15

1.2K 49 56
                                    

Hello guys🙋🏿‍♀️ geleceğe seyahat edelim...

7 ay 25 gün sonra....

Kapıya yaklaştı adam. 1 haftadır kadının peşindeydi oysaki. Ama bir türlü kadını yakalayamıyordu . Her an bir bahane ile konuşmaktan kaçıyordu. Daha doğrusu kaça biliyordu. Tıpkı bugün yaptığı gibi.

Bu gün avukatlığını yaptığı şirketin Kuyu holdingle olan sözleşmesinin ayrıntılarını konuşup halledeceklerdi. Ama şirketin CEO'su ve baş hissedarının katıldığı akşam yemeğine, Ender gelmemişti. Kendi yerine Çağatayla birlikte şirketin CEO'u Ercüment bey gitmişti. Kaya Enderin böyle yemeklerden hoşlandığını ve asla kaçırmayacağını çok iyi biliyordu. Ama unuttuğu bir şey vardı. Intikam Ender için soğuk yenilen bir yemekti....

Kapının önünde bir kaç dakika bekledi Kaya. Ardından saatine bakdı. Saat gece 11'i geçmişti. Ama geri dönüş yoktu. Kapının zilini çaldı. Bir kaç dakika sonra kapının ardından ayak sesleri duydu. Buna rağmen bir kaç dakika geçse bile kapını açan olmamıştı. Tekrar zili çaldı...tekrar çaldı...tekrar çaldı...bir kaç dakika arayla tekrar çaldı...
Sinirlenmişti artık adam. Ne yapacağını bilmiyordu. Sinirlerine hakim olmaya çalışsa bile, hiddetle çırpınan kalbinin sesi kendi kulaklarını batırmaya yetiyordu. Yumruk haline getirdiği elini kapıya çarpmasıyla kapının ardından gelen çığlıkla bağırmaya başladı.

Ender aç kapıyı!
Oradasın biliyorum!
Aç konuşalım! Bıktım artık! Aç!

Durmadan yumrukladığı kapının sesi ve bağrışlarına Caner uyanarak alt kata inmişti bile.

C: Abla bu ses ne? Kayanın sesimi o?(uykulu gözlerle)
E: Polisi ara Caner çabuk!
C: Ne polisi abla?
E: Caner çabuk! Haneye tecavüzden dava açacağım! Böylece boşanma işini garantileyeceğim.
C: Ya abla delirdin mi sen? Ne boşanması?! Çekil şurdan (kolundan tutub çeker )
E:(bağırır) ya hayır.... ne yapıyorsun Caner ?? açma!!! hayır!! olmaz...

Ablasının direnişlerine aldırış etmeden açtı kapını Caner. Anında kapının önünde yüzü ellerinden daha kırmızı olan adamı görmesiyle "siz konuşun ben dışardayım " diyerek terk etti evi. Ablasına rest çekmiş sayılırdı bu yapmış olduğu hareketle adam.....ama onu seviyordu ve onun mutluluğu için, her şeyi yapa bilirdi ....her şeyi.

Nefret dolu gözlerle baktı adamın sinirli suratına kadın. Özlediği o sima şuan karşısındaydı. Ama kin doluydu ona karşı. Şarkıda da değildiği gibi- Içinde aşk var, yüzünde kin...

E: Ne istiyorsun?!(bağırır)
K: Neden açmıyorsun kapıyı? O kadar mı korkuyorsun benden?(karşısında durur)
E: (kahkaha patlatır) Benmi? Senden? Londra sana hiç iyi gelmemiş . Kendine olan hayranlığın artmış. (Ellerini göğsünde birleştirir)
K: Neden kaçıyorsun benden?!
E: Yüzünü görmemek için ola bilir mi?
K: Korkuyorsun benden...o kadar belli ediyorsunki?!
E: Ben hiç kimseden korkmam Kaya! Kendini kandırma!
K: (üzerine yürümeğe başlar) öyle mi? O yüzden mi şimdiki halin?
E: (arka arkaya gider) ne varki halimde?
K: (yürür) Titriyorsun ...(kısık sesle konuşur)
E:(kafası dik halde durur) Terk et evimi hemen!(eliyle kapıya işaret eder.)

Kendine sinsice bakan adamın dudaklarına kaydı gözleri kadının. Hafif aralıydı ikisininde dudakları. Sanki bunca ay sonra ikisi de bir birinden hamle bekliyordu. Teslim etmek için kendini....

E: (Kapıya yaklaşır) Çık git evimden. (Kapıyı açar)
K: (kolundan çeker) Hiç bir yere gitmiyorum! (Kapını kapatır )
E: Canımı acıtıyorsun!(bağırır). Bırak!
K: Şans ver bana...hiç olmazsa sakin kafayla konuşalım...
E:(kolundaki elini çekmeye çalışır) Konuşacak hiç bir şeyim yok benim. Bırak!!(çırpınar)
K: Sen hâlâ benim eşimsin...unuttun galiba?(kısık kısık nefes alır)
E: Ne manası var ki? Sen orada, ben burada...(çırpıması durur)
K: Geldim ama...(eli kolunda)
E: Niye gittin ki?!
K: Sen gayet iyi biliyorsun!
E: Hıh...o zaman sende şimdi neden bu evi terk etmeli olduğunu çok iyi biliyorsun!
K: Ben senin eşinim ve hiç bir yere gitmeyeceğim...buna hakkım var.(dudaklarına bakar)
E: Sen benim sana tanıdığım o son hakkı bile kaybettin... hem de ben senin için o kadar çırpınırken...(gözünü yere diker)
K: (kolunu bırakır) Gel yeniden deneyelim. (Belini tutar) SON KEZ şans ver bana. Kendimi sana affettirmek istiyorum...hatalarımı telafi etmek....geçmişteki gibi mutlu olmak...aynı çatının altında olmak.... birlikte uyumak...birlikte uyanmak istiyorum...(kadının çırpınışlarına aldırış etmez)
E: Ben sana yalvarmıştım hatırlıyor musun? "Birlikte buradan çok uzaklara gidelim Kaya...ne olur... " demiştim. Sen Londraya gitmeden önce. Ne oldu? Bir mektupla beni bırakıp tekrar döndün...senin evine geldiğimde bulamadım seni...aynısını sana da yaşatacağım!
K: Şimdi buradayım ama...
E: Dönmüştün hani?! Niye tekrar gittin???? Benimle evliyken neden gittin?? Şimdi hangi yüzle kapımdasın ?! Peşimdesin ?! Düş artık yakamdan...düş..bırak beni...istemiyorum seni..(itmeğe çalışır ) dokunma bana!
K: Biz hâlâ evliyiz...istediğim an sana dokuna bilirim...(belini sertçe sıkar)
E: Ben istemediğim sürece asla....(ellerini kollarından omuzlarına sürükler)
K:(Kendine sıkar) hâlâ benimsin sen...hâlâ resmen benim karımsın (sırtını okşar)
E: Tek sorun oysa boşanırım bende....(kollarını boynuna dolar)
K: imkansız...(boynuna yaklaşır)
E: Boşanacağım....senden....(nefes almağı zorlaşır) çok yakında hemde....

ZORAKİ EVLİLİK  |EnKay|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin