11- I'm in love

1.3K 106 115
                                    

Medya bölüm şarkısı... Two ghost :") Basıp dinleyerek okuyun lutfenn'-'

Harry'nin ağzından

O kadar çok içmiştim ki artık önümü göremiyordum. Kim bilir saat kaçtı. Louis Tomlinson'a aşıktım.LouisTomlinson'a aşıktım. LOUİS TOMLİNSON'A AŞIĞIM. Siktir. Kendime bunu yapıyor olamazdım değil mi? İlk önce hayatımdan değer verdiğim şirketim için Louis'ye blow job veriyor onu kandırıyordum, sonra bir anda ona aşık olduğumu fark ediyordum.Afferin bana!

Ama bir gerçek vardı ki, gözüktüğünden daha güzel. O fotoğraflarda gördüğünü yakından görmek. Buraya gelirken şirketi açacağım yeri özellikle seçtim. O meşhur "Seksi Tomlinson" u merak ediyordum. Ama sikeyim! Nereden bileyim aşık olacağımı?

Gözlerim iyice karardı. Bardan çıktım. Yola attım kendimi. Nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu.Sendeliyordum.

Gözleri... Çok güzeldi. Evet sıkıldınız bunu duymaktan. Ama siz de benim kadar yakından görseniz bahsetmeden duramazdınız. Hele bir de ona blow job verdiğinizde olan koyu mavileri... Neyse böyle bir şey imkansız zaten aklınızdan çıkarın :)

Sanırım gece olmuştu. Eve gitmek istedim. Ama yolları tanıyamıyordum. Kuşum LouLou'nun bana ihtiyacı vardı. Evin yolunu bulamıyordum. Yolu kaybetmiştim. Louis olsa evin yolunu bulabilirdim belki... 

Onu tanıyalı kısa bir süre oldu ama, ne zaman kaybolsam, beni eve götürecek gibi hissettiriyordu kalbimdeki sıcaklığı. (sweat creature alıntı :') 

Yollar sanki ben yürüdükçe çoğalıyordu. Koşmaya çalıştım. Sanki ayaklarım farklı yönlere gidiyordu. Louis'e yaptıklarım için pişmanlık duyuyordum belki sadece... Ama bana sarılsın istiyordum. Bana sarılsa biterdi belki. Kirli düşünceler ve pişmanlıktan önce aklına o insanla sarılmak geliyorsa, aşık değil misinizdir?

Koşmaya devam ettim. Louis artık yoktu.Gelmeyecekti.Mavinin o tonunu artık göremeyecektim. Benim yüzümden. Hepsi benim yüzümden.

Gözlerimden yaşlar süzülürken yolu daha çok kaybettim.Herkes mutlu görünüyordu. Bir kere Louis'yi görür gibi oldum ve o tarafa koştum. Ama yoktu işte... Sanki hayalet gibiydi. Gerçi benim de şu an dünyada var olduğum tartışılırdı. Soyutlanmıştım.

Sadece iki hayalettik. Birbirimizin yerinde duran iki hayalet.

Bir araba freni duyunca korktum. Ters yöne daha da koşmaya başlamıştım. Yüzümde bir acı hissedip yere yığıldım. Bir elektrik direği olmalıydı.

Gözlerim kararıyor,ve yüzümdeki acı azalıyordu. Bir daha kalkmamayı ve gideceğim yerde onu görmeyi diledim. Belki evin yolunu bu şekilde bulurdum...

...

Lanet olsun ki gözlerimi açabiliyordum. Karşımda maviler bekledim. Cennet böyle olmuyor muydu? Onun yerine bal rengiyle karşılaştım. Ah Liam? O da mı... Yoksa...

"ZAYN BEBEĞİM! UYANDI!"

Zayn koşa koşa elinde ilk yardım çantası ile geldi.

"Ah dostum! Bizi çok korkuttun!"

Gözlerimi araladığımda olayları yeni kavrıyordum. Kafamı kaldırmaya çalıştığım andan itibaren gelen büyük ağrıyla inledim ve kafamı yeri yatırdım. Kapı kırılacak şekilde çalmaya başladı. Liam kapıyı açmaya gitti.Zaynise üzerimde bir şeyler ile uğraşıyordu ve konuşmaya gücüm yoktu.

Niall gelmişti.
"HARRY, İYİ MİSİN? SİKEYİM BU NASIL SORU?! NASIL OLMUŞ BU ZAYN?!

"Bilmiyorum dostum yeni uyandı. Biraz ayılmasını bekleyelim sakin olun."

