Hiçbir bağın yok...(bölüm 15)

66 14 61
                                    

Sınıfta dersteydik ve haftanın ilk günü olduğu için zaman geçmek bilmiyordu. Matematik dersindeydik hemde. Bir şekilde 40 dakika geçti ama beynim kalıcı hasar almış olabilir.

"Pelin kantine gidelim mi?" Bunu diyen Sevde ve Meriç idi hâlâ alışamadım onlarla küs olmadığıma. Sınıfta zaten sıkılıyordum yüzlerine gülümseyerek cevap verdim.

"Tabiki hadi gidelim." Dedim ve kantine gittik kalabalık değildi ve bu durum hoşuma gitmişti. Kalabalık ve gürültülü ortamları sevmiyordum. Derken bu huzur Bora'nın içeri girmesi ile bozuldu. Kantine adımını attığı an onun peşinden en az 30 kişi daha girdi ve şaşırmayacağımız üzere hepsi kızdı.

Masasına oturmadan önce bana bir şey ima eder gibi bakış attı. Emir'in hâlâ burada olmadığını ve kendisinin haklı olduğunu anlatmaya çalışıyordu aslında. Bu durum çok sinirimi bozmuştu telefonlarıma bakmamaya devam ediyordu. Ondan hiçbir haber alamamıştım. Acaba Bora'nın dediği gibi gerçekten Kore'ye mi gitmişti yoksa başına bir şey mi gelmişti. Beynim bunlar ile doluydu istemsizce her an bunları düşünüyordum.

"Okulun bitmesine çok az kaldı, siz nereye gitmeyi düşünüyoruz?"
Dedi Meriç. Ardından Sevde konuşmaya başladı.

"Ben sosyal bilimler'e gitmek istiyorum" Meriç de aynı okula gitmek istediğini söyledi. eskiden bende o okula gitmek istiyordum ama şimdi hayallerim farklı. Sonra bana sordular;

"Ben idol olmak istediğim için Türkiye'de olmayacağım eğer başarırsam okula da orada devam ederim."

"Aaa evet sen seçmelere girmiştin dimi unuttuk onu sonuç ne zaman belli olacak?" Keşke bende bilsem de söylesem.

"1 ay içerisinde haber vereceklermiş."

"Anladım tamam haber verdiklerinde bize de haber vermeyi unutmazsın umarım"

"Böyle bir şeyi nasıl unutayım, merak etmeyin."
Konuşmaya devam ediyorduk ki zil sesi duyuldu. Masadan kalkıp sınıfa doğru İlerlemeye başladık. Tam çıkacakken Bora önümü kesti.

"Önümden çekil zil çaldı geç kalmak üzereyim."

"Kolyeni almak istemiyor musun?"

"Tabiki istiyorum ama hiçbir şekilde vermiyorsun"

"Mezuniyet günü vereceğim, seni arayacağım ve oraya geliceksin orda vericem" Aslında istemiyordum ama geç kalmak üzereydim tamam demekle yetindim ve hızla sınıfa çıktım. Kapıyı açtım ve

"Hocam ben çok özür dilerim aşağ-" Sözümü kesen gülme sesleri oldu. Neye güldüklerini anlamaya çalışırken hocanın sınıfta olmadığını fark ettim. Şu an çok büyük bir şekilde rezil olmuştum.
Tebrikler Pelin olmayan hocadan geç geldiğin için özür diledin.
Utanarak yerime geçtim.

"Hoca neden hâlâ gelmedi?"

"Hastalanmış, zaten bizle dersteyken de her dakika öksürüyordu."

"Bir dakika o zaman matematik dersi boş değilmi?"

"Evet boş sevinebilirsin"
Sevinçten havalara uçuyordum ama fazlada ses yapmamam gerekiyordu sonra yan sınıftan hoca gelip ay ne bu ses ben sizi dinlemek zorunda mıyım deyip müdüre inerdi ve müdür dersimize girerdi. Aman kalsın tamam.

Hızlı geçiş; 2 hafta sonra

Odamda oturmuş Emir'in aldığı Gitar'ı çalıyordum ve aklıma daha çok geliyordu şu an herkes ya kuaförde yada elbise seçmekle meşguldü ama benim umurumda değildi. Telefonunma Bora'dan bir mesaj gelince aklıma kolyemi vereceği geldi hemen telefona baktım adres bizim evin yakınındaki park dı . Üzerime bir şeyler giyinip hemen evden çıkıp parka gittim ve beklemeyen başladım.

5 dakika sonra yanıma geldi.

"Senin mezuniyet törenin yokmu ne bu hal?"

"Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum sadece kolyemi almak için geldim. Alabilirsem gidicem"

"Seni normal çağırsam gelmezdin, bu kolye neden bu kadar önemli?"

"Onu annem doğum günümde aldı" Gülmeye başladı. Sanki komik bir şey söylemişim gibi.

" Ortada gülünecek bir şey göremiyorum"

"Başlı başına komedi zaten senin hiçbir şeyden haberin olmaması bilmiyorum bana komik geliyor."

"Ben neyi bilmiyorum ya ne zırvalıyorsun"

"Yok bir şey seni üzmek istemem." Benim hakkımda bu kadar önemli ne biliyor olabilirdi ki.

"Bora bana hemen anlat, sen anlatmadan hiçbir yere gitmiycem."

"Pelin bundan zarar göreceksin, çok üzüleceksin diyorum sana."

"Umurunda değil, söyle"

"Peki tamam ama önce şunu bil bu hayatın sonu değil , bende kız kardeşimi hiç tanımadım"Ne saçmalıyordu , sonu nereye varacaktı.

"Bu yüzden her zaman yanındayım ama senin hayatın senin bildiğin gibi böyle güzel değil Pelin."
Biraz durdu derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. Söyleyeceği şeyin ağırlığı belliydi.

"Pelin şu an annem ve baban olarak bildiğin kişilerin, aslında seninle hiçbir akrabalık bağı yok."

"Ne!"

Ağzımdan hiçbir kelime çıkamamıştı yutkunmaya çalışıyordum olmuyordu. Boğazım düğümlenmişti. Nasıl olabileceğini düşünüyordum. Aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Ayakta duramadığımı fark ettim gözümde yavaş yavaş kapanıyordu. En son duyduğum ve hatırladığım şeyler. Bora'nın beni uyandırmaya çalışması ve telefonumun çalıp Emir'in aramasıydı ne zamandır aramasını bekliyordum ama şimdi bakmayacak kadar güçsüzdüm... Sonra hastanedeydim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Selammmm bu bölümü nasıl buldunuz ?

Sizce Bora doğruyumu söylüyor ?

Emir geri gelecek mi , veya neden aradı ?

Birde bir konu hakkında konuşmak istiyorum kitap tutmuyo nedeni ne peki bunun +18 olmaması mı terbiyesiz ve kötü bir şey olmaması mı neden herkes böyle uğraşılmış kitapları değil de , +18 konulu şeyleri okuyorsunuz...

Hayallerin İdolu (İdolluk hayali Serisi) |DÜZENLENECEK|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin