22.Bölüm

8.2K 274 36
                                    

Bölüm şarkısı: " Müzik Kutusu " ✨

Emre: " Güneş iyi misin"

Ahu: " Kızım iyi misin "

Güneş: " İyim bir an başım döndü önemli değil "

Emre: " Emin misin "

Güneş: " Evet eminim"

Ahu: " Tamam hadi şuraya da girelim"

Emre: " Tamam anne"

Güneş: İçeriye girdiğimizde buranın bir antikacı olduğunu anladım antika şeyleri çok severdim bana anlamlı ve değerli geliyor biraz daha inceledim etrafa göz atarken gözüme bir müzik kutusu takıldı elimdeki ni yavaşca yerine bırakıp müzik kutusunun yanına gittim elime aldığımda elim toz olmuştu buradaki eşyalar çok temiz gözüküyordu bu müzik kutusu niye tozlu ki bunu boş verip incelemeye başladım çok hoş duruyordu onu biraz daha incelerken yanıma yaşlı bir amca geldi

Amca: " Merhaba hanım kızım "

Güneş: " Merhaba  amca "

Amca: " Çok sevdik bir birimizi çok "

Güneş: " Neden bahsettiğiniz anlamadım"

Amca: " O daha on yedi yaşındayken bir birimize sevdalandık gerçeği bende çok büyük değildim on sekiz di yaşım o zamanlar toy dum neyin doğru neyin yanlış olduğunu yeni yeni öğrendiğim zamanlardı çok sevdik birbirimizi ölümü göze alacak kadar öyle böyle aradan bir yıl geçti sabrım kalmamıştı artık Işıla konuştuk anlaştık o gidip ailesine haber verdi bende anamı alıp istemeye gitik babamı o zamanlar kaybedeli üç yıl olmuştu tabiki de elime çiçeği mi çikolata mı alıp gittik. Kapıyı çaldığımda hemen açıldı kapıyı açan Işıldı o kadar güzel olmuştu ki ismi gibi ışıl ışıl dı bizi içeriye davet ettiğinde hemen içeriye girdik annesi ve babası içeride oturuyordu he unutmadan iki tane abisi de vardı işim zordu ama olsun dedim o benimle olsun da ne olursa olsun . Onlarda içeride oturuyorlardı içeriye girer girmez annesi ve babası ayağa kalktı tokalaşıp oturduk Işıl mutfaktan  geliyordu elindeki tepside kahveler onu okadar çok seviyordum ki o tuzlu kahveyi içmek için sabırsızlanıyordum kahveyi ilk büyüklere uzatı en son sıra bana geldi hemen elime aldım etrafıma baktığımda ailesinin gözü üstümdeydi o kahveyi içe bilicekmiyim diye bakıyorlardı gülümseyip bir kahveyi ağzıma götürdüm bir dikişle kahveyi içtim kahvede ne ararsan vardı ama bunu umursamadım sevdiğim kadına kavuşmak için sabırsızlanıyordum kahveyle bir alakası olmadığını biliyorum ama yinede o zaman herşeyi kahveye bağladım sanki o kahveyi içersem Işıl benim olacaktı . Kahveyi sehpanın üstüne koydum tekrar etrafta göz gezdirdiğim de memnuniyetsiz yüzler gördüm anam ve Işıl hariç ama abileri annesi ve babası memnuniyetsiz di anam iş uzamasın diye hemen konuya girdi . "Gençler bir birini görmüş beğenmiş bizede onları kavuşturmak düşer Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızınızı oğluma istiyorum " dedi Babası ve annesi bir birine baktılar babası lafa girdi bende size verecek kız mız yok başımdan aşağıya kaynar su döküldü sanki o gün oradan çıktık bir ay hiç konuşmadık ben dayanamayıp okuduğu okulun kapısında okuldan çıkmasını bekledim çıktığını görünce ıslık çaldım ağzımla hemen gözünü etrafta gezindirdi gözleri beni görünce yüzünde büyük bir gülümseme oldu hemen yanıma doğru geldi yanıma gelince ışıla sarıldım ne olduğunu anlamaya çalışıyordu Işıl ne olduğunu bana sen benden vaz geçmedin mi dedi bense hayır diye cevapladım derin bir nefes alıp ona benimle kaçar mısın diye sordum hiç düşünmeden evet dedi gece bir iki gibi kaçarız dedim anam o zamanlar köye gitmişti zaten köyde yaşıyordu da benim için gelmişti geldiği gibi de gitmişti zaten neyse saat gece iki gibi evlerinin önüne gelmiştim hemen onun odasının balkonun olduğu tarafa gittim onu bekledim camına küçük bir taş atım hemen bohçasıyla birlikte bana baktı ve gülümsedi odası çok yüksekte olmadığı için aşağıya atlamasını söyledim oda kafasını aşağıya yukarıya doğru saladı ilk bohçası nı atı sonra kendini bana bıraktı bende kollarımı açıp onu bekledim zaten zayıftı senin gibi onu hemen tutum aşağıya yavaş yavaş bıraktığımda hemen bana sarıldı bende gülümseyip ona benim evime gideceğimizi söyledim oda benim gibiydi sadece bana kavuşmak istiyordu ama ne yazık ki dilediğimiz gibi olmadı . Eve gidip o başka bir odada ben başka bir odada yatıp uyuduk ben her şeyi düşünmüştüm onun benimle kaçaçağın dan emindim nikah tarihi almıştım sabah olduğunda hemen yanına gidip söyledim oda çok mutlu olmuştu her ne kadar onu teli duvaklı gelin edemesem de . Neyse işte öyle gidip nikah kıydık babası ve abileri onu evime getireceği mi düşünmemişler o yüzden hiç evime gelmemişler neyse nikah kıydık tan üç ay sonra Işıl hamile kaldı okadar çok mutlu olduk ki gel zaman git zaman derken beş  aylık olmuştu bebeğimiz Işılın karnı büyümüştü bir kızımız olacakmış  Işıl ve ben çok mutluyduk gene bir sabah beni işe geçiriyordu ışıl ben işe değilde çarşıya çıktım ona hediye almak için gerçeği hediye onun yanında sönük kalırdı ama işte o zamanlar elimden onlar geliyordu biraz daha gezinirken gözüme bu müzik kutusu takıldı elime alıp biraz inceledim buna karar kıldım hediye paketi yaptırıp eve doğru gitmeye başladım evin önüne geldiğimde zile bastım bir iki dakika sonra kapı açıldı ışıl gülen yüzüyle bana bakıyordu içeriye geçtiktiğimde ışıl yanıma oturdu hemen onu öpüp hediyemi verdim teşekkür edip hediyemi açtı müzik kutusunu gördükten sonra yüzünde kocaman gülümseme oluştu hemen sarıldı gülümsedim . Sabah beni işe geçirirken onu bilimlercekez sarıldım öptüm hiç sarılmaya doyamadım içimde kötü bir his vardı ama bunu umursamadan işe gittim üç dört saat sonra işten çıktım eve geldiğimde kapıyı iki üç kez çaldım ama kimse açmadı biz alt kata oturuyorduk hemen arka tarafa dolandım mutfak balkonundan içeriye girdim Işıl diye sesleniyordum ses yoktu en son salon geldi aklıma koşa koşa salona girdim ama girmez olaydım yerde kanlar içinde yatıyordu olayı onu hastaneye kaldırdıktan sonra anladım abileri öldürmüş döve döve ya inana biliyor musun senin kardeşin karnında yiğenini taşıyor hiç acımadan dövmüşler hamile olduğu neymiş anlamamışlar ne olursa olsun onu dövmemelilerdi annesi ve babası yıkılmıştı zaten abileride hamile olduğunu duyunca defalarca benden özür diledi  onları umursamadım doktoru bekledim bekledim sonunda çıkmıştı ama söylediği şeyle doktorun tekrar içeriye girip bir iki dakika daha çıkmamasını istedim Işılım ölmüştü hemde karnındaki bebekle. Kızımla ölmüştü abileri yüzünden o zamandan sonra o eve bir kez girdim o da Işıl ın bana ondan kalan eşyalarını almak  sadece bu müzik kutusu ve onun kokusu gitmesin diye yalvardığım kıyafetler var. O kadar birde onu benden alan kara toprak ve abileri var en son abilerini bir yıl önce görmüştüm mezarlıkta vicdan azabı çekiyorlardı ama çeksinler onlar yüzünden iki can gitti biri daha doğmamış doğmak için can atana bir bebek birde o bebeği kucağına almak için sabırsızlanan bir kadın ikisini kara toprağa gömdüm ama şu gözlerimde o gülümsemesi gitmiyor en önemlisi de onu bulduğum hali gitmiyor gözümün önünde "

Amca: " Şimdi giyeceksinki bunu bana niye anlatın anlatmak istedim ışıla çok benziyorsun saçın gözün aynı onun gibisin senin sayende unutuyor olduğum yüzünü hatırladım teşekkür ederim"

Güneş: " Allah rahmet eylesin nurlar içinde yatsın"

Amca: "Adım Kerim kızım senin adın ne hanım kızım"

Güneş: " Güneş adım Güneş "

Kerim amca: " Ne güzel isim"

Güneş: " Teşekkür ederim "

Kerim amca: " Burası benim kızım antika eşyaları çok severim o yüzden böyle bir yer açmak istedim bu müzik kutusu benim için çok anlamlı o yüzden gözümün önünden ayırmıyorum"

Güneş: " Peki kerim amaca ben uğrarım tekrar görüşmek üzere kendine iyi bak"Dediğimde Kerim amcada gülümsedi antikacıdan çıktık

Ahu: " Haydi eve gidelim çocuklar"

Emre; " Sen git anne biz güneşle biraz daha buralarda dolaşacağız "

Ahu: " Peki tamam oğlum dikkatli olun"

Güneş: " Emre olm manyak mısın hadi gel eve gidelim zaten yoruldum hadi "Ahu abla gittikten sonra Emre'ye sordum

Emre: " Sürpriz "

Merhaba yazım yanlışı olabilir pardon yorumlarınızı mutlaka bekliyorum ..........🖤👼🏻✨

Kanatsız MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin