16.

3.7K 366 652
                                    

bölüm sonundaki notumu okuyun lütfen...


BEOMGYU;


hastaneye girdik, resepsiyona doğru ilerledim. Huening Kai yanıma gelmeyip ilerde bekledi. ''merhaba, Choi Ji-Su'nun kaldığı odayı öğrenebilir miyim?'' resepsiyondaki kadın onaylamış ve bilgisayara bakmaya başlamıştı. Ji-Su'nun odası her hafta değişirdi. bende hep resepsiyonda sıra beklemek zorunda kalırdım. 

kadın konuşmaya başlayınca dikkatimi ona verdim. ''ismi tekrar söyleyebilir misiniz?'' dedi. ''Choi Ji-Su'' dedim ve bilgisayara doğru uzandım. hiç bir şey göremediğim halde.

''bu sabah çıkışı yapılmış efendim.'' nasıl yani? teşekkür edip yanından ayrıldım. umarım düşündüğüm şeydir. Tanrım umarım düşündüğüm şeydir. benim nasıl haberim olmaz? nasıl bu kadar şeyi gözden kaçırırım. üstelik ben onun abisiyim onun durumu hakkında nasıl bilgi sahibi olamam? 

gözlerim dolmaya başlamıştı. Huening Kai'ye baktım. bana doğru hızlı adımlarla geliyordu. bacaklarım titremeye başlamıştı. ''Beomgyu! ne oldu?'' dedi. derin nefesler alarak kendisine baktım. heyecanlanmıştım. ''eve gitmemiz lazım. eve gitmem lazım.'' dedim titreyen sesimle. 

***

kapıyı tekmeleyerek çaldım. Huening Kai hala ne olduğunu anlamadan arkamda tetikte bekliyordu. 

kapı açılmış ve ben direk içeri dalmıştım. kapıyı açan annem ne olduğunu anlamış gibi gülmüş ve ayakkabılar ile içeri dalmama kızmamıştı. koltukta babamla oturan Ji-Su'yu görünce tuttuğum sevinç göz yaşlarını bıraktım. Ji-Su'da beni fark etmiş ve babamla olan konuşmasını kesmiş ayağa kalkmıştı. gülümsüyordu.

 gülmek kardeşime çok yakışıyordu. 

kollarını açıp bana bekleyen gözler ile bakınca onu bekletmeden kollarına koştum. bir yandan ağlıyor bir yandan anneme bu durumdan bahsetmediği için kızıyordum. hemen geri çekilip saçlarına baktım. okşayıp göz önüne gelen saçlarını kenara ittirdim. 

''odana çökmeye geldim abi'' deyince güldüm. sanki gülmeye bahane arıyor gibiydim. arkamı dönüp Huening Kai'ye baktım. içeri girmiş ve köşeden çekinerek bize bakıyordu. annem ile babam ise odadan çıkmıştı. ''Hyuka, bak bu benim kardeşim.'' dedim gurur dolu sesimle.

Huening Kai kocaman gülümsemiş ve tek elini kaldırıp sallamıştı. Ji-Su ''sevgilin var mı?'' deyince sahte bir şekilde öksürmüş ve Ji-Su'yu dürtmüştüm. 

***

şirkete girdim ve asansöre ilerledim. bu gün Yeonjun gelecekti. onun heyecanıyla uyanmıştım sabah. ilk defa oturup kahvaltı yapmıştım ailemle. Ji-Su ile atışmıştık. bu gün güzel olacaktı sanki.

Woo Jin yoktu artık, kovulmuştu..

daha ne kadar mutlu olabileceğimi düşündüm. artık çalışmam için bir neden yoktu. bu işe kardeşimin hastane masraflarını karşılamak için girmiştim. ama yine de işten çıkmak istemiyordum. ki buna Taehyun izin vermezdi. istifamı vereceğim zaman kabul etmeyeceğini söylemişti.

neden çıkmak istemediğimi de bilmiyordum. sanki alışmıştım buraya. işten çıksam bile erken kalkıp, o rahat edemediğim takım elbiseyi giyecektim sanki.

BOSS / taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin