-15-

469 25 6
                                    

Bu bölümünde bir kısmını da Polen'in annesinin bakış açısından yazmış bulunuyorum .

2 hafta sonra

 Damadıma yumruk atmamın üzerinden tam iki hafta geçmişti. Budala çocuk. Suratında ki morluğun bir hafta daha orada kalacağından emindim.Polen ise aynıydı, temaslara tepki göstermemişti. Yaraları iyileşiyordu fakat hala uyanmamıştı. Doktorlar uyanacağını söylüyorlardı bizde çaresizce bekliyorduk. Kavgamızdan sonra Liyan sadece öğleye doğru gelip bir kaç saat burada bekliyor sonrada gidiyordu.Fırat ise benimde dinlenmem gerektiğini söylemiş zorla da olsa konağa getirmişti. Buna ben pek sıcak bakmasam da Badil 'ağa' bile kalkıp '' Biz dedesi , babaannesi isek sende annesinin dinlen ki uyandığında seni iyi görsün.'' demişti. İki gün dinlenmiş ve hastane maratonuna geri dönmüştüm.

 Kafeterya da Fırat ile oturuyorduk. Kahvemden bir yudum aldıktan sonra '' Düşündüm ki Polen uyandığında kalan tedavisini Amerika'da yaptırabiliriz . Sen ne dersin ?''diye sordum.  Kafasını önündeki kağıtlardan kaldırıp bana baktı. '' Bir şey için fikrimi sordun yoksa ben hayallere daldım ?''dediğinde kaşlarımı çattım. '' Birincisi içinde benim olduğum hayallere dalarsan boğulursun. İkincisi Polen'i tek başıma yapmamış olduğuma göre babasına fikrini soracağım değil mi ?.''dedim. Yalandan öksürdü. '' Her neyse öncelikle uyanması sonrasında ise bunlara karar vermemiz gerekiyor. Biliyorum kızımızı bırakmak istemiyorsun belki ama bunun için çok geç. Onu alıp götüremezsin , Afran ile evliler , bir zamanlar senin ve benim olduğumuz gibi anlamadın mı hala , evlilik diyorum. Sergerler bize benzemez , senin gelini alıp getirmen kaçırma sayılır arkanızdan kan akıtırlar. Polen'e de kıyarlar ve ben bunu istemiyorum.'' dedi.Yanaklarımı şişirdim gözlerimi etrafta dolaştırırken koşarak gelen Banu'yu fark ettim. Fırat'ta bakışlarımı takip edip baktığım yere odaklandı.Bir anda Polen'e bir şey olmuş olabileceği fikri aklıma gelince yerimden fırladım.Benimle birlikte Fırat'ta yerinden fırladığında Banu yanımıza gelebilmiş ve içimi rahatlatan cümleyi söylemişti. '' Polen uyandı ! ''

Polen Serger

'' Polen , beni duyuyor musun ? '' etrafı hala bulanık görmeme rağmen bu kalın sesli adam kulaklarımı sağır etmişti bile. Zorla ''Hım'' tarzı bir ses çıkarıp bulanık gören gözlerimi geri kapattım. Kalın ses '' Ailesine uyandığını haber verdiniz değil mi ? ''dediğinde ince bir ses karşılık verdi. '' Evet , hepsi gelip görmek istiyor .'' dedi.Tekrar gözümü açtığımda görüntüm biraz daha netleşmişti. Kalın sesli adamın şuan doktor olduğu fark etmiştim. Tepemde duruyordu. Elindeki ışığı gözüme tutacağı sırada kolumu kaldırıp onu kış kışlamaya çalıştım. Vücudumun her yerini ele geçiren ağrılar eylemimi yarıda kesince ''Ay! Bu ne böyle ?'' diye sinirle soludum. Hemşire kıkırdarken doktor yalandan öksürdü. '' Bu senin anlayabileceğin dilde yüksekten sırt üstü düştüğü halde uyanmayı başarabilen bir insanın uyandığı zaman oluyor. Biraz saçma ama aynen böyle. Şimdi küçük hanım biraz dinlen yarım saat sonra tekrar geleceğim. ''deyip kapıdan çıkmadan hemşireye döndü. '' Yanına kimseyi alma , hala durumu ağır.''dedi.

