1

2.3K 70 78
                                    

Hello guys🙋🏿‍♀️ geçmişle gelecek arasında küçücük bir seyahat....

Aslında sabahlar ve geceler bir birinden çok farklıdır. Yani sabah odaya dolan ışık senin uykunu kaçırırsa, gece ışığı kaçan uykuyu geri getirir. Peki ya sabah yüzünü görmediğin biri gece kapına gelse? Ve ya yalnız bu sabah değil, aylardır, hatta 1 yıla yakındır yüzünü göremediğin, kokusunu duymadığın, topu topuna iki kez telefonda konuştuğun biri uyumağa çalıştığın bir anda kapını çalsa nasıl?

 Peki ya sabah yüzünü görmediğin biri gece kapına gelse? Ve ya yalnız bu sabah değil, aylardır, hatta 1 yıla yakındır yüzünü göremediğin, kokusunu duymadığın, topu topuna iki kez telefonda konuştuğun biri uyumağa çalıştığın bir anda kapını çalsa n...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tam üzerini değişecekken kapının çalınan ziliyle duraksadı kadın. "Caner anahtarını mı unuttu?" diye sorgularken kapıya doğru yaklaşmaya başladı. Kapının gözlüğünden baktığı an istemsizce elini kalbine götürdü . Şuan kapının ardında duran ve açılmasını bekleyen adam aylar önce kendisinin son defa şans istemesine rağmen onu bırakıp giden adamdı. Daha doğrusu kaçan....
Heyecandan dolan gözlerini tavana dikerek göz yaşlarının kurumasını sağladı kadın. Kalbi yerinden fırlayacakmış gibi hiss etmesine rağmen açtı kapıyı. Karşısında sorgulayıcı bakışlarla kendini izleyen adama bakarken midesinin bulandığını fark etti. Kendisine söylenen "Merhaba Ender " lafını cevapsız bırakarak büyümüş gözlerle bir kaç dakika hâlâ kapının önünde duran adamı izledi. Adamın sorduğu "beni içeri almayacakmısın?" sorusuyla kendine geldi. Eliyle içerini işaret ederek "Merhaba Kaya, hoş geldin. Geç lütfen."dedi. Sanki iki günden bir gelen misafirdi kendisi. Adam kanepeye oturduğu anda Ender saniyelerce ayakta durarak onu izledi. Nasılda özlemişti bu adamı. Elini tutmağı, öpmeyi, sarılmağı, koklamağı....tekrar gözleri dolacakken parmak uçları ile göz ucuna bastırarak durdurdu yaşları. Omuzlarını dikleştirerek adama doğru bir kaç adım attı. Kararlıydı, gardını düşürmeyecekti. Eğer bir adım atılacaksa, bu karşı hamle olmalıydı.
Zira adamın da kendisinden hiç bir farkı yoktu. Sakince kendisine yaklaşmakta olan kadına baktı. Gözlerinin içine bir türlü bakamıyordu. Beceremiyordu...bakarsa eski hatıraları canlanacaktı çünki...hiç unutamadığı geceleri, sevişmeleri,öpüşmeleri, sarılarak uyumaları. En korktuğu şey ise kadına bir umut vermeden bu işten nasıl sıyrılacağıydı . Becerebilecekmiydi acaba? İşini bitirip tekrar kaça bilecekmiydi? Bu kadar yakınken sarılmayacakmıydı kadına? Öpmeyecekmiydi ? Hayır tabiiki. Tekrar denemek adına gelmemişti herhalde. Tepeden tırnağa tekrar süzdü kadını . Dudaklarını, açıkta kalmış uzun boynunu, bembeyaz omuzlarını, siyah gömlekten kabaran göğüslerini, incecik belini,hafiften belirginleşen göbeğini, büyük kalçalarını....tekrar tekrar izledi. Hiç utanmadan hemde. Muhtemelen kadında farkındaydı her şeyin. Ne de olsa her ikisi bir birini çok güzel tanıyorlardı.
Kadın karşısına geçip oturunca aklındaki tüm düşünceleri dağıttı adam. Buraya kadar gelmek en kolayıydı. Ama şimdi sıra en zor olandaydı .

K: Nasılsın Ender?
E: T-teşekkür ederim....s-sen nasılsın?
K: Bende. Açıkçası...
E: Ne içersin? Ne vereyim?
K: Hiç. Hiç bir şey.
E: Ne zaman döndün?
K: Bir-kaç saat oldu.
E: Evin yerini...
K: Argun holdingi aradım. Oradan dediler.
E:(kafa sallar) yaa yaa . Ee neden döndün?

ZORAKİ EVLİLİK  |EnKay|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin