-2-

732 30 1
                                    

  Sabah kulaklarımın zarını patlatacak derecede bir gürültüyle uyandım. Kapıya hışımla vuran babama aldırmayarak kafamı yastığa gömdüm. Babam sonunda '' Polen kalk , hazırlan. Uçağa yetişemeyeceğiz senin yüzünden. Biraz usturuplu giyin yarım saate hazır ol .''.Kafamı yastıktan kaldırma zahmetinde bulunmadan '' Tamam be anladık .'' dedim. Kapıda bir şeyler homurdandıktan sonra ayak seslerinden gittiğini anladım.

Zorla yataktan kalktım. Odanın içerisindeki minik lavaboda makyajımı yapıp diğer işlerimi hallettim. Odaya geçtikten sonra dün gece yere savurduğum şortu üzerime geçirdim. Aşağıdaki bavulumdan kıyafet almam gerekiyordu. Kapının kilidini çevirip hızlıca merdivenlerden aşağıya yöneldim . Küçük bavulumu alıp odaya geri döndüm. Odaya geldiğimde bavulu yatağın üstüne koydum. İçinde en kapalı olan pantolonumu aldım. Şortumu çıkarttıktan sonra pantolonu üzerime geçirdim. Üzerine de göbek kısmı açık askılı salaş tişörtü geçirdim. Etrafa savurduklarımı toparladıktan sonra kol çantamı da alıp aşağıya indim. Babam kapıyı açmış, kapının eşiğinde telefonla konuşuyordu. Beni fark edince telefonu acele ile kapadı . Üzerimi süzdükten sonra '' Bu pantolon ne saldırıya uğramış gibi yırtık pırtık onu geçtim tişörtün yarısı nerede kızım beni zor duruma sokacaksın.''dedi. Tam olarak beklediğim tepki bu olduğundan göz devirip '' Daha kapalı kıyafetim yok hem zaten bu benim giyim tarzım ayak uydurun.'' diyerek  bavullarımdan bir tanesini daha alıp kapıya yöneldim.Bu sırada babam kolumdan tuttu.'' Bak Polen, karşındakinin kim olduğuna dikkat et. Düşünmeden konuşuyorsun. Mardin'e gittiğimizde oradakilere karşı saygılı olmalısın. En kısa sürede de üzerine başına adam akıllı bir şeyler alacağız.'' laflarını bitirdikten sonra babama bakıp '' Tamam ya aynen '' deyip evden çıktım.

Beş saatin sonunda şuan babamla beraber Mardin'deydik. Arabadan dışarıyı izlerken bir anda araba durdu. '' Geldik mi ? '' diye sorduğumda babam bana döndü elimi avucunun içine aldı. '' Bak Polen. Burası ne yaşamış olduğun Beverly Hills nede o gördüğün İstanbul. Ben seni az çok anlıyorsam buranın insanı seni anlamayacak . Senden buradaki hiç bir şeye karışmamanı ve buraya ayak uydurmanı istiyorum. Sen kendini zor duruma sokarsan bir baba olarak burada seni ben bile koruyamam. Buranın kuralları ağır töreler işler burada. Birde Badil ağanın torunu Hezan aşiretinin kızısın. Bu aralar ortalık karışık sana anlatmamın sebebi de böyle ters bir zamanda yanımda olman. En ufak sıkıntında bana gel. Babaannene ,dedene, halana falan değil bana çünkü buralarda farklı düşünen bir benim .'' ben bu ciddiyete anlam veremeden başımı salladım ve'' Elimden geldiğince ayak uyduracağım baba.''dedim.

 Şuan bulunduğum mekan kusma isteğimi tetiklemekten başka bir şeye yaramıyordu. Konak denilen bu yerin daha dış kapsında bu hisle mücadele ederken kapı açılınca kulağımı dolduran uğultu da cabasıydı. Yaşlı esmer bir kadın gelip babama sarıldı . '' Benim yiğit oğulum , mert oğulum hoş geldin ocağına . '' .Ben kadının söylediklerine kıkırdarken gözleri beni buldu. Tanımaya çalışırcasına suratıma bakarken babam lafa girdi '' Anam, torununu tanıyamadın mı ? Benim biricik kızım Polen. '' dedi. Kadının gözleri birden parıldamaya başladı . Elini bana doğru uzattı anlamsızca bakarken babam kaş göz işaretiyle elini öpmem gerektiğini anlatmaya çalışıyordu. Kadının , konuşulanlardan sonra babaannem olduğunu anladım, uzattığı elini öpüp anlıma koydum. Babaannem ellerini yanaklarıma koyup '' Maşallah , tü tü tü, ne kadarda büyümüş serpilmişsin kızım son gördüğümde daha bebeydin.'' gözleri kıyafetlerime kaydı '' Ah ahh bu nasıl giyinmektir kızım , laf söz olur burada her yerin meydanda ayıptır .''dedi.Bu lafları duyana kadar babaannemi sevmişken birden bu kararımdan vazgeçtim . '' Bizim orada ben böyle büyüdüm buraya alışmam biraz zaman gerektirecek o zamana kadar etraftakiler bana göz yumsun babaanneciğim.'' son kısıma baskı yapıp gözleri pörtleterek babaanneme gülümsedim . Babaannem '' Ay dili de ne uzun ayıp kızım böyle konuşma. Neyse dediğin gibi alışacaksın. Hadi gel dedenin yanına gidelim çok sevinecek seni görünce.'' babaannem kolumdan tutup sürüklemeye başlayınca dönüp babama baktım. Bana eliyle rahat ol anlamında işaret ettikten sonra gülümsedi.