 Doktor çıktıktan sonra hemşire kız yanıma gelip kolumdaki ince borularla bir şeyler yaptı. Daha sonra tepemdeki seruma iğneyle bir sıvı verdi. Benim ona baktığımı görünce '' Bu ağrı kesiciydi . Uyanmış olduğundan acı ve ağrı seni daha çok rahatsız edecektir ama bu sana rahat ettirecektir.''dedi.Hemşire hala bir şeyler yaparken üzerime çöken ağırlık ile gözlerimi kapattım.

Yine o kalın ses '' Bakın siz buraya girdikçe damadınız çıldırıyor sonra beni tehdit ediyor. Emin olun o çılgın adamdan korkuyorum beni zor durumda bırakmayın.''dedi.Karşısında ki kişi cevap vermemiş seslerden anladığım kadarıyla da odadan çıkmıştı. Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda doktoru tepemde buldum. Karnımın verdiği sinyallerle gaza gelip '' Bana hamburger istesenize sanırım açlıktan öleceğim.'' dediğimde doktor bana dik dik bakınca '' İçecek kola olsun birde büyük boy .''diye ekledim.Doktor dik dik bakmaya devam edince '' Ne bakıyorsun doktor bey açım diyorum.''deyip yerimde biraz kıpırdandım fakat vücudumun ayrı ayrı yerlerine giren acılar yüzünden hareketi kestim. '' Hastan açlıktan ölsün mü istiyorsun ?'' diyerek acındırma yaptığımda sonunda cevap verdi. '' Kıtlıktan çıkmış kısmın biraz haksız uyuduğun süre boyunca serumla besin takviyesi yaptık. Şuan yeni uyandığın içinde sıvı yiyeceklerle başlayacağız o nedenle hamburgeri unutacaksınız hanım efendi . '' dedi.Homurdandım '' Sanki bir ay sıvıyla beslemiş gibi konuşuyorsunuz.''dedim. Doktor kapıya ilerlerken '' Yirmi üç gün uyumuş olman beni haklı kılar. Şimdi sizi görmek isteyen birileri var ben çıkıyorum.'' dedi.İçimden kendime saydırırken doktor çıkmıştı.

 Sanırım beş dakika olmuştu. Canımı yakmadan kendime rahat bir pozisyon arıyordum fakat bacağım ve kolum buna pek müsaade etmiyordu. Üzerimdeki örtüyü yukarı çekiştirdiğim sırada kapı açıldı. Kapıya bakıp annemi görmemle '' Mama ! '' diye  sevinçle şakıdım. Annem istifini bozmadan yanıma geldi. Elleriyle suratımı kavrayıp saçlarımı öpmeye başladı . '' Budala , ucube seni. Nasıl bu kadar dikkatsiz olabildin inanamıyorum .'' diyerek geri çekildi. '' O evde beni onların atmadığına dua etmeliyiz bence . '' dediğinde eliyle saçlarını düzelttikten sonra konuştu '' Shawna bana bir şeyler çıtlattı . Bana ne olduğunu anlat.''deyip yan tarafa yerleşti.

