1 ay sonra
Seungmin hamileliğin 4.ayındaydı. Artık karnı giydiklerinden kendini iyice belli ediyordu. Kendisi de bebeği de gayet sağlıklıydı. Ama Chan pek iyi değildi. Eve çok yorgun geliyordu, yine uyku sorunları başlamıştı. Seungmin onun bunları çaktırmamaya çalıştığının farkındaydı. Onu üzmek istemediği için o da soramıyordu. Ama bir gün eve bileğinde sargıyla geldiğinde Seungmin dayanamadı.
S: Chan iki haftadır iyi değilsin. Çok yorgunsun, uyuyamıyorsun, yemeklerini yemiyorsun. Bunları benden gizlemeye çalıştığının farkındayım. Beni üzmemek için kendin halletmeye çalışıyorsun ama ben senin kocanım ve böyle zamanlarda yanında olmak için buradayım. Bana anlat, içinde tutma, her şeyi birlikte çözebiliriz.
Chan dediklerine duygulanmıştı. Seungmin onu kollarının arasına aldı.
C: Ben özür dilerim sana anlatmadığım için. Sadece seni üzmek istemedim. Sana bir şey olmasından çok korkuyorum. Sensiz nasıl yaşarım bilmiyorum.
S: Bana bir şey olmayacak, hep yanında olacağım.
C: Nasıl bilebilirsin ki ?
Seungmin onu elinden tutup balkona çıkardı. Gökyüzü yıldızlarla doluydu. Seungmin bir tanesini işaret etti.
S: Şu yıldızı görüyor musun ?
Chan kafasını salladı.
S: İşte o yıldız bizim yıldızımız. O hep burada olacak. Biz onu göremesek de hep buranda olacak.
Bunları söylerken eli onun kalbinin üzerindeydi. Kalp atışlarını hissediyordu. Yine gözleri dolu doluydu. Chan'a dönüp onun gözünden akan bir damla yaşı sildi.
C: Seni çok seviyorum. İyi ki varsın.
S: Ben de seni çok seviyorum.
Dudaklarını birleştirdiler. Chan tüm yorgunluğunun gittiğini hissetti.
S: Gel sana bir şeyler hazırlayayım.
Onu içeri götürüp masaya oturttuktan sonra yaptığı yemeği ısıttı. Bu sefer Seungmin onun yediğini kontrol ediyordu. Chan yemeğini güzelce yedikten sonra konuşmaya hazırdı.
C: Sadece bu aralar şirket çok yoğun, yeni bir grup çıkış yapacakmış ve bütün işlerle biz uğraşıyoruz. Sadece ben değil bizimkilere çok yükleniyor patronumuz. Minho bugün neredeyse bayılıyordu, Hyunjin yetişti. Ben de çalışırken bileğimi incittim. Ne yapacağımızı gerçekten bilemiyorum. Onları bu kadar yorgun görmeye dayanamıyorum.
S: Chan eğer o işte mutsuzsan çalışmak zorunda değilsin. Şarkı yapmayı sevdiğini biliyorum ama kendini böyle yıpratman beni endişelendiriyor. Baksana gözlerinin altı mosmor, bileğin incindi, uyumakta zorlanıyorsun. Seni ayrıl diye zorlamıyorum ama en azından bir molaya ihtiyacın var.
C: Haklısın. Özür dilerim senden sakladığım için.
Seungmin bir şey demeden ona sarıldı. Sarılması milyonlarca sözcükten daha etkiliydi. Karnındaki kızının hareketlenmeye başladığını hissedince ondan ayrıldı. Chan bir anda ayrılmasına şaşırmıs görünüyordu. Seungmin onun elini karnına koyunca anladı neden ayrıldığını. Küçük kızları ilk kez tekme atmıştı. İkisinin dolu gözleri buluştu. Chan haftalardır ilk defa gerçekten gülüyordu.
Seungmin hep gülmesini diledi. Bir kez daha teşekkür etti. Chan için, bebeği için, diğer altı arkadaşı için, hayatı için teşekkür etti.
Chan'ın yavaşlayan nefes sesleri dışında odada hiçbir ses yoktu. Eli seungmin'in karnındayken uyuyakalmıştı. Seungmin onu uyandırmaya kıyamadı. Biraz öyle kaldılar, onu uyurken izlemeyi gerçekten seviyordu ama sırtı ağrıyacaktı. Uyandırmak için onu hafifçe sarstı. Chan mırıltılı sesler çıkararak gözlerini araladı.
S: Sırtın ağrıyacak hadi gel.
Chan'ı elinden tutup yatak odasına götürdü. Üstünü değiştirmesine yardım ettikten sonra yatağa yatırdı. Kendisi de yanına uzandı, çok geçmeden de uyuyakaldı.
Aynı akşam minsung
Minho eve doğru yürürken attığı her adımda canı acıyordu. Yorgundu, hem bedenen hem zihnen. Jisung ondan önce eve gelmişti. Hyunjin'i ona bayıldığını söylememesi için ikna etmişti. Endişelenmesini ve korkmasını istemiyordu ama Hyunjin onu dinlememiş ve gizlice Jisung'a mesaj atmıştı.
Kapının açılma sesini duyan Jisung hemen oraya gitti. Minho gerçekten iyi görünmüyordu. Gözlerinin altında koyu halklar vardı.
J: Minho, iyi misin ?
Bunu neden sormuştu Jisung ? İyi olmadığı açıkça ortadaydı. Minho yine bayılacak gibi hissetti. Duvara tutundu. Jisung onun koluna girdi ve onu salondaki kanepeye yatırdı. Gözleri kapalıydı.
J: M-minho lütfen aç gözlerini.
Minho zorlukla araladı gözlerini. Jisung'ın eli ayağına dolaşmıştı. Ne yapacağını bilemiyordu. Kendi nefesi de kesilmeye başlamıştı. Hayır, su an kriz geçiremezdi. Minho'nun ona ihtiyacı vardı.
İçeri gidip ıslak bir bez ve kolonya getirdi. Bezi alnına koydu ve kolonyayla bileklerini ovmaya başladı. Arada bir ona da koklatıyordu. Bir yerlerden bunun ayılmasına yardımcı olabileceğini duymuştu. İşe yaramıştı, Minho kendine gelmişti.
J: Minho çok çalışıyorsun, patronumuzdan sana bunu yaptırdığı için nefret ediyorum. Yarın gitmeyelim dinlenmen gerek.
M: Jisung saçmalama iyiyim ben.
Minho ayağa kalkmaya yeltendi ama kalkmasıyla başının dönmesi ve koltuğa geri düşmesi bir oldu.
M: Belki de haklısın.
J: Belki mi ?
M: Tamamen haklısın tamam. Ama bana söz ver, sen de dinleneceksin. Dans etmiyorsun belki ama her gün şarkı sözü yazıp bestelemek ve saatlerce masanın başında oturmak seni yoruyor biliyorum.
J: Tamam, dinleneceğim sana söz veriyorum.
M: Hatta şimdiden başlayalım. Gel buraya.
Minho yattığı koltukta yana kayarak ona yer açtı. Jisung onun kollarının arasına yerleşti. Minho'nun elleri mavi saçlarda gezinirken mayıştı. Bir süre sonra da uykuya daldı. Minho onun kafasını göğsünden ayırmayarak uzandı. Rahatsız edip uyandırmak istemiyordu. Jisung'ın saçlarından gelen şampuanla karışık kendi kokusu onun da uykusunu getirmişti. Direnmedi ve o da uykuya daldı.
CHANMİN ETİKETİNDE 1.OLMUSUZ. Aslında bu hafta bölüm atmayacaktim ama bunu kutlamak için bir bölüm atmaya karar verdim. Gerçi bu mutluluğa pek uymayan bir bölüm ama. Tesekkur ederim bu zamana kadar beni destekleyen ve kitabı okuyan herkese. İyi ki varsınız. 💜💜💜
Bu arada yeni bir chanmin fici yayınladım adı psycho profilimde bulabilirsinizz.