BEOMGYU;
telefonumu tekrar açıp Ji-Su'yu aradım. sanki onu aramamı bekliyormuş gibi hemen açmıştı. ''abi?''
gülümseyip ''efendim?'' dedim. arkadan fısıltılar gelmiş sonra hemen kesilmişti. Ji-Su telaşlı bir şekilde ''babam delirdi.'' dedi ve derin nefes aldı.
bedenim korku ile kasılırken etrafımda kimse var mı diye baktım. Taehyun çocukları evden atıyordu. ''ne oldu?'' dedim. arkadan bu sefer bir bağırış gelmişti. bağıranın babam olduğunu fark ettiğimde Taehyun önümde bana merakla bakıyordu. yüzümde nasıl bir ifade varsa korumacı bir tavırla başımda bekliyordu.
''az önce magazin haberlerinde senin ve bir adamın, hastaneden çıkarken çekilmiş fotoğraflarınız vardı. '' demiş ve sesini kısıp ''iyi misin abi?'' demişti. içimdeki koca korkuya rağmen beni merak etmesi hoşuma gitmişti. ''iyiyim. eve geliyorum şimdi.'' dedim Taehyun'a bakarak. Taehyun kaşlarını çatmış ve bir adım öne gelip önümde eğilmişti. ''hayır, hayır bence şimdi zamanı değil.'' dedi Ji-Su telaşla.
''biraz yatışsın. çok sinirli'' deyince ''neye sinirli?'' dedim. bir kaç hışırtı gelmişti. ''bir erkekle sevgili olmana.'' dedi sıkıntıyla oflayarak.
derin nefes aldım. ''kapatıyoru-'' sözümü kesmiş ve güven veren sesiyle konuşmuştu. ''abi, ben her zaman yanındayım. tamam mı?'' demişti. gülümsedim ve ''tamam.'' deyip telefonu kapattım.
Taehyun'a döndüğümde merakı gittikçe artmış olmalıydı ki hızlı hızlı nefesler alıyordu. ''ne oldu?'' dedi. ''babam eşcinsel ilişkilere sıcak bakmıyor. öğrenmiş.'' dedim anlamasını umarak. anlamış ve ayağa kalkıp yanıma oturmuştu. ''eve gitmem lazım.''
kafasını sallamış ve ayağa kalkıp beni kucağına almıştı. ''bende geliyorum.''
***
Taehyun yavaşça kapıyı tıklatmıştı. tekerlekli sandalyeyi tercih etmiştim çünkü babam bu kadar sinirliyken üstüne bizi kucak kucağa görürse hiç iyi olmazdı.
kapı açılmış ve Ji-Su bizi karşılamıştı. ''abi, ne oldu sana?'' dedi şokla. tekerlekli sandalyede olmam onu şaşırtıştı. ''içeri girsek iyi olacak.'' diye fısıldayıp elimi tekerleklerin üstüne koydum. ittirmeme gerek kalmadan Taehyun ittirmişti.
salona girdiğimizde babam kafasını ellerinin arasına almış sıkıntılı olduğu belli bir şekilde koltukta oturuyordu. annem ise ayakta öylece duruyordu. içeri girdiğimiz tekerlekli sandalyenin sesi sayesinde belli olurken babam kafasını kaldırdı, annem ise arkasını dönmüştü.
annem şefkatle bana bakmış ve endişe dolu gözlerini ayaklarımda gezdirmişti. babam ise ne halde olduğumu umursamadan ayağa kalkıp sinirle bana bakmıştı.
ne halde olduğum umurunda değildi.
sinirle solumuş ve bir bana bir de Taehyun'a bakmıştı. ''sakin ol.'' diye fısıldamıştı annem. korkuyordum. bunca yıldır güvenip sırtımı yasladığım babamdan korkuyordum. yolda gelirken babamın vereceği tepkileri düşünmüştüm. ama verdiği tepki farklıydı.
''çık evimden.''
şaşırmış ve refleks olarak nefes almayı kesmiştim. sesi sakindi. sinirli gibi değildi. ''ne?'' dedim nefes almaya çalışırken. ''benim senin gibi oğlum yok.'' dedi. hasta olduğumu görmüyor muydu? yüzümün halini görmüyor muydu? yaşadıklarımı hiç mi merak etmiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOSS / taegyu
FanfictionSize küçük bir sır vereyim mi? uhm, Bay Kang benim sevgilim değil. Choi Beomgyu ♡ Kang Taehyun (Acemiliğimi üstümden attığım ilk hikayem. Okumayın aw.)