Keina Kozume
"Keina yürürken dikkat et! Gene hastaneye dönmeyelim." dedi abim. Ona döndüm ve "Bana bir şey olmaz. Görmüyor musun ne kadar güçlüyüm?" diyerek kollarımı kaldırdım. Kenma bu hareketime gülerek "Dedi bunu düz yolda düşüp kolunu kıran kardeşim" diyip taşıdığım bavulu elimden aldı ve yürümeye başladı.
Bu hareketine gülümseyip onun yanına yetiştin. Beraber eve vardığımızda Kenmaya dönüp "Annem evde mi?" diye sordum. Kenma cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açarken "İki gün hastanede nöbetçi o yüzden yok malesef." dedi ardından is kapıyı açtı ve içeri girdi. Ayakkabılarını çıkardı ve bavulu işaret ederek "Sana odanı göstereyimde yerleş." dedi.
Kafamı sallayıp ayakkabılarımı çıkardım ve hemen ardından onu takip etmeye başladım. Merdivenlerden çıkıp koridorun başındaki odaya girdik. Beyaz duvarları ve beyaz mobilyaları ile döşenmiş bir odaydı. Odayı inceledikten sonra yüzümde oluşan gülümseme ile birlikte abime döndüm. "Annem en sevdiğim rengi unutmamış." dediğimde Kenma "Ah evet. Ona her şeyin fazla beyaz olduğunu söyleyince bana karışmamamı söyledi." diyip güldü.
Kenma bavulumu dolabımın yanına koydu ve kapıya yaslandı. "Bu arada voleybol takımımdan iki kişi gelicek haberin olsun. Bir şey ihtiyacın olursa benim odamda oluruz herhalde." dedi. Elim ile dudaklarımı kapatıp "Yoksa şu erkeklere özel konuşmalardan mı yapacaksınız." diyerek gülmeye başladım.
Kenmanın yanakları kızardığında "Sana inanamıyorum Keina!" dedi. Ona kolumu atıp gülmeye başladım. "Kikikiki~ bunu evet olarak mı almalıyım yoksa!" dediğimde Kenma ellerini saçlarıma atıp karıştırmaya başladı. "Abine karşı çok cesursun bakıyorum!" diyip karıştırmaya devam ederken "Benden sadece 3 dakika önce doğdun!" dedim elini çekmeye çalışırken.
"Genede abin oluyorum" dedikten sonra durdu. "Neyse seni odanla yanlız bırakayım. Yerleşmek için bolca vaktin var yani hiç çekinmee" dedikten sonra kayboldu. Yatağıma oturup "Tabikide bana yardım etmeyecektin." diyip nefesimi dışarı verdim. Bir bavula birde dolaba bakıyordum. Ardından "Ya şimdi ya hiç!" diyerek bavulumu alıp yatağa koydum.
Bavulu açıp içindekileri çıkardım ve dolaba yerleştirmeye başladım. Elbiseleri, ceketleri ve montları askıya asıyor tişörtleri katlayıp raflara yerleştiriyordum. Sonunda bu işlemi sayamayacağım kadar tekrarladıktan sonra işim bitmişti ama bende bitmiştim. Kollarımı açıp hızla kendimi yatağa attım ve gözlerimi kapadım. En azından biraz uyumalıydım.
Tatlı uykumun bölünmesine açılan kapımın sesi ve yanmaya başlayan ışık sebeb olmuştu. Yavaşça gözlerimi açtım ve kapıda duran iki çocuğa baktım. Onlar bana merakla bakıyorken yavaşça yatağımda doğruldum ve gözlerimi ovuşturdum. Bunlar Kenmanın bahsettiği arkadaşları olmalıydılar.
İkiside gerçekten uzundu. Biri siyah saçlara diğeri ise gri saçlara sahip bir çocuktu. Onları uykulu gözlerimle incelerken abim kapıda belirdi. Siyah saçlı çocuk hızla Kenmaya kolunu attı ve "Bize bir kız arkadaşın olduğunu ne zaman söyleyecektin haa!" dedi ve yumruk haline getirdiği eliyle kenmanın kafasını ovalamaya başladı.
