Hello guys 🙋🏿♀️coverphoto sevvbar_enkay19 instagram hesabından alıntıdır ....önümüzde ki 2 bölüm içinde tamamen geleceğe gideceğiz...
3 hafta sonra....
Yine sabah olduğunda pencereden odaya dolan ışık etrafı aydınlattı. Az önce uyanmış adam odaya kadının aniden girmesiyle göz pınarlarını ovdu. Beyaz sabahlıkla,dağınık bir halde,korku dolu bakışlarla karşısında duran kadına baktı. Kadının dilinden,hayırlı sabahlar yerine, zar zor çıkan " öldü " kelimesi , adamın yerinden fırlayarak, "kim?"demesiyle sonuçlanmıştı.
Hasanağğli bey..bu sabah kalbi durmuş...
......Ş-şekeri vardı adamın...değil mi?!
Vardı ... ama...
Ender....sakın!
Adamın yasından 1 gün sonra ölmezden önce yazdığı vasiyet Kayanın eline ulaşmıştı. Vasiyete göre adamın tüm malı, mülkü, oğlu ve eşi arasında eşit hizada bölünecekti . Ama Şahika hâlâ bulunamamıştı....
Kapının tıklamasıyla hazırlandı Ender. Zira bu konuşma çok uzun sürecekti....
M: Ender hanım. Beni çagırmışsınız ?
E: Hoşgeldin Mahmut. Nasılsın? Kolun nasıl? Sargıdan ne zaman kurtuluyorsun?
M: Daha bir kaç gün var. Teşekkür ederim gayet iyiyim.
E: Geç olur lütfen. (Eliyle koltuğu gösterir)
M: Konuşacaklarınız var gibi zann ediyorum..
E: Doğru anlamışsın (ellerini bir birine kenetler)
M: (arkasına yaslanır) Dinliyorum sizi .
E: Mahmut beni neden aldattın?
M: Nasıl yani Ender hanım?
E: Yani basbaya oyun oynadın bana...
M: Affedersiniz ama ne konuştuğunuzu anlamıyorum.(gözlerini kaçırır)
E: Mahmut... Mahmut lütfen.... Anlamamazlıktan gelme. Evde kameralar bulduğumuz gün Hayati ile konuştum ben. Şahikanın yerini bana söyledi o. Ama ne hikmetse kadın oradan da, kayboldu... Nasıl acaba?!
M: Bende bilmiyorum açıkçası.. Tamam bana sordunuz da... ben de bilmediğimi söyledim... zaten o gün ben kaza geçirmiştim...
E: Evet.. Evet... hem de benim arabamla... Başkan hanımının bozdurduğu arabamla!
M:......
E: Bak Mahmut susmanı anlıyorum.... konuşmamanı anlıyorum.. bana güvenmemeni anlıyorum... ona çalışma sebebini de gayet iyi anlıyorum.... ama senin bilmediğin bir şeyi de biliyorum. Ben Şahika'nın ciğerini bilirim, aynı zamanda ikinizin irtibat da olduğunu da, biliyorum. O yüzden lütfen bana oyun oynamayı bırak! Ben senden hiçbir şey istemiyorum. Sadece bana doğruları söyle. Hasanağğli beyi Şahika mı öldürtdü?!
M: Ender hanım siz neler söylüyorsunuz?! Hiç öyle bir şey olur mu? Adam zaten hastaydı, kalp krizi geçirdi.. yani şeker hastalarında böyle şeyler görülür... yemesine, içmesine dikkat etmediği için... yani gayet normal !
E: Peki adam öldükten sonra kurtulmaya çalıştığı kişinin üzerine malının mülkünün yarısını geçirmesi ? O nasıl oluyor? Daha doğrusu ölmeden önce..... yani bu adam eğer karısından kurtulmak istiyordusa, karısı ortalıklarda yoksa, neden tüm mal varlığının, mülkünün tümünü oğluna geçirmedi de,yarı yarıya böldü?! Bu kadar mı seviyordu kaybolduğuna sevindiği eşini?
M:........
