"Kuroo sen bir aptalsın! Hem de en büyük aptalsın!" Kuroo'nun dediği şeyi aklından çıkaramadığı için çok öfkeliydi. Çok mantıksızdı ama yapma isteğini atamıyordu içinden.
Onun dudaklarını tekrar hissetme düşüncesi...aklını öyle dağıtıyordu ki! Son dersine girmeyip eve gelmişti ve geldiğinden beri sadece bunu düşünüyordu.
"Saçmalama Bokuto. Böyle bir şey yapamazsın!" diye kızdı kendine. Gerçekten o kadar çok istiyordu ki bunu...Kendine hakim olmak zor olacak gibi hissediyordu.
Kuroo'nun getirdiği içkilerden iki tane kalmıştı. Birini alıp salona geçti tekrardan. Sarhoş olacak kadar içmeyecekti, sadece biraz içmek istiyordu.
Şişenin yarısından fazlasını içtikten sonra içindeki cesaret büyümüştü. Sarhoş değildi henüz, ama biraz etkilenmişti yine de. Karar vermişti, öpecekti Akaashi'yi.
Ağzında içki tadı kalmasın diye dişlerini fırçalamak için banyoya gitti. O oradayken Akaashi gelmiş, odasına gitmişti. Bokuto yok sanmıştı içeride göremeyince.
Bokuto dişlerini fırçaladıktan sonra aynaya baktı iyi göründüğünden emin olmak için. Şu ana kadar evde nasıl göründüğünü hiç umursamamıştı ama şimdi dikkat etmesi gerekiyor gibi hissediyordu.
Korkak ama bir o kadar da cesur adımlarla Akaashi'nin odasına yürümeye başladı. Kapı açıktı, Akaashi çantasındakileri boşaltıyordu. Bokuto'yu kapısının önünde görünce irkildi.
"Bokuto-san, evde yoksun sanmıştım."
"Lavabodaydım." Kapıda durup çocuğa bakmaya devam edince Akaashi elindekini bıraktı. Bir sorun mu vardı? Neden öyle bakıyordu?
"İyi misin? Bir sorun mu var?" Bokuto yavaşça ona yaklaştı ve "bir şey yapabilir miyim?" diye mırıldandı. Gerçekten çok garip davranıyordu.
"Ne gibi bir şey?" demesinin üstünden bir saniye bile geçmeden çocuğun dudaklarını hissetti yine. Gözleri kocaman açılmıştı, Bokuto onu öpüyordu ve bu sefer sarhoş bile değildi. Kendi isteğiyle mi öpüyordu yani?
Geri çekilip neden böyle bir şey yaptığını sormak istedi ama şu an o kadar güzel hissediyordu ki, bunu yapmasının imkanı bile yoktu.
Bokuto dudaklarıyla çocuğun dudağını emerken sırtını duvara yaslamıştı aynı zamanda. Evdeki tek ses ikisinden çıkan kesik nefes sesleriydi. Akaashi elini çocuğun saçlarına attı ve ağzını hafifçe araladı. Bunu fırsat bilen Bokuto dilini yavaşça içine sokmuştu.
Kendini Akaashi'ye bastırdığında çocuk elinin altındaki saçları iyice kavrayarak çocuğun ağzına bir inilti bıraktı. Öpüşme gittikçe derinleşiyordu. İkisi de açlıkla hareket ediyordu sanki. Nefessiz kalmalarına rağmen asla durmuyor, dahasını da istiyorlardı.
Bu duruma ne zaman geldiklerini ikisi de anlayamamıştı ama şu an yarı çıplaklardı. Bokuto tişörtünü çıkarmaya yeltenince Akaashi de aynısını yapmıştı ve daha sonra yatağa geçmişlerdi. Akaashi sırtını yatağa bırakmışken Bokuto karnına oturmuş, eliyle elini yatağa bastırmış, dudaklarını boynunda gezdiriyordu. Dudaklarıyla çocuğun boynunun bir kısmını sıkıştırdığında Akaashi tekrardan inledi. İlk kez böyle bir şey yaşamasına rağmen hiç garip gelmiyordu, aksine o kadar hoşuna gitmişti ki..
O an olabilecek en kötü şey olmuş, telefon çalmaya başlamıştı. Telefonun sesi ikisinin de kendisine gelmesine sebep olmuştu. Az önce ikisi de iradesi dışında hareket ediyordu, tek dinledikleri şey vücutlarının birbirine olan çekimiydi.
"Hay anasını!" diye mırıldanarak odadan çıktı Bokuto. Akaashi'nin yüzü ışık hızıyla kızarmıştı. Az önce olanları neredeyse yeni yeni fark ediyordu. Utançla yüzünü kapattı. Telefon çalmasa ne kadar ileri gideceklerdi?
Bokuto'yu kimin aradığını merak ettiği için salona ilerledi. Kim olduğunu öğrenip sonra kaçacaktı çünkü aşırı utanıyordu.
Salonun kapısına geldiğinde sehpadaki içki şişesini fark etmesiyle boğazında bir yumru hissetti. Bokuto..yine mi sarhoştu? Yine mi aklı yerinde değilken öpmüştü çocuğu?
"Siktir." diye mırıldandı. Şu an öyle bir acı hissediyordu ki, gözleri anında dolmuştu bile. Bokuto onu sadece kullanıyordu. Yoko'yla ayrıldığı için üzgündü, içmişti ve Akaashi'yi olanları unutmak için kullanıyordu. Titreyen alt dudağını ısırıp hızlıca odasından telefonunu aldı ve ceketini giyerek evden çıktı. Kaçtı desek daha doğru olurdu.
Kapının çarpma sesini duyunca odasından çıktı Bokuto. Kuroo bir şeyler diyordu heyecanla, ama şu an onu dinleyemiyordu çünkü Akaashi gitmişti. Hem de kapıyı çarparak gitmişti. Bu iyiye işaret değildi.
"Kuroo, sonra arayacağım seni."
"Ne-" Telefonu çocuğun yüzüne kapatarak rehberde Akaashi'nin ismini buldu ve tıkladı hemen. Birkaç çalıştan sonra reddedilmişti. Anlamıyordu. Madem böyle bir tepki verecekti, en baştan vermesi gerekmiyor muydu? O kadar ileri gitmelerine izin verdikten sonra böyle yapması saçmalıktı.
"Tanrım! Bunu yapmamalıydım. Her şey boka döndü!" diye sinirle konuşup sandalyeyi tekmeledi. 'Keşke içmeseydim, o zaman cesaretlenemezdim' diye düşündü. Onu öptüğü için pişman değildi ama bir yandan da bunu yapmamış olması gerektiğini düşünüyordu çünkü yaptığı şey Akaashi gitmesine neden olmuştu. Belki geri dönmeyecekti bile...
Parmaklarıyla dudaklarına dokundu. O kadar güzel hissettirmişti ki çocuğun dudakları. Ona dokunmak, onu hissetmek...Deneyimlediği en güzel şeylerden biriydi.
"Hah! Bir de aşık ol aptal herif!" diye kızdı kendine. Üzgündü, sinirliydi, ama içinde hoş bir şeyler de vardı sanki. O kadar karışıktı ki duyguları, kafayı yiyeceğini hissediyordu.Acaba Akaashi geri dönecek miydi eve? Döneceğini ummaktan başka yapabilecek bir şeyi yoktu şu an.
Benden ilk kez sexual bir şeyler okudunuz nasıl hissediyosunuz hahxjahsha
ŞİMDİ OKUDUĞUN
housemate || BokuAka
Fanfiction"Ben Akaashi Keiji. Ev arkadaşı aradığınızı yazmışsınız"