[GIRIŞ]
Rose'nin yüzündeki gülüş bir anda solduğunda Jungkook bakışlarını önüne çevirirken tebessümünü bozmadı. Rose hızla ayağa kalktı elindeki çiçekleri atıp. "Ne?"
Jungkook gram pişmanlık duymuyordu.
O an ona olan aşkı bir anda soğumuştu.
"Sen ne dediğinin farkında mısın?!" Rose gerginlikle kendisine bakarken seri nefesler alıp kaş çattı. "Bana cevap ver!"
Jungkook tebessümünü bozarak başını hafifçe kendisine çevirip bakışlarını gözlerine dikti ve kaşlarını kaldırıp psikopatmışcasına baktı. "Kiminle öpüştüysen ona gitsen iyi edersin."
Rose afallayarak kendisine bakarken yutkundu. "N-Ne?"
Jungkook hafif bir tebessüm kondurdu dudaklarına içten gelen. "Zaten 1 aydır bu şekildeydik, benim biraz geç haberim oldu o kadar."
"Nereden biliyorsun sen?" Rose şüpheyle kaş çatarak kendisine bakarken Jungkook aptal olduğunu düşünerek başını iki yana salladı. Bir süre sessiz kaldıktan sonra dudaklarını araladı. "Kendimi tek bir hatayla öldürüp bir daha buraya gelemeyeceğim bir yarışmada sırf senin için hayatta kalmakla büyük hata yaptığımı anlamam, beni uyaran dostum sayesinde mümkün oldu." Başını çevirip kendisine bakarken sakince, aklına Peter'ın gelmesiyle tebessüm etti tekrar. Rose'nin dolan gözlerine acımasızlıkla bakıyordu.
Profesör haklıydı başından beri. Oraya gidip çok şey öğrenmişti. Peter sayesinde gerçekleri, Mafya sayesinde bir insanı hem fizikselden hem ruhsaldan nasıl öldürebileceğini, nasıl yalan söyleyip bir şeyleri saklarken rol yapabileceğini ve sakin kalabileceğini, Zaman Bekçisi'nin kolyesi sayesinde de Lalisa'yla olan en büyük anılarını öğrenmişti.
Jungkook bıkkınlıkla derin bir nefes bırakırken ayağa kalktı yavaşça. "Artık sadece ekip arkadaşımsın, Rose."
Bahçeden ayrılırken arkasında gözyaşı döken kalbi kırık bir kız bırakmıştı ancak kendi kalbini duvardan duvara vuran şahıs ise o kişi, yaptığı az bileydi.
Ön bahçeye gelip kapının önünde durduğunda gücünü aktifleştirerek tüm bahçeyi dolandı ve ardından yerine gelerek diğer yan bahçeye doğru ilerledi. Köşeden dönüp ağaçlık alanın arkasında çitlerin ayırdığı yokuşa bakan banka doğru adımladı ve dizlerini kendine çekmiş karanlık çökmüş yokuş ormana doğru bakan Lalisa'nın yanına oturdu sakince. Arkasına yaslanıp bacaklarını açtı rahat bir pozisyon alırken, bileklerini baldırlarına koydu. 5 saniyelik duraksamadan sonra cebinden küçük kağıdı çıkardı.
"Bunun bir anlamı yok. İstersen sende kalsın?" Rose'nin ona yazdığı küçük notu Lalisa'ya uzattı umursamazca. Lalisa nota bakıp kaş çatarak yavaşça eline aldı. "Rose de mi..."
Daha sonra kağıdı katlayıp bankın kenarına koydu eğilerek. "Sevgilindi zaten, normal yazması."
"Değil, yazsa da bir anlam ifade etmez." Dedi Jungkook oldukça soğuk bir şekilde. Lalisa başını kendisine çevirip hafif şaşkınlıkla baktı. "Nasıl değil?"
"Ayrıldım." Gayet açık ve net bir cevaptı.
"Neden? Çok seviyordun." Lalisa başını önüne çevirdi bir süre baktıktan sonra. Jungkook dalga geçercesine güldü burnundan nefes vererek başını öne düşürürken. "Sevmem yeterli gelmedi herhalde, kendi bilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
◄[Ⓧ]► X-WATT 2: Dağılış® | #f-action (✓)
Viễn tưởng"Charles Xavier tarafından büyütülen ekip, zamanla olgunlaşmaya başlamışlar ve birer genç çocuk olmuşlardır. Artık güçlerini geliştirmeleri, onları gerçek hayata hazırlayacaktır ve görevlere gidecek, savaşacaklardır. Lakin yaşanan talihsiz bir olay...
![◄[Ⓧ]► X-WATT 2: Dağılış® | #f-action (✓)](https://img.wattpad.com/cover/179302485-64-k875803.jpg)