E: Bak Çağatay, ailesi ve diğerleri Hasanağğli beyin Şahikayla nasıl evlendiğini bilmiyor... öğreteyim mi?! Eğer ben senin Hasanağğli beye yaptığın oyunları Çağataya anlatsam ne olur?! Hatta Şahikanın denize atılmasının video kayıtlarını bile göstersem? Hatta babasının ölümünde, seni suçlu göstersem ne olur? Ama tüm bunları sana yapmaya bilirim.... yani... neden yapayım ki? Düşman deyiliz öğle değil mi? Hatta arkadaşız bile diyebiliriz. Ama unutma ki, Şahika bulunduğunda, daha doğrusu ortaya çıktığında seni yaşatmayacaktır. Sen onun için tehlike membeyisin. Fazla şey biliyorsun!
M: Ender hanım söyledikleriniz doğru olabilir, ama bunun bir ispatı yok! Anlayışla karşılayın lütfen.
E: Ama ben doğru düşünüyorum. Öyle değil mi?
M: Yani tabii ki .. En azından bildiğiniz bir şeyi bana sormanız bile şu an çok garip. Yoksa burada (ayaklanır)bir kayıt ciha...
E: Hayır hayır (el yeller)Tabii ki yok. Ben Şahikamıyım senin için?!
M: Tamam... bir anda sorunca öyle....
E: Ya sen daha neden yardım ediyorsun ki bu kadına? Siz Hasanağğli beyle kozlarınızı paylaşmadınız mı? Bu adam seni affetmedi mi? Tamam anlıyorum, belkide mecbursun, ama belki de ondan kurtulabilirdin. Öyle değil mi ?
M:....
E: Umarım biliyorsundur. Bana yapılan hiçbir şeyi hiçbir zaman karşılıksız bırakmadım ben. O yüzden bana atmış olduğun kazığın bedelini ödeyeceğini biliyorsundur herhalde. Sen benim evimden kameralar çıktığı gün, Hayati ile konuşacağımı biliyordun. Hayatî Şahikanın yerini söyleyince, bizim gittiğimiz mekandan Şahikanın kaybolması muhtemelen senin işgüzarlığın.
M:Ender hanım ama lütfen...
E: Mahmut... Mahmut....lütfen bilmiyor muyum sanıyorsun?
M: Madem bu kadar çok şey biliyorsunuz neden susuyorsunuz? Anlatsanıza her şeyi Kayaya...
E: Biliyordum... doğru bildiğimi biliyorum.. ama kızdığım şey senin beni bundan haberdar etmemen ! Kaya konusu ise tartışmaya kapalı!
M: Mecburdum...
E:Anlaya biliyorum. Peki ne söz verdi sana ? Yani adam ölürken onun adından sahte evrak çıkarta bildiğin için, demek ki sana vazgeçemeğeceğin bir ödeme ve ya başka bir şey söz verdi.
M: Bence bu kadarıyla yetinseniz sizin için de iyi olur Ender hanım.
E: Sanki küçük çaplı bir tehdit hissettim..(göz devirir)
M: Asla! Sizi hiç bir zaman tehdit etmem... zaten mecburen yaptığım bir şey....2 günden sonra...
Aniden Mahmut'un ortadan kaybolmasıyla soruşturma başlatılmıştı. Tamı tamına 48 saattir haber alınamayan Mahmut'la son konuşan kişinin Ender olması, bunun yanı sıra Kayanın haftalar önce bir mekanda Mahmut'a saldırması üzerine Kaya da, ifade vermek için çağırılmıştı. İşin garip yani ondaydı ki, Mahmut Ender'in odasından çıktıktan sonra şirketten de ayrılmış ve kayıplara karışmıştı. Kendisinden hiçbir haber alamayan arkadaşı Sedai ve annesi polise haber vermiştiler. Ama asıl olay Kaya'nın emniyete çağırılması sonrası Ender'in aklında yaranmış soruyla oluştu.
E: Kaya... Tamam ...benimle muhatap olmasını anlayabiliyorum. Yani şirkette en son benimle konuştu bu adam, ondan sonra kayboldu. Yani o yüzden beni ifade vermek için çağırdılar. Anladım da, peki senin ifade vermek için karakola gitme sebebin ne? Onu anlayamadım!
K: Işte ben adama yumruk atınca, bu olayı da bilen bir arkadaşı mı,kim mi bilemiyeceğim artık,ama benden şikayetçi olmuş.
E: Nasıl yani? Sen bu adama ne zaman yumruk attın ki? Ne zaman kavga ettin Mahmut'la?
K: İşte o gece...
E: Pardon? Kaya hangi gece?
K: Işte hani sen bir mekana gitmiştin ya... Eskiler falan, yeşilçam stilinde...
