Yoongi'nin anlatımı:
Hayatımı düşünüyorum, şu sıralar tek yaptığım şey düşünmek. Uyuyorum, uyanıyorum, ölmemek için bir şeyler atıştırıyorum, uyumasam da tekrardan yatağıma uzanıyorum ve düşünüyorum. Bu döngü ne kadar sürüyor bunu bile bilmiyorum, geçen zamana bile bakmak içimden gelmiyor.
Artık geleceği düşünmekten daha çok geçmişimi düşünüyorum. Geleceği düşünmenin ne faydası vardı ki? Sadece saçma planlar yapmama sebep oluyordu. Bu saçma planlar ise asla istediğim gibi yürümüyor beni hayal kırıklıklarımla dolu bir çukura itiyordu. Düştüğüm çukur bu sefer fazla derin olmuştu çünkü hayallerim yüzünden ayağım fazla yerden kesilmişti, düşüşümün bu denli sert olmasını ben de dahil herkes beklerdi.
Tekrar düşündüm, bu sefer geleceğimin yakasını bırakıp geçmişimi düşündüm. Geriye baktığımda anladığım tek şey şundan ibaretti; ben bu hayatta hep kendimi kandırmıştım. Bu gerçeğin yüzüme bu denli tokat gibi çarpması beni oldukça sarssa da biraz olsun bakış açımın değişmesini sağlamıştı.
Her zaman kendimi telkin etmiştim "Her şey iyi olacak Yoongi" bir de şu vardı "Bu sadece kötü bir dönem, eninde sonunda o ışıklı yolu sende bulacaksın Yoongi, sadece biraz daha sabırlı olman gerekiyor." Kendimi bu yalancı sözlerle yıllarca oyalayıp durmuştum.
Öyle olmuyordu işte, salak telkinlerim sadece bir çocuğu oyalayacak nitelikteydi. Dişimi tırnağıma takarak çalışıp kazandığım üniversite bana mutluluğu getiremedi, bana yeni arkadaşlar, kalbime alabileceğim güzel insanlardan oluşacak bir çevre vereceğini düşünürken verdiği tek şey stres yüzünden edindiğim hastalıklar ve hiç bir işime yaramayan mezun olduğuma dair bir kağıt parçası oldu.
Yine de hala bekleyip durdum, uygun zaman değil dedim kendi kendime, senin de parlayacağın bir zaman gelecek Yoongi sadece sabret.
Her türlü yarı zamanlı işlerde çalışıp biriktirdiğim parayla minik bir stüdyo açarken de oldukça heyecanlıydım, orası benim için sığınak olacaktı, acıma, mutluluğuma, korkuma, gözyaşıma şahitlik edecekti, bu duyguların birleşimiyle oluşacak eserlere ev sahipliği yapacaktı. Bu eserler belki de yüzlerce kişinin kulaklarına güzel şeyler fısıldayacak ve hayat değiştirecekti. Bir kaç minik cümle bile bir hayatı baştan aşağı değiştirebilecek güçteydi benim görüşüme göre.
Ama o da olmadı, benimle görüşen insanlar işimi de bir ticaret olarak gördüler. Eserlerime kendi düşüncelerimi katamadım, sadece onların belirlediği kalıplara göre yazmak zorunda kaldım. Söz makinasından farksız hissettiğim için heyecanla başladığım mesleğim de bana mutluluk getiremedi. Para da getiremedi zaten, sadece yaşamama yetti.
Uzun zamandan sonra hayatıma yeni bir heyecan girmişti, onunla buluşurken içimde stüdyomu yeni açtığımda ekipmanlarıma dokunurken ki heyecanım vardı.
Bu da olmadı Yoongi, yine zamanı değilmiş, henüz mutlu olman için doğru zaman değilmiş.
Herkes hayatındaki o güzel ışıklı yolu bulup mutluluğa yürürken ben hep izlemiştim. Peki, ben ne zaman bulacaktım bu yolu? Yine mi erkendi, yine mi mutlu olmam için beklemem gerekiyordu? En azından birisi bir tarih verirse beklemem daha kolaylaşırdı çünkü artık mutluluğa olan bu yoksunluğum ölüm gibi hissettiriyordu.
Bana tadını çıkar demişti, "tadını çıkar hyung, gençliğinin tadını çıkar".
Sen tadını doya doya çıkarabilirsin Jimin, ben yapamam, ben sahte gülümsemelere ya da sevgi barındırmayan temaslara dayanamam. Benim mutluluğa giden yolum bundan ibaret değil.
Benim için doğru zaman değilmiş ama umarım en azından senin için mutluluğu bulmak benim ki kadar zor olmaz.
Penceremden sızan güneş ışığı bile artık sinir bozucuydu. Ne fark ederdi ki şuanda, gece olmuş gündüz olmuş, benim için ne farkı vardı? Güne başlamam için nedenlerim bile tükenip bitmişken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IDYLLIC // yoonmin
FanficBir randevu sonrasında "bizden asla olmaz" sonucuna varan ikili, arkadaşlarının onlara bıraktığı minik emanetten sonra sonsuza dek birbirlerine bağlanmak zorunda kalırlar. Not: Kurgu mpreg içerir.