◄[Ⓧ]► X-WATT 2: Dağılış® | #f-action (✓)

⊗ [X-WATT 2] - BÖLÜM 21 ⊗

[GIRIŞ]

(2 Gün Sonra...)

Mutfağın kapısında dikilen Jungkook usulca içeride bir şeylerle uğraşan Rose'yi izledi.

'Sanırım deneyeceğim.'

"Hey," İçeri girerek Rose'nin dikkatini üzerine aldı. "Ne yapıyorsun?"

Rose şaşkınlıkla elindeki tencereyi gösterdi. "Yemek yapıyordum. Burada ne arıyorsun? Yatakhanede olman gerekmiyor muydu?"

"Yok ya, sıkıcı zaten gün boyunca yatakhanede yat yat nereye kadar. Gezeyim dedim."

"Hmm, iyi yapmışsın." İşine devam etti Rose. Jungkook kalçasını tezgaha yaslayarak kendisini izlemeyi sürdürdü.

O sırada mutfağa giden koridordan geçen Lalisa'nın kulakları, Jungkook'un sesini işitti.

"Saçlarını toplamamı ister misin?"

Lalisa sesin mutfaktan geldiğini fark ederek kenara saklandı.

"Um şey, tokam yok."

"Bende var." Diye yanıtladı Jungkook, ve ardından Rose'nin arkasına geçerek sarı dalgalı saçlarını tepesinde topladı.

"Teşekkür ederim, şimdi daha rahatım."

"Rica ederim."

Lalisa hala dinlemeye devam ediyordu. Nedense, 'Yakalanacağım' düşüncesiyle kalbi hızlı atıyordu.

"Yardım edilecek bir şey var mı?" Diye sordu Jungkook.

"Teşekkürler fakat yok."

"Yorulduysan masaj yaparım."

Lalisa'nın eli titremeye başlamıştı.

"Su koyar mısın?" Jungkook Rose'nin elindeki tencereyi alıp su doldurdu. Rose yandan kendisine bakıp hemen önüne döndü.

Duyuyordu, Jungkook'un kalp ritmini.

Ve ne anlama geldiğini de biliyordu.

"Al bakalım prenses." Su dolu tencereyi Rose'ye teslim ederek tekrar kalçasını tezgaha yaslayıp kendisini izlemeye başladı.

Lalisa içinden mırıldandı. 'Prenses...'

Birden kendine geldi. 'Ne yapıyorum burada ben? Tanrım, kafayı yedim herhalde...' Geldiği koridordan geri döndü ve uzaklaştı.

Rose bir süre Jungkook'un kendisini izlediğinin farkında olarak takılmadı ancak utanmaya başlamıştı. "Şey, yapabileceğin bir şey kalmadı. İşimi bitirip gelirim."

"Tamam, görüşürüz." İkiletmeden dışarı çıkan Jungkook'un ardından Rose derin bir nefes aldı. Ancak dakikalar sonra mutfağa Jimin girince utancı geri geldi. Jimin olduğu gibi rahat rahat yürüyerek masanın üzerindeki sepetten bir yeşil elma kapıp yemeye başladı. "Bugün noodle mı var?"