bir hafta olmuştu. Bu gün maaşa bağlanıyordum.
Ama bu bir haftada da başımı kaldıracak vaktim olmamıştı. Tam ne zaman bitti desem taehyun gelip yine iş yüklüyordu. Fazladan mesai bile yapmıştım. Umarım maaşıma buna göre zam yapardı.
Odadan çıkıp sağda kalan masama ilerledim. Makaleyi masama bıraktım ve dosyayı yeonjunun masasına bıraktım. Bana öpücük yollayıp işine devam etmişti.
Bir hafta içinde arkadaş da edinmiştim tabiki. Soobin ve huening kai. Aslında bizi yeonjun tanıştırmıştı. Çok tatlı çocuklardı.
Masama oturup makaleyi sıraya koymaya başladım. Artık ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama sırtımdan ter akıyordu.
Üstelik daha 500 sayfam vardı.
Elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmek için lavaboya ilerledim.
Benim masadan kalkmam ile birlikte yan masadaki woojin de kalkmıştı. Umursamadım ve lavabo kapısını açıp içeri girdim.
Elimi yüzümü yıkadim. Cidden rahatlamıştım. Kenardaki peçetelikten iki tane alıp elimi ve yüzümü sildim.
