Sabahın 9'unda Afran'ın talimatı üzerine halam tarafından hazırlanmıştım. Avluda bir gözüm açık bir gözüm kapalı beklerken Afran içeriye giriş yaptı. İlk gördüğümde ki gibi karizmatikti. Düşüncelerimi sesi böldü " İncelemen bittiyse yürü hadi ."dedi, dudak büzdüm." Yok birazda sağ tarafına dön öyle inceleyeyim ."dedim. Şaşkınca bir bakış attı.Büyük ihtimalle bu tür bir cevap beklemiyordu. Daha fazla uzatmamak adına kalkıp kapıya yöneldim . Beni geçip kapının önünde ki arabanın kilidini açtı. " Arkaya bin annemi de alacağız."dedi,işime geldi. Arka koltuğa yerleştim. Ona yakın durup sinirlerimi bozmayacaktım en azından. On dakika sonra başka bir konağın önünde durduk. Telefonum ile ilgileniyordum . Şarjımın yüzde on iki olduğunu fark edince telefonu arka cebime tıktım. Şoför koltuğunun yan tarafındaki koltuğun başına çenemi dayayıp dışarıyı izlemeye başladım. Afran " Kaç yaşındasın ?" diye sordu . " On yedi." dedim " Aramızda altı yaş var çocuk sayılırsın ."dedi, sanki yaş umurumdaydı. Sinirle " Çocuklardan farklı şeyler yapıyorum o yüzden çocuk sayılmam ." dedim bu sırada kapı açıldı ve Afran'ın annesi Liyan , adını halamdan öğrenmiştim, koltuğa oturdu. Bana bir bakış yollayıp oğlu ile sohbete daldı.
Çıktığımız bilmem kaçıncı mağazaydı. Lazım olan çoğu şeyi almıştık. Liyan , Afran'a benim işim var siz gidin diyerek bizden ayrılmıştı. Afran ile arabanın yanına geldiğimizde yine arkaya yöneldim . " Öne geç." dedi . Ses çıkarmadım. Eve gideceğimizi sanmıştım ama hafif yeşilliğin olduğu boş bir alana gelmiştik. Afran arabadan inip bana da işaret verdi. Arabadan inip yanına geçtim. Konuşmaya başladı .
" Bak bazı şeyleri açıkça konuşalım. Seninle kardeşim için evleniyorum. Benim sevgilim var. Evli olmamız görüşmeme engel olmayacak. Sen sadece kağıt üzerinde karım olacaksın." dedi. Sevgilim var dediğinde çok kötü olmuştum. Sevgili olmasına aslında şaşırmamalıydım. Yakışıklıydı ve boş duracak değildi. Kafamı başka yere çevirip " Yaşam tarzıma , giyinmeme ve insanlar ile arama girmediğin sürece senin ne yaptığın beni ilgilendirmez." dedim. Stresliydim ve sinirlenmiştim.Bunu üzerimden atmak için çantamdan bir dal sigara çıkarıp yaktım. Daha iki duman çekemeden elimden alıp attı. Bir eliyle bileğimi sıkıca tuttu. Canım acımıştı. " Her ne sebeple olursa olsun eşim olacaksın ailemin adına yaraşır davranacaksın bunu unutma. Nasıl yetiştin bilmiyorum Amerika'da ama burada saygı, edep ve ahlak her zaman olacak. Büyük bir aileye giriyorsun."dedi ve bileğimi hışımla bıraktı. Canımın acısını umursamayarak sinirle " Sen kendine bak ben bu dağ başına Amerika'dan geldim. Senin istediğin kalıplara giremem. İçkide içerim , ot da çekerim hatta partilerde dans ederim ben. Böyle bir yaşamdan gelip ne yapmamı istiyorsun ? Sen sevgilini al mutlu ol ya bana ne olsun.Sürüneyim mi ? Hayatımı sana ve ailene mi bağlıyayım ? Yaptıklarıma karışmayacaksın o zaman."dedim. Kaşlarını çatıp " Ne diyorsun sen ot ,parti falan doğru söyle bana ailenin adına laf getirecek bir şey yapmadın değil mi ?" diye sordu. Sadece namus ve gururu için bu soruyu sorduğundan kendime yediremedim. " Sanane hiçbir zaman öğrenemeyeceksin zaten zar benim sonuçta ." diyerek şaşkın ve sinirli bakışları altında kendimi arabaya attım.
Halamın bana zorla dayattığı siyah elbiseye baktım. " Hala bu çok kapalı rahibe gibi giyemem bunu." dedim.Halam" Kız ne güzel elbise ay aman ne yaparsan yap ama usturuplu giyin." diyerek kendini koltuğa bıraktı ve benim dergilerimden birine bakmaya başladı. Sonunda lacivert bir elbiseyi yatağın üzerine ayırdım. Büyük bavulumdan da beyaz spor ayakkabılarımı çıkardım. Üzerimdekilerden kurtulup iç çamaşırlarıyla kaldım. Halam gözlerini bana dikti " Kız maşallah ne güzel fiziğin varmış.İstersen bir duş al çabucak."dedi. Halamın fikri aklıma yattı çünkü kendimi pis hissediyordum . Gösterdiği çekmeceden bir havlu alıp duşa girdim.
Afran ailesi ile avludaydı. Halam bana mutfakta kahve yapmayı anlatıyordu. Ben ise kapı eşiğinden içeriyi izliyor , dinliyordum. Babam tedirgin duruyordu. Çekdar Ağa direkt konuya girdi. " Ziyaret sebebimiz malumdur. Hayırlı iş, Polen kızınızı Afran oğlumuza istiyoruz." dediğinde babam asık suratı önce dedeme baktı sonra " Zaten durum belli hayırlı olsun diyelim." dedi. Çekdar Ağa '' O zaman kahvelerimizi içer yüzükleri takarız.'' dedi, babamda kafası ile onayladı. Halam kapının eşiğinde yanıma geldi '' Polen kahveleri ayarladım ben geçip oturduktan sonra getiriver. En büyükten başla dağıtmaya. Dedenden yani.''dediğinde derin bir iç çektim ve ''Tamam hala tamam. ''diyerek geçiştirdim. O dışarıya çıktıktan sonra tezgahta duran kahvelerin başına geçtim. Çok mide bulandırıcı olsa bile beni bu pis işe alet ettikleri için Afran ile ailesinin kahvelerine bir güzel ,kesinlikle köpüklü olması için, tükürdüm. Babamların kahvelerini kendime göre ayırdıktan sonra avluya geçtim. Dedemden başlayarak tüm kahveleri onlara dağıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aykırı ( DÜZENLENİYOR)
RomanceRenkli ışıkların altında süren Amerikan rüyası bir anda zorlu bir sürece girer