"Ağlayacağım ya! Neden hep beni buluyor ki!" Hava durumunu kontrol etmişti ama yağmur göstermiyordu. Buna rağmen bir anda bastıran yağmura yakalanmıştı çok güzel bir şekilde.
Bokuto evde yoktu. Tek olmanın rahatlığıyla sırılsıklam olmuş tişörtünü üstünden çıkarıp banyoya ilerledi. Yıkanmak çok zor olacaktı çünkü donuyordu. Üstündeki her şeyden kurtulup duşakabine girdi ve sıcak suyu açtı. Titremesine engel olamadan hızlı bir duş alıp çıktı.
Giyindikten sonra kendine bir kahve yapıp salona geçmişti. Bir gram ders çalışma isteği yoktu ama televizyon izlemek de istemediği için kitabını almıştı yanına.
Üşüdüğü için iyice kıvrılmıştı koltuğa. Biraz uykusu da gelmişti, kitabı bırakıp dinlenmeye karar verdi. Gerçi, uyumaya çalıştığı her an aklına Bokuto geliyordu. Onu düşünerek uyumak ne kadar güzel olsa da başka bir yönden bakınca rahatsız ediciydi.
Akaashi uyuyakalalı iki saati geçmişti. Bokuto kapıdan girince çocuğa seslendi ama cevap alamayınca evde olmadığını düşünmüştü. Salona girip uyuduğunu görene kadar tabii.
Çantasını yere bırakırken gözlerini çocuktan ayırmamıştı. Yüzünde garip bir şekilde hafif bir gülümseme belirdi. Bacaklarını kendine çekmiş, olabildiğince küçültmüştü vücudunu. Bir çocuğa bakıyor gibi hissetmişti Bokuto.
İçeriden yorgan getirip çocuğun üstüne örttü. Biraz kıpırdanmasına rağmen uyanmamıştı. Bokuto ona son bir bakış atıp odasına ilerledi.