Merdivenlerden çıkarken babamda bavullarımı bir kadına verip peşimizden geldi. Sonunda kocaman bir alana geldik. En başta dedem olduğunu düşündüğüm kişi ,yanında bir kadın ve iki erkek vardı. Bizi fark edip kafalarını çevirdiler. Babaannem '' Ağam bak sana kimi getirdim. Torunumuz Polen ne kadar büyümüş değil mi ?" dedi. Dedem ayağa kalktı . Elini öne uzattı ve ben yine öptüm . Dedem beni süzmeye başladı sonunda " Kızımız çok güzel maşallah kocaman olmuş. Baver hanım Banu'yu da alıp kızımıza üst baş bakın . Buraları anlatın uzaktan geldiği belli oluyor üstünden . Akşama aşiret toplanacak torunumu da bir görsünler.". Bu laflar üzerine yanındaki kadın kalktı " Polen güzelim ben halan Banu gel hadi önce odanı göstereyim sana sonra dışarı çıkalım." konuşmaya gerek duymadan başımı sallayıp halamı takip ettim.Odaya geldiğimizde bana " Halam üzerine daha uygun birşey giy burada böyle laf olur."dedi. Yine kıyafet konusu olunca dayanamadım. "Benim en kapalı kıyafetim bu ya ne oluyor size herkes kıyafet diyor."dedim. Halam tepkime şaşırdı "Anam kız zilliye bak sen bana cevap verme al üstüne şu dolaptan bir hırka çıkalım." diyerek dudak astı.

Halamla zar zorda olsa biraz dolanıp konağa geri geldik. Bu dolanma esnasında bana zorla bir iki tişört aldırdı. Konağın kapısından girdiğimiz an bir curcunanın ortasına dalmış gibi olduk. Halam " Al halam sen bunları odana çık ben seni almaya geleceğim." diyerek poşetleri elime tutuşturup gitti. Odama çıkarken bir yandan da saydırıyordum " Oran açık Polen yok bilmem ne Polen dinlemeye mecburdum sizi ya!". Tam odamın olduğu tarafa döneceğim sırada dedemlerin oturduğu büyük alandaki kalabalık gözüme çarptı. Odama geçip bavulumdan çıkartıklarım ile üzerimi değiştim. Saçlarımla uğraşırken kapım çalındı. Halam içeriye girdi.."Deden çağırıyor. Hadi." , "Tamam." dedikten sonra çantamın içinden günlerdir bakamadığım telefonumu alıp halamın peşine takıldım. Sabah dedemin oturduğu yere geldik. Neredeyse 50 kişi şuan burada ve bana bakıyordu. Bu sırada dedem yanıma geldi. " Bu oğulum Fırat'ın kızı Polen. Bu zamana kadar annesi ile Amerika'daydı. Artık yanımıza döndü. " dedi.Dedemle beraber oturduk. Kalabalıktan bir kadın " Badil ağam kaç yaşında kızımız ?" diye sordu dedem bana dönerek "On yedi." dedi. Kadın sinsi bakışlar ile " Evlenme çağına gelmiş, kısa zamanda evlendirmek lazım." dedi. Tabi ben dayanamayıp "Şaka mısınız hanımefendi ?." dedim bozuk Türkçe'min hafif azizliğiyle. Dedem kaşlarını çatıp kadına " Daha kız yeni gelmiş sen ne diyorsun hanım. Yaşı ufak henüz."diye sinirlice konuştu. Kadın dedemin lafı üstüne susmak zorunda kaldı ,bende buna karşın memnunca yerime dahada yayıldım.

Anlamadığım saçma muhabbetlere kulak asmayıp telefonumu açtım . Bir sürü sms , Whatsapp mesajı ve bildirim geldi. Bir kaç mesajı yanıtladıktan sonra oyun oynamaya başladım . Oyuna daldığım sırada bir silah sesi duyuldu. Herkes ayaklandı. Fark etmediğim bir yerden babam çıkıp beni oturduğum yerden kaldırıp arkasına aldı.Dedem " Kim bu hadsiz ?!." diye ayaklandı . Bu sırada bir ses duyuldu.

"Badil ağa , torunun Barzan kızımız Berivan'ı kaçırdı. Kan dökülecek ,kan ." Sesin sahibini gördüğümde hala aklıma gelip beni heyecanlandıran şirketteki adam olduğunu gördüm.

Görüşlerinizi yorum olarak yazar ve oy verirseniz sevinirim .! xo

Aykırı ( DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin