Biraz kaoslu bir bolum oldu ins küfür etmezsiniz bxjxb
Ertesi sabah Seungmin hazırlanırken Chan uyanmıştı. Seungmin mavi bir kazak ve kot pantolon giymişti. Kazağını pantolonun içinden çıkarırken Chan onu durdurmuştu.
C: Karnın belli olunca çok tatlı oluyorsun. Bugün böyle giyinir misin ?
Seungmin gülümseyerek onu onayladı ve dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu. Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra ikisi de işlerine gitti.
Kafede sıradan bir gündü. Seungmin kasada, Felix ve Jeongin mutfaktaydı. İçeri giren müşteriye Seungmin bakmaya karar verdi.
S: Hoş geldiniz. Siparişinizi alabilir miyim ?
Müşteri siparişini verdikten sonra Seungmin'i giderken durdurmuştu.
M: Pardon bir şey sorabilir miyim ?
Seungmin evet anlamında başını salladı.
M: Siz hamile misiniz ?
Seungmin bu soruya şaşırsa da cevapladı.
S: Evet.
M: İnanamıyorum. Siz içinizde bir şeytan taşıyorsunuz. Bunun için bir erkekle ilişkiye girmeniz zaten iğrençken bir de çocuğunuz olacak. O da sizin gibi iğrenç bir şeytan olacak. Uyduruk kafenizi işletmede iyi eglenceler. Tanıdığım herkese burada bir şeytan olduğunu söyleyeceğim. Umarım aklınız başınıza gelir ve bundan kurtulursunuz.
Seungmin adamın dediklerine sinirlenmeye başlamıştı. O kendini ne sanıyordu ki ?
S: Beyefendi dışarı çıkmanızı istemek zorundayım. Bana söyledikleriniz zerre umurumda değil ve 'uyduruk' kafemize de bir daha gelmeyin.
M: Yoksa ne olur ?
Seungmin sakin kalmaya çalışsa da adam onu çok zorluyordu.
M: Yoksa ne olur dedim ?
Bunu söylerken ayağa kalkmıştı. Seungmin'den daha kaslıydı. Bu birkaç adım gerilemesine neden olmuştu. Adam onun korkusundan zevk alıyordu. Bunu bir adım ileri götürmeye karar verdi ve Seungmin'in üzerine yürüdü. Seungmin geri geri gidiyordu ama artık kaçacak yeri kalmamıştı ve sırtını duvara çarptı. Sanki aklı durmuştu, ne yapacağını bilmiyordu. Korkudan Jeongin ve Felix'e bağırmak aklına bile gelmemişti.
M: Bana bak, ben sorularıma cevap verilmesini isterim.
Adam ona gittikçe yaklaşıyordu, Seungmin kalp atışlarını kulaklarında hissediyordu. Adam onu karnından sertçe ittirerek yere düşmesini sağladı. Seungmin'in korkusu işte şimdi daha çok artmıştı. Vücuduna yayılan acı ve bebeğine bir şey olduğu düşüncesiyle gözyaşlarını daha fazla tutamadı. Adam gülüyor ve üzerine gelmeye devam ediyordu.
O anda kapı açıldı ve Chan önde olmak üzere Changbin, Jisung, Minho ve Hyunjin içeri girdi. Chan yerde ağlayan Seungmin'i gördüğü anda yanına koştu. Kafede sadece onlar vardı. Adam içeri girenlerden korkmuş olacak ki kapıya yöneldi. Bunu fark eden Changbin ve Minho onu yakaladılar.
C: Bebeğim neler oluyor ?
Seungmin hıçkırıkları arasında zorlukla konuştu.
S: Canım çok acıyor chan.
Chan bununla daha da endişelenirken hızlıca onu kucağına aldı ve koşarak arabaya götürdü. O kadar telaşlıydı ki anahtarların Minho'da olduğunu unutmuştu. Neyse ki Minho onların peşinden gelmişti. Hızlıca arabaya bindiler. Chan gözyaşlarını tutmaya çalışıyor, içinden onlara bir şey olmaması için dua ediyordu. Seungmin'in düşen her gözyaşı kalbine biraz daha acı veriyordu.
