İyi okumalarr küfür etmezsiniz umarım ehe 💞
Seungmin ertesi sabah uyandığında yalnızdı. Bu onu şaşırmıştı çünkü genelde erken kalkan kişi o olurdu. Banyodaki işlerini hallettikten sonra aşağı indi. Chan evde değildi. Günün cumartesi olduğu düşünülürse bu hiç mantıklı gelmiyordu. Telefonundan onu aradı ama telefonu kapalıydı. Seungmin iyice endişelenmişti. Changbin'i aramaya karar verdi. Birkaç çalıştan sonra açmıştı, oldukça sert bir şekilde hem de.
Cb: Ne var ?
S: Ben kötü bir zamanda mı aradım ?
Cb: Beni araman bile saçma, neyse. Ne istiyorsun ?
S: Sadece Chan'ı gördün mü diye sormak için aramıştım. Evde değil.
Cb: Hala onun hakkında konuşacak yüzün var ha ?
S: Ne ?
Cb: Salağa yatma Seungmin. Onun nerede olduğunu biliyorsun. Onu oraya sen sürükledin.
S: Ne dediğini anlayamıyorum, ben bir şey yapmadım.
Cb: O zaman neden gitti ?
S: Nereye gitti Changbin, açık konuş lütfen.
Cb: Bilmiyorum. Bana sadece senden sıkıldığını söyledi.
S: Benden mi ?
Cb: Duymakta sorun mu yaşıyorsun, evet senden. Başka bir şey sormayacaksan kapatıyorum.
Cevabını beklemeden yüzüne kapanmıştı. Seungmin donakalmıştı. Olanları anlamıyordu, daha düne kadar çok mutlulardı. Neden böyle bir şey yapmıştı ? Gözlerinden yaşlar süzülmeye başlarken yere çöktü. Ellerini karnına koydu.
S: Merak etme kızım. O bizi bırakmaz.
Onu bulmalıydı. Onu bulmalı ve eve geri getirmeliydi. Vakit kaybetmeden evden çıktı. Nereye gideceğini bilmiyordu. Tek başına olmak korkutucuydu. O anda aklına gelen şeyle hemen arabaya binip sürmeye başladı. Chan'ın koreye ilk geldiği zamanlar çok gittiği bir yer vardı. Çok kişi bilmediği için genelde boş olurdu. Ormanın içinde, bir kenarı uçurum olan küçük bir düzlüktü burası. Chan ona burada evlenme teklif etmişti. O gün aklına gelince gülümsedi. Onu bulacaktı. Gözyaşlarını sildi ve arabayı sürmeye başladı.
Yaklaşık 10 dakikalık kısa bir araba yolculuğundan sonra istediği yere gelmişti. Ağaçların arasından geçip düzlüğe çıktığında yerde oturan kişiyi gördü. Sarı kıvırcık saçlarından onun Chan olduğunu anlamıştı. Yanına oturdu. Chan kulağındaki kulaklıklardan onun geldiğini fark etmemişti.
S: Chan
Sesi çok güçsüz çıkmıştı. Muhtemelen o da duymamıştı. Bu yüzden hafifçe koluna dokundu. Chan kulaklıklarını çıkarırken ona attığı bakışlar buz gibiydi. Onu daha önce hiç böyle görmemişti.
C: Ne işin var burada ?
S: Seni merak ettim ve Changbin ile konuştum. Bana benden sıkıldığını söyledi.
C: Doğru söylemiş.
S: Ne ?
C: Diyorum ki evet sıkıldım.
S: Ama neden ?
C: Senin bitmek bilmeyen isteklerinden bıktım. Sorumluluklardan bıktım.
Seungmin'in ağzı açık kalmıştı. Ondan bir şey istemiyordu ki tek istediği şey yanında olmasıydı.
S: Bu bir şakaysa hiç komik değil Chan.
C: Şaka değil ben gayet ciddiyim. Hatta baba olmak da istemiyorum.
Seungmin'in sabrı bu söylediği ile taşmıştı. Bunu nasıl söyleyebilirdi ? Öfkeyle yerinden kalktı.
S: Seni baba olmaya zorlayan yok, istemiyorsan git bir daha da-ah
Konuşması karnına giren sancıyla kesilmişti. Daha önce de aniden giren ağrıları oluyordu ama bu seferki farklıydı. O kadar şiddetliydi ki nefesi kesiliyordu. Yere oturup nefes almaya çalışırken Chan'ın yanına gelip ona sarılmasını, onunla konuşmasını, elini tutup onu sakinleştirmesini istiyordu. Onu bu hale sokan da Chan'dı ama en kötü halinde bile onu istiyordu. Kendini zorlayarak yerden kalktı. Şu an ondan daha önemli bir şey vardı, bebeği. Ona bir şey olursa bir daha kendine gelebileceğini sanmıyordu.
S: Merak etme bebeğim sana bir şey olmayacak, bana da bir şey olmayacak. Sen korkma tamam mı ?
Eşofmanında hissettiği ıslaklık onu daha da çok korkuturken gözyaşları da şiddetlenmişti. Kafasını eğip aşağı baktığında aslında gri olan eşofmanın yeni bir renk almaya başladığını gördü, kırmızı. Telaş bütün vücudunu sararken tek isteği ona bir şey olmamasıydı. Başı dönüyordu. Gözleri kararırken içinden ona ,bebeğine, bir şey olmaması için yalvardı.
Lütfen ona bir şey olmasın lütfen lütfen lütfen.
Selam aslında bu iki hafta olanlardan sonra daha soft bir bölüm atıp biraz da olsa kafanızı dağıtmak isterdim ama ruh halim soft yazmaya el vermiyor. Bu arada bu fic angst olmayacak hatırlatmak istedim.