Kenma "Kuroo..." diyerek siyah saçlı çocuktan kurtulmaya başladı. Derin bir nefes alıp verdim ve "Şu çocuğun iyi olduğunu sanmıyorum." dedim gri saçlı çocuğu göstererek. Beni fark ettiğinden beri hareket etmiyordu. Abim derin bir nefes alıp "Kardeşime öyle dik dik bakmayı kes Lev" dedi.
Gri saçlı çocuk anında abime dönerek "Kardeş?" dedi. Kenma gözlerini devirdi ve "Bu Keina. Benim ikiz kız kardeşim." dedi ve beni gösterdi. El sallayıp "Hey" dedim. Kuroo "Bana kardeşinin geliceğini neden söylemedin?" dedi. Kenma bıkkın bir ifadeyle "Söylemem mi gerekirdi?" dedi.
Adının Lev olduğunu öğrendiğim çocuk. "Bir kardeşin mi vardı Kenma! Üstelik ikizsiniz?" dedi. Abin "Bunuda mı dile getirmem gerekirdi?" dediğinde ikiside kollarını Kenmaya attılar ve "Evet!" dediler.
Abim gibi bir asosyalin arkadaş edinmesine gerçekten şaşırmıştım. Hatta ilk arkadaşlarının geleceğini söylediğinde inanamamıştım. Ama bazen bende yanılabiliyordum.
Yataktan kalkıp gerildim ve yanlarına yürüdüm. Lev elini uzatıp "Ben Lev" dedi. İlk uzattığı ele bir süre bakıp tuttum ve hafifçe salladım. "Keina" dedim. Ardından Kuroo "Bende Kuroo. Kenmanın çocukluk arkadaşıyım" dediğinde elimi çeneme götürdüm ve yüzümü hafifçe sağa doğru eğdim.
"Ahh bir keresinde Kenma senden bahsemişti. Bende adın neden bu kadar tanıdık diyordum" dedim. Kuroo gülümseyerek "Kenmadan beklenmeyecek bir şey." dedi. Lev konuşmaya dalıp "Neden Keinada bize katılmıyor?" diye aralarına katılmam için bir teklif sunduğunda yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tuttum.
Onlar gelmeden önce mışıl mışıl uyuyordum. "Üzgünüm Lev ama bir dahaki sefere. Gerçekten yorgunum. Ayrıca yarın okul için iyi bir uyku çekmeliyim." dedim. Kuroo gülümseyerek "Elbette. Levin sorumsuz sorusunu aldırma. İyi geceler Keina~" diyip göz kırptı. Gülümseyip kapıyı kapadım ve yatağıma döndüm.
Başımı yastığa gömerek bir süre yatakta tepindim. Ardından komidinin üstünde duran telefonu aldım ve gelen bildirimleri incelemeye başladım. İsntgrama girip paylaşımları görmek için parmaklarımı telefonun üstünde gezdirirken bir bildirim ekranıma düştü. *KurooTetsurou seni takip etmeye başladı!*
Bildirim üstüne tıklayarak Kuroonun profiline girdim. Onu geri takip ettikten sonra telefonumu kapadım ve geri komidinin üstüne koydum. Hava soğuk olduğundan battaniyeyi üstüme çektim. Yorgana sarılarak gözlerimi kapadım. Yarın yeterince uzun bir gün olacaktı.
Kuroodan bir bildirim geldi okuyucular dhsjhdwkdhqjj. Nasııl buldunuz, beğendiniz mi? Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Bu ilk Haikyuu kitabım. Umarım seversiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroo X Reader |Yakın arkadaşımın kardeşi|
FanfictionHiçbir Haikyuu karakterini, evrenini ve kullandığım resimleri kendime ait bazıları dışında sahiplenmiyorum. Tüm creditler sahiplerinin.