Keina Kozume
Tekrardan ilk antrenman maçımızın Karasunoya denk gelmesiyle iç çektim. Kira sırtıma hafifçe vurup. "Boşver boşver!" dedi. Ancak tabiki boş vermek için çok geçti. Filenin diğer tarafında dün adını öğrendiğim Sakuranın sesini duymamla gözlerimi devirdim. "Tekrar başlıyoruz"
"Hep sizin yüzünüzden kaybediyoruz. Biraz daha çabalasanız belkide ayağıma dolanmayacaksınız." dedi tüm takımı azarlarken. "Böyle beceriksiz, tek gram aklı olmayan kişilere takımda yer olmamalı" diye bağırırken kaptanları ne yapıcağını bilmeden endişeyle takımına bakıyordu.
Dünde neredeyse aynı sözlere, aynı kişiden maruz kalan kızlar susmaktan başka bişi yapamıyordu. Bende dahil tüm takımım, filenin diğer tarafına dalmamak için zor duruyorduk. Özellikle topu her seferinde kendisine atmasını zorla pasörlerinden istediği zamanlarda.
"Hey! Ne yapacağını biliyorsun değil mi? Sen ve ben olmasak bir sayı bile alamayız. O yüzden sadece bana atmalısın ki göze çarpayayım." dediğinde kız kafasını sallamaktan başka bir şey yapamadı.
"Keina, neden topu bana kaldırmıyorsun?" dedi takım kaptanı yanıma gelerek. "Hay hay!" dedikten sonra yerime geçtim. Hakem düdüğü çaldığında karşıdan gelen topu aynı kaptanın dediği gibi ona kaldırdım.
Kaptanımız, Nanami gerçekten güçlü bir smaçördü. Top onun hizasına gelir gelmez tüm gücüyle vurdu. Top hızla Sakuranın yüzüne çarpıp yere düştüğünde hakem düdüğü çaldı. Kaptan Nanami sahte bir gülümseme ile elini yere dengesini kaybedip düşmüş olan Sakuraya uzattı.
"Ah pardon. Başka bir yeri isabet almıştım halbuki?" dedi. Sakura ayağı kalktı ve "Bilerek yaptın! Kendini bir şey mi sanıyorsun?" diyerek elini havaya kaldırdığında bileğini tuttum. "Hey, dün sana söylemedim mi? Neden beceremiyorsan başka bir şey denemiyorsun? Takım arkadaşlarını aşağı çekmek yerine."
Kuroo Tetsurou
Fukurodani ile olan maçımıza devam ederken Bokutonun vurduğu top dışarı çıktı. Hakem düdüğü çalıp hanemize bir puan yazarken Bokuto fileye biraz yaklaştı ve sanki kimse duymayacakmış gibi eli ile ağzını kapatıp "Hey Kuroo." diye seslendi.
Fileye yaklaştığımda "Sence Karasuno ve Nekoma tarafı biraz fazla hareketli görünmüyor mu?" dediğinde yüzümü onların olduğu yöne çevirdim. Nekomanın kızlarının sırtları Karasunonun kapandığından pek bir şey göremedim.
"Ne oluyor sence?" dedim ona uyup fısıldayarak. Omuzlarını silkeledi ve "arada sormam gerek yoksa meraktan ölürüm" dediğinde hakem düdüğü çaldı. Tekrar oyuna döndükten sonra ortalık duruldu.
Maç bittikten sonra Bokuto koşarak Keinanın yanına gitti. Akkashi ve bende hemen arkasından yürüdük. Akaashi "Onları böyle beraber ve enerji dolu görmek insanı yoruyor" dedi gülerek. Söylediklerine karşılık bende gülümsedim.
Yanlarına vardığımızda çoktan bir yere oturmuştular ve Bokuto Keinanın saçlarını örerek bir şeyler anlatıyordu. Keinada dikkatle onu dinliyordu. Keinanın yanına gidip ona kolumu attım. İlk önce irkildi ama sonra pek tepki vermedi.
"Harikasın be oğlum! Herşeyi tek tek adım adım!" diye içimden haykırırken üstümüze bir gölge düştü. Yüzümü hafifçe çevirip kimin geldiğine baktığımda Lev "Merhaba! İzninizle oturuyorum." diyip oturdu.
"Oh Lev hiç ortalıkta gözükmedin." dediğinde bana baktı ve "ah bir kaç ayak işi yapıyordum" dedi onu Keinayla görüşmesini engellemek için üstüne yıktığım görevlere itafen. Sırıtıp "Senpailarının isteklerini yapmamazlık edemessin değil mi?" dedim.
Lev güldü ve "Tabikide" dedi. Ardından elini bir birine vurdu ve "ah çıktığınızı bilmiyordum" dedi. Keina aniden öksürdü ve biraz yana kaydı. Kaşlarımı hafifçe çatarak Leve baktım. "Ah yoksa çıkmıyor musunuz? Bilmiyordum. Bir kaç kişide çok yakın olduğunuzu söyleyince..." dediğinde Keina ellerini salladı.
"Yok hayır hem böyle kim konuşuyor. İnsanların rahatsız olcağını düşünmeden?" diyerek ayağı kalktı. "Ben biraz daha su alıp geleceğim" dedikten sonrada uzaklaştı. Lev yüzündeki sırıtışı saklama gereği duymadan bana bakıyordu.
Bokuto ve Akaashiyi umursamadan "senin beni rakibin olarak görmeni söylemiştim" dedi. Ardından ayağı kalktı "Keinanın yanına gidiyimde yardıma ihtiyacı varmıymış bir bakayım" diyip arkasını döndüğünde hızla ayağı kalkarak bileğini tuttum.
"Hey, bu özgüven nereden geliyor" dediğimden sonra bana döndü. Tuttuğum bileğini kaldırıp sıktım. Aniden gelen acıyla yüzünü buruşturduktan sonra Akaashi gelip aramıza girdi. "Bunun sırası değil" dedikten sonra Lev güldü.
"Yoksa birilerinin arkasına mı saklanacaksın?"
Oy ve yorum atmayı unutmayın. Bu kitabın yorumları çok az. Umarım bölümü sevmişsinizdir. Historia Kitabımı yada diğer kitabım olan Başka Bir Hayatta yı okumayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroo X Reader |Yakın arkadaşımın kardeşi|
FanfictionHiçbir Haikyuu karakterini, evrenini ve kullandığım resimleri kendime ait bazıları dışında sahiplenmiyorum. Tüm creditler sahiplerinin.