Keina Kozume
"Doğum günün kutlu olsun!" diyerek hep bir ağızdan bağıran herkesi görmemle dona kaldım. "Eh?" Diyerek tepki vermekten başka bişi yapamadım. "Sadece küçük bir kutlama yapacağımızı sanıyordum..." diyip gülümseyerek bana bakan kişilere baktım. Kira kolunu omzuma attı ve "En yakın arkadaşımın doğum günü öyle basitçe kutlayamazdı!"
Ardından abim kalabalığın arasından çıktı ve "Doğum günün kutlu olsun Keina. Neden hediyelerine bakmıyorsun?" diyerek ellerinde kutularla bekleyenleri işaret etti. Ne yapacağımı bilemediğinden stresli bir gülümseme ile "ah evet olur" dedim ve tek tek insanların hediyelerine bakmaya başladım. Takım arkadaşlarum toplanıp bana daha önxe konuştuğum spor ayakkabıları almışlardı.
Gözlerim dolu bir şekilde "kızlarrğğ" dedim. Hepsi sarılmak için yaklaşırken aralarına koca bir cüsse girdi. Bokuta elinde bir paket ve Kocaman bir browni tepsisiyle duruyordu. "Al canım brownibi yerken hediyene bakabilirsin biliyorum çok lezzettiler ben yaptım." diyerek ağzıma tıkılan browniyi yavaşça çiğnemeye başladım.
Gerçekten güzel olan browninin tadını fark ettiğimde gururlu bir şekilde parmağımı kaldırıp onayladım. Ardından bana verdiği paketi açmaya başladım. İçinden çıkan formayı gördükten sonra hızla üstüme geçirdim. Browniyi hızla yuttum ve "Nasılım?" diyip etrafımda döndüm.
Akaashi bize yaklaştı ve "çok güzel duruyor" dedi. Ardından gülümseyip "Doğum günün kutlu olsun!" dedi ve oda elindeki albümü uzattı. "Ahhh! İnanmıyorum hatırlıyorsun! Ta ne zaman söylemiştim bu albümü istediğimi!?" diyerek heyecanla kapağını açtım. Herkes hediyeleri vermiş diğerleri wile sohbet ediyordu. Yanıma uğramayan tek kişi har Kuroo dışında.Birden üstüne çöken hüzünle sandalyeye oturdum. Neden buna bu kadar üzülmüştüm ki şimdi?
Kuroo Tetsurou
"Neden hala hediyeni vermedin?" diye sordu Kenma pekte ilgilenmediği anlaşışır bir tonda. Bende ona daha neden vermediğimi bilmiyorum. Üstüme bir anda bir gerginlik inmişti. Derin bir nefes aldım. "Kenma..." dedim. Kenma yüzünü bana çevirdi.
"Ne oldu Kuroo..." dedi bitkin sesiyle. "Benim için Keinayı iki dakikalığına dışarı çıkarırmısın?" dediğimde Kenma sırıttı. "Yoksa utanıyor musun?" Dediğinde rahatsızca sesler çıkardım haklıydın. "Yapıcak mısın yapmayacak mısın?" dediğimde kafa salladı. "Hhmm bunun karşılığını başka bir gün isteyeceğim" diyip yanımdan ayrıldı.
Keinanın yanına gidip bir şeyler söyledi. Ardından Keina kafasını salladı ve çıkışa yöneldi. Keina çıktıktan sonra Kenma bana dönüp baş parmağını havaya kaldırdı. Ona gülümseyip Keinanın peşinden gittim. Kapıdan çıktığım an onu gördüm ve çimenlik alana, kafenin bahçesine onun yanına yöneldim.
"Keina!" diyerek ona seslendim. Göğsünde kovuşturduğu kollarını gevşetmeden sessizce adımı mırıldandı "Kuroo..." . Önüne geçip gülümsedim. Cebimden çıkartığım küçük paketi ona uzattım. Gözleri bi anda parladı. Bir hediyeye bir yüzüme baktıktan sonra hediyeye uzandı.
Hediye kutusunu yavaşça açtı ve nazikçe küpeleri çıkardı. Gülümseyerek bana döndü ve "Bana küpeleri takmak ister misin?" dedi. Yutkunduktan sonra bana uzattığı avuçlarından küpeleri aldım ve ona eğildim. Yüzü neredeyse dudaklarımız değecek kadar yakındı. İstemsizce tekrar yutkundum. Küpeleri taktıktan sonra bir süre daha yüzüne yakın durdum.
Gözleri gözlerime bakıyordu. Ellimi çenesine koydum ve dudaklarına yaklaştım. "Seni öpebilir miyim?" diyerek sordum. Keinanın sıcak nefesi benim dudaklarıma değerken "evet, evet öpebilirsin" dedi. Sözlerini bitirir bitirmez dudaklarına kapandım. Ahh bu bir rüya olmalıydı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroo X Reader |Yakın arkadaşımın kardeşi|
FanfictionHiçbir Haikyuu karakterini, evrenini ve kullandığım resimleri kendime ait bazıları dışında sahiplenmiyorum. Tüm creditler sahiplerinin.