force hala bilmeyen var mı ya?
BEOMGYU;
''neden, neden bunu yapıyorsun?'' diye sordum. yaşananlar öyle saçma geliyordu ki, oturup halime gülesim geliyordu. ''çıkan yalan haberlerden sonra ortaklık isteyen bir çok şirket oldu. hisseler arttı, ayrıca sanırım babam bu durumdan hoşlandı. bir kaç ay sevgili kalırsak şirketteki tüm payı üstüme çekebilirim. bana yardım edersen sende payını alabilirsin.'' son cümlesini alaycı bir tonda söylemişti. yumruk olan ellerimi iyice sıkmıştım. ''sizin bu yaptığınız haneye tecavüz, istemiyorum diyorum'' diye bağırdım.
tek düşündüğüm ailem ve kardeşimdi. buraya onun için gelmiştim. zaten geldiğimden beri benim yapamayacağım her işi üstüme yıkıp durmuştu, yapamayınca şirketin ortasında bana bağırıp hakaret ediyordu. yaptıkları artık sınırı aşıyordu ve canımı sıkmaya başlamıştı.
''sen istemeyebilirsin ama ben istiyorum, beomgyu" şu sıralar ismimi fazla kullanır olmuştu. en uzun konuşmamızın böyle olması kimin aklına gelebilirdi? sakin olmaya çalışıp elimi bir yere koyma gereksinimi duydum. artık saçmalamaya başlamıştı. istediği kişinin hayatına burnunu sokamazdı.
''sen- siz cidden delirmişsiniz'' elimi koltuktan çekip arkamı döndüm ve kapıyı açtım. daha dışarıya bile bir adım atmamışken ''akşam ilişkimizi beraber açıklamaya ne dersin, sevgilim'' dedi. son kelimeyi yüksek sesle söylediği için dışarıdakilerin duyduğuna emindim. kapı da açıktı zaten.
kapıyı vurup çıktım. arkamdaki cam kapının titreyişi kulaklarımda çınlamıştı.
masama geçer geçmez yanıma soobin geldi. yeonjun ve huening kai'ye baktığımda onlarında bana baktığını görmüştüm. ''iyi misin?'' diye sordu soobin. nefesimi dışarıya verip sıkıntıyla ofladım. ''değilim'' dedim. o sırada yeonjun ve huening kai yanıma gelmişti. ''sevgili olduğumuz haberini yalanlamayacağını söylüyor. delirmek üzereyim. üstelik bunu kendi çıkarları için yapıyor'' dedim sinirli sesimle. ''e- bunu yapmaya hakkı yok ki'' dedi huening.
''bu sefer abartmış sanki'' dedi soobin. ''sanki mi?'' diye ekledi yeonjun. konuşmuyor sadece etrafımda olup biteni dinliyordum. kapı sesi duyulunca bunun taehyun'dan geldiğini anladım. odasından çıkıyordu. benimle hiç göz teması bile kurmadan asansöre doğru ilerledi.
***
huening kai mesai sonunda söz verdiği gibi bize kahve ısmarlamıştı. kahveleri aldığımız gibi sahile doğru yürümüştük. ceketimi çıkarıp koluma astım, diğer elimde de kahvem vardı.
sahilde çocuklar ile biraz yürüdük. cidden çok iyi gelmişti. onların yanında her şeyi unutup sohbete dalıyordum. biraz daha yürüdükten sonra annem aradığı için onlardan ayrılmıştım. üstelik giderken bankaya uğrayıp maaşımı çekmiştim.
eve girmek için anahtarımı çıkardım. anahtarı daha yeni çıkarmışken kapıyı annem açmıştı. gülümsedim ve yanağına kocaman bir öpücük bıraktım. annem ''senin en sevdiğin yemeği yaptım, gel içeri'' dedi naif bir sesle.
kapıda ayakkabılarımı çıkardım ve odama geçtim. hemen üstümü değiştirip anneme yardım etmeye gittim ama annem zaten her şeyi hazırlamıştı. babamı da çağırıp yemeğe başlamıştık. sohbet ediyorduk, arkada da açık olan televizyonun sesi geliyordu.
birden televizyonda Bay Lee ve eşi ile ilgili olan haber çıkmıştı. kalbim güm güm atarken o haberin benimle bir alakası olmadığını anladığımda üstüme rahatlama çökmüştü. babam birden ''değiştirin kanalı'' dedi. annem anlamayarak ''neden? iyi işte bu.'' deyip yemeğinden bir kaşık aldı. ''bu eşcinselleri mi izleyeceksin?!''dedi sinirli bir sesle. yutkundum. nedense kendime küfür edilmiş gibi hissettim. yemeği hızla yeyip masadan kalktım. ''ellerine sağlık anne'' dedim kısık bir sesle. birden değişen ruh halime onlarda şaşırmışlardı. ellerimi yıkayıp odama geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOSS / taegyu
FanfictionSize küçük bir sır vereyim mi? uhm, Bay Kang benim sevgilim değil. Choi Beomgyu ♡ Kang Taehyun (Acemiliğimi üstümden attığım ilk hikayem. Okumayın aw.)