Boğuk boğuk gürültüler duyuyordum sadece. Anladığım tek şey vardı. Ölmemiştim ve bu yüzden Louis burada yoktu. Ya da cennete gitmemiştim, o yüzden Louis burada yoktu... İki şekilde de olma ihtimaline küfrettim.

" Kendine gelmiş çocuklar. Ağızı bozuldu yine. "

Diyip göz devirdi Liam. Elime içicekler ve yemekler sıkıştırmaya başladılar. Bana iyi geleceğine dair şeyler anlatıyorlardı.Bense bana iyi gelecek olan tek şeyin Louis olduğunu anlatamıyordum.

Kendime yavaş yavaş geldiğimde eve doktor çağırdılar.

"Kendimi iyi hissetmiyordum ve koşarken hızla demire çarptım." dedim doktora üstü kapalı. 

İlaçlarımı yazdı ve 2 gün sonra kontrole gelmemi istedi. İç kanamadan korkan Niall bir oh çekti. Zayn beni misafir odasına götürmek üzere kaldırdı. Odaya vardığımızda konuştu. 

" Demek bizim Louis'ye abayı yaktın ha? "

" Ne?Sen nered..."

"Harold uyuduğun süre boyunca adını sayıklayıp durdun. Hatta bazen kısaltarak Lou bile dedin...Hem LouLou ne ya?!" 

siktir, lou! 

"LOULOU!" 

"Evet dostum aynen böyle..."

"ZAYN... K-KUŞUM LOU! EVDE KALDI. ONA BAKMAM GEREK. N-NOLUR *HICK* ONU GETİRİN!"

"Tamam, tamam sakin ol Harry. Şimdi aşağı ineceğim ve Liam'a onu almasını söyleyeceğim. Sen de gelip bana şu Louis olaylarını anlatacaksın." 

İçim birazcık rahatlamıştı.Umarım ona bir şey olmazdı. Zayn geri geldi. Utanarak ona baktım. 

"Kimse duymadı değil mi?" 

"Hayır. Ama bundan sonra duyup duymayacağına karar vereceğiz. Sen anlattıktan sonra."

Kaçış yoktu.Başladım. 

"O-onunla aynı işin toplantısına girecektik. Ç-ok önemliydi Zaynie..." 'ee?' der gibi bir bakış atınca devam ettim. "Ve o haberleri de görünce... Kazanmak istedim o işi. B-ben..." Söyleyemezdim... Nasıl yapabilmiştim bu boku? Zayn zorlandığımı görünce elini yanağıma koydu ve biraz güvende hissettim. Bana istersem sonra anlatabileceğimi söyledi. Ama ya şimdi ya hiç. Zaten zorlanıyordum! " Ona toplantı günü, toplantısını kaçırsın diye blow job verip ortalıktan kayboldum." 

Zayn'in ağızı açık kaldı. Elini çekti.Bana ilk başta sinirli baksa da yüzümdeki çöküklüğü ve pişmanlığı görmüş olacak ki yüzündeki ifade silindi. 

"Ve sen de o gittikten sonraki boşlukta ona cidden değer verdiğini fark ettin." onayladım. 

"NE?" 

Siktir, Niall her şeyi duymuştu... 

"Niall ben..." 

Gitti. Kapı sesi duyuldu aşağıdan. Ne yapacağım şimdi ben? Onu işe o yüzden aldığımı sanacak. Louis'ye ihanet ettiğini düşünecek. Kendini pişman hissedecek Louis'ye karşı. Ona en azından ondan hoşlandığımı söylememi beklediğini söyleyecek. 

" Ben onu hallederim."dedi Zayn. Yatmama yardımcı olup belimdeki yastığı kafama koydu. Yarım saat uyumuştum ki yanımda uçuşan kuşu gördüm. Liam getirmiş olmalıydı. 

" LOULOU! "

kafama çıktı ve kıkırdadım.Belki de günler sonra ilk defa. Öptüm onu. Yeterince beslendiğini anladım kursağına bakarak. Yanıma kondu ve onu parmağımla okşadım. Gözleri kapandı. İkimizin de uykusu gelmişti belli ki. Günlerdir uyumamıştım. Louis'nin okyanus rengine sahip kuşa tekrar bir öpücük verdim. 

"Sen de erkenden uçup gitme olur mu?" 

Islak gözlerle uyuyakaldım. 

Kısa ve sıkıcı bir bölüm olsa da geçiş bölümü gibi düşünün. :)

Louissiz bir bölüm ama sıkılmadan okuyun çünkü mannnyak bölümler geliyor 2 bölüm sonrasına kadar yaklaşık aklımda değişik şeyler var hadi bakim ldmdlmslskdod

OBSESSIVELY (Larry Stylinson) (Smut!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin