10.

3.9K 418 403
                                    

bebeklerim. yorum sınırı geçsin diye random atıyorsunuz. jdskafahdjfa biraz mutlu oldum ama yinede normal yorumlar atmanızı tercih ederim. çabanızı görünce yazasım geliyor. 

sizi seviyorum <3

     bir günde on bölüm atmamı isteyen bebek, senin için erken attım. normalde akşam atacaktım.

BEOMGYU;

gözlerim elindeki dosyaya takıldı. aradığım dosya kendisindeydi. gözlerime pis gülümsemesi ile baktı. ellerim iki yanımda yumruk olmuştu. biraz daha sıkarsam parmaklarım kırılacak gibi hissettim. nefes alış verişim hızlandı. etrafıma baktım. herkes işi ile ilgileniyor, bizi kimse umursamıyordu. 

dosyadan kağıdı çıkarıp gözümün önünde parçalarına ayırdı. yedeğiydi elindeki dosya. orijinal hali Taehyun'da bulunuyor diye biliyordum. parçaladığı kağıtları masasının altındaki çöp kutusuna attı ve masanın üstünde duran su şişesini açıp kağıtların üstüne döktü. 

tenim alev alev yanıyor sandım o an. aklıma gelen şey ile yumruk yaptığım ellerimi açtım. pantolonumun üstünden cebimi yokladım. telefonum cebimde değildi. masama baktım. masamda duran telefonumu aldım ve hemen Yeonjun'u aradım. açmasını bekledim ama açmadı. ne kadar aradığımı bilmiyorum ama her aramam cevapsız bırakılıyordu. 

pes edip Soobin'e baktım. Yeonjun'un boş masasına bakıyordu. onun bu halini görünce çok üzülüyordum. ne Yeonjun bunu hak ediyordu ne de Soobin. tekrar Woo Jin'e baktığımda sandalyesine oturmuş ve arkasına yaslanmış bana bakıyordu. kendimden iğrendim o an, göz hapsinde olduğum için. 

kafamı geri önüme çevirip Soobin'e doğru ilerledim. yaklaştığımda beni fark etti ve kafasını bana çevirdi. soran gözler ile gözlerime bakınca hemen konuya girdim. ''gelir giderler için şirket kasasından ne zaman para çekiliyor?'' dedim hemen. düşünür gibi gözlerini yukarı dikti. 

''bilmiyorum, o işler ile Yeonjun ilgileniyordu.'' dedi. nefesimi dışarı verip ''tamam.'' dedim. arkamı dönüp gidecekken Soobin ''neden sordun? bir şey mi biliyorsun yoksa?'' dedi. hemen kaçmak için ''10 dakika sonra mesai bitiyor. Yeonjun'un evine gidecektik. orada anlatırım hepinize.'' dedim. cevabını beklemeden koşar adımlar ile uzaklaştım yanından. asansöre baktığımda en üst katta olduğunu gördüm. 

asansörü es geçip merdivenlere yöneldim. 7 katı hızlı hızlı inerek zemin kata ulaştım. nefes nefese kalmıştım ama bunu umursamadım. güvenlik odasına girdim hemen. Min-ho beni bekliyordu hala. ''Min-ho, bana bir ay önceki kayıtları bir flaşa aktarıp verebilir misin?'' dedim. 

onu zor duruma soktuğumu biliyordum. ama Yeonjun için en azından bunu yapabilirdim. 

''Efendim, cidden beni zor duruma sokuyorsunuz.'' nefes alıp devam etti. ''kayıtları Bay Kang gözüm gibi korumamı söylemişti.'' dedi. ''eğer bunu öğrenirse b-'' sözünü kesip ''merak etme Min-ho, Taehyun'un haberi olmayacak. kovulmayacaksın. eğer Taehyun bunu öğrenirse senin ismin bile çıkmayacak ağzımdan. tüm suçu ben üstleneceğim'' dedim.

arada kalmış gibiydi. ''dediğim gibi Taehyun'un haberi olmayacak'' dedim. derin nefes alıp geri verdi ve ''peki.'' dedi. kendimi tutamayıp ''yaşasın!'' dedim ve Min-ho'ya ''sen bir tanesin Min-ho. bu iyiliğini unutmayacağım.'' dedim. kendisi de bu halime gülümseyip bilgisayara dönmüştü.''nerenin kamera kayıtları lazım'' dedi. hemen öne atılıp ''işlem odasının'' dedim. kasadan fazla para çekilmişti, normalde bu anında fark edilirdi. ama birisi kayıtları değiştirmiş olmalıydı. 10 dakika içinde elime flaşı vermişti. odadan çıkıp hemen asansöre koşturdum. bu gün, her zamankinden fazla koşturuyordum.

BOSS / taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin