BEOMGYU;
babamın sesini duyan annem hemen televizyonu kapatmıştı. bana dönüp ''beomgyu, odana git'' demişti. eşcinsel olduğumu annem anlayışla karşılardı. anneydi o. babama görünmeden odama doğru parmak uçlarımda koştum.
annem ile babam içeride konuşuyordu. sesler geliyordu ama anlamıyordum. annem zaten eşcinsel olduğumu babama söylemezdi. içimi ferah tutmaya çalışmıştım. odama girip kapıyı ardımdan kapattım.
babam her zaman gelinini kendi eliyle seçme hayalleri kurardı. hep bana gelinimi ben seçeceğim derdi. babama şimdi eşcinsel olduğumu üstelik bir sevgilim olduğunu -ne sevgili ama!- söylersem babam, ne kadar bana iyi davransa da bu iyi davranışının son bulacağını biliyordum.
ilk çocuk olduğum için babam hep üstüme titrerdi. aynı zamanda tek oğluydum. bunları düşünürken aklıma kardeşim gelmişti. uzun zamandır hastaneye ziyaretine gitmemiştim. annem her gün gidiyordu. başta da dediğim gibi çünkü anneydi o.
kim bilir nasıl kırılmıştır abisine? aklıma kardeşim gelince daha da paniklemiştim. hala ayakta durduğumu fark edince yatağıma doğru ilerledim. yatağıma oturdum. beş dakika sonra birisi kapıyı tıklattı.
annem olduğunu biliyordum. babam direk odaya dalar annem ise kapıyı tıklatırdı. annemin bu huyunu hep çok sevmişimdir.
''gel anne'' dedim hafif düşük ses tonumla. kapı kolu, yavaşça ses çıkartmak istemez gibi aşağı hareketlenmişti. annem içeri girmiş arkasından ise kapıyı kapatıp yanıma doğru yaklaşmıştı. o da benim gibi yatağıma oturmuş bana doğru dönmüştü. annem söze başlamadan ben başlamıştım direk,
''anne o benim sevgilim değil, inan bana'' demiştim, sesim kendini kanıtlamak istercesine üzgün çıkıyordu. annem bana bakmış ve dizlerimde duran ellerimi kendi ellerinin arasına almıştı. ''önemli olan sevgilin olup olmaması değil, oğlum'' demişti. anlamayarak kendisine baktığımda açıklama gereksinimi duymuş olmalı ki konuşmaya başladı. ''bunu nasıl söylesem bilmiyorum'' demişti. sanki dediği şey doğru çıkmazsa beni üzecekmiş gibi. ''sen uhm... cidden bu çok zor,'' hiçbir şey demeden dinlesem de dememe ihtiyacı varmış gibiydi. ''anne, lütfen söyle artık şunu'' dedim sabırsız sesimle.
''sen erkeklere mi ilgi duyuyorsun?'' diye patlatmıştı bombayı.
düşündüm. bu konu üstünde fazla durmamıştım ama eşcinsel olduğumu biliyordum. bir kız dikkatimi çekmiyor erkeklerin aurasının daha iyi olduğunu savunuyordum. cevap vermeyip düşündüğümü görünce ellerimi sıktı.
''bu utanılacak ve ya düşünülebilecek bir şey değil Gyu, bana ya evet ya hayır diyeceksin. dürüst ol bebeğim, seni yargılamak benim yapacağım son şey'' demişti. gözlerim dolmuştu. korktuğumdan değil, böyle anlayışlı bir anneye sahip olduğumdan duygulanmıştım.
yavaşça başımı evet anlamında sallamıştım. annem derin bir iç çekip beni kendine doğru çekti ve kafamı göğsüne yatırdı. gözümden bir damla yaş düşmüştü annemin omuzuna. ellerinden birisini çekti ve saçımı okşamaya başladı bu sefer.
''babana vakti geldiğinde bunu açıklamalısın'' demişti. babamın öğrendiğini hayal edince korkup başımı hayır anlamında salladım. ''senden duymayıp benim gibi başka yerden öğrenirse daha çok sinirlenir.'' bu sefer korkudan düşmeye başlamıştı göz yaşlarım. ''ağlama annecim. bu ağlanacak bir şey değil. güçlü gözükmelisin, babanın karşısında da böyle olursan baban daha çok sinirlenir.'' demişti sakince. burnumu çektim sessizce. ''yanımda sen olmazsan yapamam anne'' dedim daha çok ağlayarak.
''ben tanrı izin verdiği sürece senin hep yanındayım'' demişti. başım hala omuzunda, eli hala saçımdaydı. biraz daha öyle durduk ve beni geriye çekip ''yarın kardeşinin yanına uğramaya ne dersin? her geldiğimde seni soruyor.'' demişti. üzgün olduğumu anlayıp konuyu değiştirmeye çalışıyordu. sanırım başarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOSS / taegyu
FanfictionSize küçük bir sır vereyim mi? uhm, Bay Kang benim sevgilim değil. Choi Beomgyu ♡ Kang Taehyun (Acemiliğimi üstümden attığım ilk hikayem. Okumayın aw.)