"Charles Xavier tarafından büyütülen ekip, zamanla olgunlaşmaya başlamışlar ve birer genç çocuk olmuşlardır. Artık güçlerini geliştirmeleri, onları gerçek hayata hazırlayacaktır ve görevlere gidecek, savaşacaklardır. Lakin yaşanan talihsiz bir olay...
"31. Bölüm baya uzun oldu, 2 bölüm uzunluğunda. Zaten bölümler 1700 kelime biliyorsunuz. Hadi bir de spoiler koyalım. Aşağıda gördüğünüz fotoğraf Hades'in üç başlı köpeğinin (Cerberus) fotoğrafı (Fanart):
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Normalde şeytan ve cinlerin ayakları terstir diye bilinir, köpeğin düz yapılmış fanartta. Neyse ona takılmayalım, bu üç başlı köpeğin görevi yeraltı dünyasının kapısında bekçilik yapmak. Gelen geçen de var mı bilmem ki neyine bekçilik yapar bu çfkdşdkdş
Espri bir yana, özellikle köpek kullanılmış olması zekice olmuş. Çünkü köpeklerin olduğu gibi diğer hayvanların da sıklıkla ruhani varlıkları görebildiği doğru. Bazen bir noktaya kitlenirler, perdeleri açık olduğundan gördükleri için bakakaldıkları bilinir. Köpek kullanılması da şeytan ve cinlerin en çok köpek ile birleşebilmesinden dolayı olsa gerek, gerçekten müthiş. Hem de 3 başlı. Neydi adı... Hades'in köpeğiydi sanırsam.
Onu geçtim, o köpeğin boyutu ne öyle..."
[GIRIŞ]
Namjoon algılamadı. "Ne?"
"Zihnime gireceksin ve geçmişimi izleyeceksin. İyi odaklanırsan sadece benim değil, ekipteki herkesin zihnini aynı anda kontrol bile edebilirsin."
Namjoon gruptaki en büyük yükün kendisine ait olduğunu biliyordu ancak Bayan Celes'in sözüyle tırsmıştı. Ya yanlış tek bir hareketiyle hafızalarını silerse? Ya biri savaş esnasında zihnine ulaşıp onu kontrol eder de diğer üyeleri de etkisi altına alırsa? Vazgeçmeliydi, bu iş tehlikeliydi.
"Yapamam-"
"Merak etme," Bayan Celes yere oturdu. Namjoon'a da oturmasını söyledi. "Toprak stresini azaltır, negatif düşünceleri ve enerjini emer (Gerçek bilgidir). Şimdi gel."
Namjoon Bayan Celes'in dediğini yaparak karşısına oturdu ve bağdaş kurarak Bayan Celes'in gözbebeklerine doğru odaklandı. Derinlere inerken sanki Bayan Celes kendisine doğru geliyormuşcasına zoom oluştu gözünde, ardından birden karadeliğe çekildiğini hissetti. Oldukça fazla renkten ve ışıktan oluşan kısa bir süreliğine karadeliğe çekildikten sonra kendisini gri ve beyaz bir boşlukta buldu. Sanki dev bir topun içinde etrafı gri ve beyaz neon ışıklarla doluydu, önünden geçiyordu saniye kareleri. Kareleri izlerken gözüne çarpan bir detay buldu. O saniyede geriye doğru çekilerek zihninden çıktığında dikkatinin başka şekilde dağıldığını ve odağının kesildiğini anladı. Yutkundu şaşkınlık ve şok ile. Bayan Celes'in hala kendisine gülümsediğine inanamıyordu. Göz kontağını kesmeden yavaşça ayağa kalktı ve gülümsemeye çalıştı. "O-Oldu."