E: Evet ...Evet .... hatırlıyorum.
K: İşte ben o gece o mekana gelib onun seni öptüğünü görünce...
E: Bir dakika.. bir dakika... sen bunları unutmamışmıydın?
K:(kafa yeller) .....hayır...
E:... ya.... o zaman sen o gece bizim aramızda olan şeyleri de hatırlıyorsun. Öyle değil mi ?
K: Evet..(kısık sesle)
E: Peki neden böyle davrandın? Ben sana daha bir adım atmıştım Kaya!!! Hemde evlilikten sonra! Neden hiçbir şey yokmuş gibi davrandın ?! Benim sana karşı atmış olduğum bunca adımı neden yok saydın?!
K:......(elleri kafasında)
E: Ya neden susuyorsun?! Konuşsana! Anlatsana birer birer! Kaya lütfen susma anlat!
K: Yani Ender... ne bileyim hiç kendimi hazır hissetmedim açıkçası . Yani hem nasıl olsa gidecektim ben...
E:... nasıl olsa gidecekdin... öyle mi? Yani çocuklar olmasa, bizi bir oyuna alet etmeselerdi, sen gidecektin tekrardan? Yani öyle mi ?
K:Evet!(bağırır) Evet Ender! Evet! Aynen öyle... gidecektim. ..
E:(kısık tonla) Bravo sana Kaya..(alkışlar) Demek ki gerçektende, bizim şu anda yaşadıklarımızın hepsi, çocukların zoruyla.... yani bildiğimiz ZORAKİ EVLİLİK bizimkisi....
K: Saçmalama Ender Allah aşkına. Çocuklarmı var burada şuan? Zaten yaptıklarından dolayı tavırlıyız onlara haftalardır. (Elleri belinde)
E: ...ve sen haftalardır bana karşı aşırı soğuksun...onlar gittikten sonra yani..
K: Neden sana karşı tavırlı olayım ki?!
E: Tavırlısın demedim, soğuksun dedim..merak etme çocuklarda gittiği için rahat bir şekilde taşına bilirim artık yanından. Mağlum aslında evime giren korkutucu biri yokmuş ....
K: Ender Allah aşkına yeter! Zaten moralim bozuk ! Birde sen yapma!
E: Moralin neden bozuk ki?! Kardeşin servetine servet katdı . Sen hala otur, üzül. (Suratı asık halde)
K: Sen ciddimisin?! Kadın ortalıklarda yok! Ama sen hâlâ her aklına geleni konuşuyorsun....öldü mü... kaldı mı...bir haber bile yok...
E: Mahmutu bulursak onu da buluruz. Merak etme.(burun kıvırır)
K: Ne demek şimdi bu?!
E: Senin kardeşin, Mahmutun eliyle sahte vasiyetname hazırlatmış. Adamdan olsa kurtulmak istediği karısına malının mülkünün yarısını verir mi hiç?!
K: Seninle bu konuyu taşırmayacağım!(gitmeğe çalışır)
E: Adam sence neden kayboldu? Başından beri Şahikayla elbirmiş. Zaten seni şikayet eden de muhtemelen Şahikanın adamı. Senin sakladığın şeyi öğrendiğimde kavga edeceğimizi biliyordu. Hem nasıl olsa evde kameralar vardı. Atlamış olamaz....
K: Sen gerçekten....
E: Ben kaybolmadan önce Mahmutla konuştum! Telefonun ses kaydedicisi açıktı. Istersen dinlete bilirim sana...tabiki kendinde o gücü toplaya bilirsen...ve ya bana ömrü hayatında bir kez inanmayı seçersen...Her kavganın sonu iyi bitecek diye bir kanun yok ki...Adam içinde ki tüm hırsı kusmadan telefonuna gelen aramayla sakinleşmişti . Karakoldan haber gelmişti oysa ki....Şahikanın bulunduğuyla ilgili....
Yazı hataları için özür dilerim 🙋🏿♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ EVLİLİK |EnKay|
Fanfiction🔞🔞🔞 Her halde aşk evliliği yapmıyoruz...mecburiyet bizimkisi... Hıh...hemde ikinci defa... Ona aşıkmısın peki? Senin için ne fark eder ki? Peki ya özgürlüğün? Benim soyadıma uygun davranmak zorundasın ! Senin o şeytan kardeşin başımı belaya soka...