Hepinize skz kadar şeker bayramlarrr ve iyi okumalarrr 💖💖🌼🌼
Jisung işten yorgun bir şekilde çıktı. Birkaç gündür böyleydi. Daha önce olanlar gibi değildi, bu sefer kendi isteğiyleydi. Minho'yla yıldönümleri yaklaşıyordu ve hediye olarak ona bir şarkı yazıyordu ama sanki ne kadar yazsa da onun kendisine hissettiklerini ifade edemiyordu. Yazdığı birkaç şarkı vardı ama hangisini söyleyeceğine de karar veremiyordu. Bu yüzden böyleydi. Günleri bile karışmıştı. Bugünün hangi gün olduğundan bile emin değildi.
Bunları ve daha birçoğunu düşünürken eve varmıştı. Hiçbir pencerede ışık olmaması dikkatini çekse de Minho'nun uyuduğunu düşündüğü için çok üstünde durmadı. Saatten de çok haberi yoktu. Cebindeki anahtarı çıkarıp eve girdi. Kapının açılma sesiyle oraya doğru gelen kedileri biraz sevdikten sonra içeri geçti. Ev kapkaranlıktı, bir yer dışında. Salondan gelen zayıf ışıkla oraya ilerledi. Işık bahçeden geliyordu. Evlerinin küçük bahçesinin her tarafı küçük ışıklarla süslenmişti. Kapıdaki ayakkabılardan birini hızlıca giyip dışarı çıktı. Hayran bir şekilde etrafı incelerken belinde hissettiği kollarla gülümsedi ve ellerini onunkilerin üzerine koydu.
M: Beğendin mi ?
J: Beğenmek mi bayıldım. Çok güzel olmuş. Sanki bir sürü minik yıldız bahçemizi ziyarete gelmiş gibi.
Jisung arkasını döndüğünde nefesi kesilmişti. Üzerine giydiği ilk birkaç düğmesi açık gömlek ve bacaklarını tam saran pantolonuyla harika görünüyordu. Gerçekten kusursuzdu. Jisung kendi giydiklerini fark edince biraz utanmıştı. Düz bir tişört ve eşofman giyiyordu. Yine de bunu umursamamaya karar verdi, en azından şimdilik.
J: Bunların hepsini benim için yaptığına inanamıyorum. Teşekkür ederim, seni seviyorum.
M: Ben de seni seviyorum. Teşekkür etmene de gerek yok mutlu olman, güzel gülüşünü görmek için her şeyi yaparım. Hem daha yıldönümlerimiz olacak bir sonrakinde de sen bana sürpriz yaparsın artık.
Jisung gülerken dediği şeyle durdu. Yıldönümlerini unutmuş olamazdı, bunu ona yapamazdı. Bir haftadır aklındaki tek şey buyken nasıl oldu da unutabilmişti.
J: Minho ben
M: Unuttun mu, bak önemli değil gerçekten bir haftadır çok çalışıyorsun. Sana kızmıyorum böyle şeylerin senin için önemli olduğunu biliyorum, muhtemelen de bununla ilgili bir şey üzerinde çalışıyordun. Bu yüzden üzülmene gerek yok.
Jisung bir kez daha ona sarılırken teşekkür etti ona sahip olduğu için.
J: Evet, artık üzerinde çalıştığım şeyi sana göstermeliyim. İstediğim kadar güzel oldu mu bilmiyorum ama.
Minho merakla ona bakarken içeriden gitarını getirdi. Yine Minho'nun hazırladığı belli olan masaya oturdular ve Jisung söylemeye başladı.
It's sad that tonight is fading
I want to hold and not let go
My warm heart like this tea cup
I'm shy and it's a little tacky
Don't hide yourself
It's sad if I am in a hurry alone
My burning heart like that flameI want to give it to youI want to stay
Dont hurt me
What shall we do about tonight?
Shall we cross the sparkling galaxy together?
In the night where the lazy streetlights are drowsyIn the night,tonight
So soon before we know
The stars are moving step by step
With the scent of this night carried upon the wind from somewhere
I want to be mesmerizedI want to lean on it
But why are you just smiling?
What shall we do about tonight?
Shall we cross the sparkling galaxy together?
In the night where the lazy streetlights are drowsyIn the night tonight
Come into my arms
I'll hold you tight
Please don't hide it my dear
Come to me just the way you are
What shall we do about tonight?
Shall we cross the sparkling galaxy together?
In the night where the lazy streetlights are drowsy
In the night,tonightŞarkıyı bitirdiğinde gözlerini ürkekçe Minho'ya çevirdi. Yüzündeki sıcacık gülümseme içini ısıtırken o da gülümsedi. Bu sefer sorma sırası ondaydı.
J: Beğendin mi ?
Minho cevap vermek yerine yanına gitti. Yüzünü elleri arasına alıp kendininkine yaklaştırdı ve dudaklarını birleştirdi. Ayrıldıklarında Jisung ona sarılıp başını göğsüne yasladı. Böylece kalp atışlarını duyabiliyordu.
J: Teşekkür ederim benimle olduğun için. Sana layık olamıyorum bazen biliyorum ama.
M: Jisung kendini küçük görme lütfen. Sen benim hayatımdaki bir insanda isteyeceğim her şeye ve daha fazlasına sahipsin. Dış görünüşünle ilgiliyse bu düşüncelerin diyeceğim tek şey sen çok güzelsin. Bunu sadece sana aşık olduğum için söylemiyorum, gerçekten çok güzelsin. Bazen seni sadece ben görmek istiyorum.
J: Seni seviyorum.
M: Ben de seni seviyorum.
Bu romantik an Jisung'ın karnının guruldaması ile bozuldu. Jisung utanmış bir şekilde başını eğerken Minho güldü.
M: Yemek yemedin mi ?
J: Iıı biraz unutmuş olabilirim.
M: Hadi masaya otur o zaman, ben de yemekleri getireyim.
Jisung oturmak yerine onun peşinden içeri girdi. Minho mutfağa yönelirken o da odalarına gidip üstünü değiştirdi. Bahçeye çıktığında Minho çoktan oradaydı. Ona döndüğünde Jisung'ın onu gördüğünde hissettiklerini bu sefer o hissetti.
M: Çok güzel olmuşsun.
Jisung utangaçça gülümseyip karşısına oturdu. Yemeklerini yerken havadan sudan konuştular. İkisinin gülüşleri sessiz geceyi neşelendiriyordu. Yemekleri bittikten sonra masadan kalkıp yerdeki örtüye uzandılar. Jisung başını Minho'nun karnına koymuştu. Yıldızları seyrettiler öylece. Huzur doluydu içleri. Birbirlerine sahip olmanın huzuru...
Az önce okuyanlardan özür dilerim şarkıyı düzenlemeyi unutmuşum 😭