 Anneme her şeyi anlattıktan sonra boşanabilecek olduğumu hatta boşanmamı söylemişti. Tamam o gangster Afran'ı seviyor olabilirdim ama beni sevmeyen ve bu kadar üzerime gelen biriyle de kendi sonumu hazırlayamazdım.Sevgilisi olması psikolojik olarak zaten beni mahvediyordu. Anneme onunla Amerika'ya dönmek istediğimi ve boşanmak istediğimi söylemiştim. Annem zaten herkese ben iyileştikten sonra beni alacağını ve Afran ile boşanacak olduğumuzu söylemiş. Bu nedenle benim onayımla da işi kolaylaşmıştı. Annem çıktıktan sonra babam yanıma gelmişti. Onunda canım kızım bir tane kızım kısmı geçtikten sonra Afran'dan boşanmak istediğimi ve annemin yanına geri dönmek istediğimi söyledim. Bunu '' Yapabileceğimiz bir yol varsa sen istediğin için bende yardımcı olacağım .'' diyerek karşıladı. Daha sonra doktorların klasik hadi hastayı daha fazla yormayın diyerek kovmasıyla odadan çıktı. 

 Hemşirenin kontrole gelmesiyle zorla gözlerimi açtım. Benim uyandığımı görünce '' Yirmi üç gün uyduğunuz halde uykunuzdan taviz vermiyorsunuz .'' diyerek güldü .  Bu sırada dışarıdan gelen büyük gürültü ile hemşire elindeki şırıngayı geri koyup kapıya çıktı. Bağırışmaları duyuyordum fakat görüntü yoktu. Hemşirenin '' Buranın hastane olduğunu bildiğiniz halde insanları ve hastaları rahatsız etme hakkınız yok , kendinize gelin lütfen !''diye bağıran hemşireye bakıp bu ses hemşireden mi çıktı diye düşündüm.Birden Afran'ın sesi her yere dağıldı '' Kapat çeneni bana karımı göstermiyorsunuz. Kimsiniz  siz  ?! ''diye bağırdı.Hemşire geri dönüp bana baktı saniyelik bu anın ardından önüne döndü . '' Beni güvenliği çağırmak zorunda bırakmayın lütfen .'' dedi.Dışarıdan gelen bir gürültünün daha ardından Afran önce ''Kimi istersen çağır ! Karımı göreceğim , bir buçuk haftadır giremiyorum yanına .'' dedi daha sonra hemşire bir anda kapının önünden kayboldu. Afran'ın içeriye yöneldiğini görünce hemen gözlerimi yumup uyuyor gibi yaptım.

 Hemşire nerede kaldı diye sayıklarken ayak seslerinden Afran'ın yaklaştığını anladım.                      '' Polen, uyanıksın biliyorum, aç gözlerini .'' dediğinde önce yutkundum. Gözlerimi açmadan başımı olumsuz anlamda salladım. Bu sırada yatakta hissettiğim hareket korkuyla gözlerimi açmamı sağladı. Üzerime eğilmiş bulunan Afran ile neredeyse burun buruna oluşumuz ödümü koparttı. ''Hı.'' diye bir ses çıkarttım. Afran gözlerime dik dik bakmaya devam edince birinin gelmesini umut ettiğimden kapıya doğru baktım bu sırada Afran '' Gözlerime bak !'' dedi. Yoğun bakımda yatan biri olarak şuan yaşadığım olay aşırı trajikomikti. İnsan biraz hassas davranırdı. Zorla gözlerimi gözlerine çevirdim. O kadar öfkeli bakıyordu ki korkudan ne yapacağımı şaşırmıştım. Burada yatarken ne yaptım ki ona ?! Öfkesi ne içindi ?  İki dakikalık bakışmanın ardından sinirle soludu '' Benden boşanamazsın anladın mı ? Bunu o kafana yerleştir güzelim. Geri dönmek yok . Hiç bir güç seni benden ayıramaz ! Biz ayrılamayız o kadar !''dedi. Korkudan gözlerim dolmuştu. Bu sırada kurtarıcım ''annem'' odaya girdiği gibi Afran'ı üzerimden çekti ve peşinden gelen babama itti. Afran kolunu babamdan kurtardığında '' Karımdan boşanmak gibi bir niyetim yok. Kimse aramıza girmesin . Kim gelirse geldin ayıramaz beni karımdan . '' diyerek hızla odadan çıktı.

Görüşlerinizi yorum olarak belirtip oy verirseniz sevinirim ! xo







Aykırı ( DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin